Oyun Yöneticisinden Küçük Sürprizler!

Siz de oyuncularınıza küçük sürprizler hazırlıyor musunuz? “Yo, hayır. Biz çiğ olarak veriyoruz, yiyorlar.” diyorsanız eğer, bu yazıya göz atmanızda bir fayda var derim. Zira oyun senaryonuzu etkilemeden, arada bir oyuncularınıza tebessüm ettirmek isterseniz, size bir kaç ufak tüyo verebileceğimi düşünüyorum.

Hediye mi? Nasıl Bir Sürpriz Bu?

Elbette bundan bahsetmediğimi biliyorsunuz. Şaşırtmaca, bir çok senaryonun içerisinde mutlaka bulunması gereken bir etken. Elbette, yukarıda geçen hediyevâri sürprizler mutlaka oyuncuyu mutlu edecektir. Fakat bahsini etmeye çalıştığım şey; senaryolarınızda çok ufak değişiklikler yaparak, oyuncularınızı eğlendirmek ve şaşırtmak üzerine.

Her yazıda olduğu gibi, kendi anladığım gibi, örnekleyerek anlatmayı tercih edeceğim. Örneklemelerimi kendi oyunlarımda, başımdan geçenler üzerinden kurarsam sanırım daha doğru olur.

Geçen haftaki oyunumu hazırlarken, bir önceki oyunun sonunda, oyuncularımı güvenli bir bölgeye taşımam gerekiyordu. Oyuncuların vampir olduğu ve güneşin doğmasına sadece 15 dakika kaldığı düşünülürse, güvenli bir bölgeye taşıma işlemi için alternatif bir yol üretmem gerekiyordu. Haliyle, etrafı ışıktan izole edilmiş bir araçla, dayak yedikleri yerden, hasarlı bir şekilde kurtarmıştım oyuncuları, mecburen(!).

Oyuncu1

Bir sonraki oyunda, oyuncuları kapalı bir antrepoda gece olana kadar bekletmem gerekiyordu. Sonra dedim ki kendi kendime, yeterince sıkıcı değil mi olan her şey? Neden bir değişiklik yapmayayım? Oyunun Hollywood’ta geçtiği geldi aklıma. Sonra olanlar beni çok eğlendirdi, sonucu da onları.

OY (Ben): Minivan’ın arka kapısını açtığınızda, etrafınızda ağaçlık bir alan görüyorsunuz. Çok karanlık.
Tremere ve Brujah: Etrafa bir bakalım! (Zarlar atılır, sonuçlar: kötü ve çok kötü)
OY: Etrafınızda normal bir ağaçlık alan var, çok karanlık yine de araçtan indiğinizde toprağı altınızda hissedebiliyorsunuz. Ne kuş sesi, ne de hayvan sesi var. Rüzgar bile esmiyor. Daha dikkatli bakmanızı öneririm. Tremere eh işte bir zar ile gökyüzünü farkediyor.
OY: Karanlık fakat bir gece yok, gökyüzünde ne yıldızlar ne de ay var!
Tremere: O zaman bir Okült denemesi yapayım!
OY: Daha önceden duyduğun gölge diyarı olabilir burası! Ama bilemedim tabi (İnceden ayar verin, Ali Cengiz oyunu yapın).
Tremere: Beyler, Gölgeler diyarında olabiliriz.

oyuncu3

Tremere karanlığı duyunca, saldırdıkları avcılardan temiz bir dayak yedikten sonra, içeride yatmakta olan LaSombra’ya seslenir. Yerinden kıpırdayamasa da, olayları duyunca; “Etrafımızda büyük bir karanlık küresi olabilir!” diyerek olayı açıklığa kavuşturur. O esnada;

Ventrue: Telefon çekiyor mu abi?
Brujah: Daha fazla ışık lazım. Arabanın sürücüsü yok galiba, camı indiriyorum.
OY: Kırabiliyorsun abi camı, telefonlar çekiyor.
Tremere: Farları yak!
Brujah: Kırıyorum abi camı, düz kontak yapıyorum.
Ventrue: Abi, söz konusu nosferatuyu arıyorum.
OY: Cam kırıldı, düz kontak yaptın. Farları açıyorsun, far ışıkları ağaçlara vuruyor ve gölgelerini görüyorsunuz. Bir noktadan sonra, gölgeler yarıda kesiliyor. Gary açtı telefonu, sorun olmadığını, yarım saatte yanınıza geleceğini söylüyor.
Brujah: Gölgeler yarıda kesiliyor!
Ventrue: Arkadaşlar, sorun yok. Nosferatu yolda…

Yorumlar