Masaüstü Rol Yapma Oyunlarında “Nifak Tohumu”
Kabul edelim, kurnazca hamlelerle yapılmış bir entrika, çoğu masaüstü rol yapma oyuncusunun hoşuna gider. Eğer plan mantık çerçevesinde yazılmış ve oyuncu kendi yaptığı seçimlerle oltaya yakalanmışsa, karakteri ne kadar kötü duruma düşerse düşsün, inanılmaz eğlenecektir. Yalnız oyuncuların arasına nifak tohumu serpmek, her iyi oyun yöneticisinin kaçınması gereken büyük bir hatayla flört etmektir. Güveni sarsılan grup, beraber hareket etmek için neden bulamayabilir. Bu yazımda size grubun dağılmasına neden olmadan, nasıl psikolojilerini bozup, birbirlerinin kuyusunu kazdırabileceğinizden bahsedeceğim.
Yazımda bahsedeceğim fikirleri mümkün olduğunca uzun soluklu oyunlarda kullanmanızı öneririm. Oyuncuların birbirlerine yapacakları pislikler ve entrikaların gerçekten etkili olması için ana hikayenin bunun üzerine kurulu olmaması gerekiyor. Eğer ana hikaye “içimizden birisi Kral’ı indirmeye çalışıyor?” olursa daha masaya oturur oturmaz oyuncular birbirinin üstüne düşer ve çok geçmeden, ya nifak tohumları yeşermeden olay biter ya da parti dağılır. Masaüstü oyunlar doğaçlama olduğu için, en ufak hatanızda ipuçları karışır, hazırladığınız senaryoyla çıkmaza girersiniz. Bu iki nedenden dolayı, böyle karışık durumlar en güzeli, alt hikaye olarak sunulmalıdır. Tek oturumluk oyunlarda bunun için zaman yok. “Ama…” dediğinizi duyabiliyorum. Tabii ki yapılır ama asla haftalardır güvenip diyar diyar gezip macera yaşadığın birisinin karşı taraf için çalıştığını öğrenip, kafanda parçaları yapboz gibi oturtmanın şaşkınlığını vermeyecektir. Kısaca “Nifak Tohumu”
İçimizdeki Casus
Diğer tekniklere girmeden önce en temel, aslında hepsinin dönüp dolaşıp geldiği yerden bahsetmek gerek. Senaryoyu yazarken oyuncu karakterlerinden birini “casus” olarak belirleyin. Oyunun başında diğer oyunculardan ayrı olarak kişiye gereken bilgileri verin. İlk oturumda partiye casus hakkında hiç bir ipucu vermeyin. “Casus” oyuncunun ilk “görevi” ikinci oturumda olmalı. Bu görev doğrudan partiyi etkilememeli. Sonrasında en az iki hafta kendisine başka bir görev vermeyin. Uyanan şüpheler kaybolsun, casus bile kendisini unutsun. Ondan sonra kendisine daha uzun soluklu, partiyi dolaylı yoldan etkileyen bir görev gelmeli. Macera süresi boyunca casus karakter, partinin gerçek bir üyesi haline gelecektir, bu sayede ahlaki bir seçim yapmak zorunda kalacaktır. Hikayenin sonuna kadar doğrudan kendi arkadaşlarını hedef alan bir görev vermeyin, böylece oyunun sonuna kadar saklanan casus, belki de son oturumda arkadaşlarını arkadan bıçaklayarak veya yaptıklarını açıklayarak kimsenin unutamayacağı bir son yaratacaktır.
Oyuncuların içine, birbirinden habersiz iki casus da koyabilirsiniz. Buradaki önemli detay, casusların da olaydan bi haber olmalarıdır. Aslında aynı amaç uğruna çalışan karakterler, bilmeden diğerinin işine çomak sokabilir, ortalığı karıştırıp birbirlerini destekleyebilirler. Ya da biri partiye ihanet etmekten vazgeçip diğerini saf dışı bırakmaya çalışabilir… Düşünsenize, binbir çeşit olasılık var.
Danışıklı Dövüş
En son denediğim ve meyvesini aldığımı düşündüğüm teknikse şu: oyuncuları birbirine bağımlı iki (veya daha fazla) küçük alt gruplara ayırın. Alt-kümelerimizin amaçları aynı doğrultudayken, birbirlerinin rakipleri olmaları gerekmekte. Grubun birlikteliği bozulmadan birbirlerine pislik yapacaklar. İlerleyen oturumlarda oyuncular küme de değiştirebilir… Veya grup birleşip huzur içinde yollarına da devam edebilir.
Eğer kümeler, diğeri olmadan da rahatça senaryoda ilerleyebiliyorsa, bir yerde yanlış yapıyorsunuz demektir. Oyuncuların birbirlerine bağımlı olması çok önemli. Sevmediğiniz insanlarla ödev yapmak zorunda kalmışsınız, öyle düşünün.
Örneğin bir Vampire The Masquerade grubumda şöyle oldu: Bir Gangrel ve Tzimisce, bir Toreador ve Tremere’le aynı gruptaydı. İlk küme, ikinci küme hakkında bilgi vermesi için şehrin Prens’i tarafından yollanmıştır. Eğer ilk küme karşı taraf üzerinde kontrol kurmaya çalışıp, onlara düşmanca davranırsa, ikinci küme onların yanında rahat hissetmeyecek ve ellerine koz vermeyecektir. Tzimisce, azılı düşmanlarına yardım etmek zorundadır. Tremere, başındakileri gönderemez çünkü bu Prens’in emirlerine karşı gelmek olur. İlerleyen oturumlarda Tremere’in yaptığı yasak büyüleri öğrenen Gangrel, bunları Prens’e satabilir fakat şuan bulundukları durumdan kurtulmak için Toreador’un yardımına ihtiyacı vardır ve Toreador, Tremere ile arkadaştır gibi…
Gördüğünüz üzere, kısık ateşte yaktığınız zaman karakterler arasındaki gerginlikler oyuna farklı bir tat verecektir.