Rol Yapma Oyunları 5: Sistem ve Kurguyer Arasındaki İlişki Nedir?

Sistem ve kurguyer birbirinden çok kesin bir şekilde ayrıştırılabilir kavramlardır ama özellikle ticari ürünlerde iç içe sunulurlar. Biz de açıklamak gerekir diye düşündük. Sistem ve Kurguyer Arasındaki İlişki Nedir?

İnsanlar kitabın üstünde yazan açıklamaya kanıp, bir kitapta okudukları şeylere sistem ögesi, diğer kitapta okudukları şeylere de kurguyer ögesi derler. Sonra bir heves tasarım işine girdiklerinde, en baştan bulanık öğrendikleri için, uzun ve kaçınılmaz bir afallama süreci ile zaman ve heves kaybedilir.

RYO kitabı yazarak para kazanan herkes aynı şekilde yanlış iş yaptığına göre, bu yanlışlığın temelinde bir bilgelik aramak son derece yerindedir. Mesela sistemin en saf, en kurguyerden ayrılmış halinin tanımına bakalım.

Sistem, bir grup kümeden ve bir işlem listesinden oluşur. Küme işlemleri ile kümelerden seçilen değerlerin, aynı listeden alınan cebir formüllerinde önceden belirlenmiş değişkenlerin yerine yerleştirilmesi ve çıkan sonucun bir mantık formülünden geçirildikten sonra, yine bir kümeye yazılmasıdır.”

Özellikle herkesin ilköğretim esnasında duyduğu sözcükleri kullanmama rağmen, okuyanın çoğunun kafasında doğal olarak bir şey canlanmadı. İnsan algısı doğal olarak filtrelidir. Beynin en gereksiz gördüğü bilgiler hiç daha fazla işlenmeden üstüne yeni bilgi yazılır. Bu bilinç dışı bir süreçtir, insan kendini kitap okumaya zorlayabilir ama bilginin aklında kalmasını sağlayamaz. Kitap yazarları her daim okuyucunun beynini kandırmak için çaba sarf ederler.

Mesela sistem oalrak yaşanan kafa bire bir aynıdır, ama kurguyer ile ballandıra ballandır anlatınca farklı geliyordur.

Mesela sistem olarak yaşanan kafa bire bir aynıdır ama kurguyer ile ballandıra ballandıra anlatınca farklı geliyordur.

İnsan beyni bilgiyi öyküler halinde saklar. Dışarıdan gelen bilginin insan hafızasında daha kolay yer etmesi için, önceden öykü haline getirilmesi çok olağan bir durumdur. Kurallar tamamen soyut matematiksel yapılardır. İnsanın bakıp da anlaması için bir kurguyere bağlanıp, kurguyerden çekilen örnek kurallarla açıklanırlar. Çünkü sistem ve kurguyer birleştirildiğinde ortaya doğal olarak öykü çıkar.

Peki Kurguyer Nedir?

Kurguyer bir isimler listesidir. Nesnelerin, kişilerin ve aralarındaki ilişkilerin isimlerini barındırır. Bütün bu varlıkların ve etkileşimlerin üzerinde durduğu yeri ve yaşandığı zamanı isimlendirir. Ama mesela işeyiş hakkında bilgi içermez. İlişkilerin nasıl değişeceğini göstermez.”

Mesela 3.X sisteminde hangi cins silahın kaç hasar verdiğini belirleyen bir grup kural vardır. Bu kurallar silahların kendi aralarında dengeli olmalarını sağlar, ama hangi silahın neye benzediğini hangi ırk tarafından kullanıldığını belirlemez. Kurguyerden arındırılmış bir sistem anlatısında “Bir silah var, yakın dövüş silahı, d8 kadar vuruyor, kesici hasar veriyor, tek elle kullanılıyor, %10 ihtimalle çifte hasar vuruyor, 2 kilo kadar ağırlığı var” diye tasvir edilecek silah, ortaçağ dengi bir kurguyerde “Longsword” olacaktır.

Tarihsel süreç olarak bakarsak, sistem ve kurguyer ilişkisini her yönüyle analiz edecek bir birikim yok. Yazının icadından beri kurguyer üretmemize rağmen, sadece 1974 yılından beri oyun sistemi üretiyoruz. Lakin sadece tanım karşılaştırması gözle görünür şekilde eksik kalacağı için, eldeki imkanlar yettiğince anlatacağım.

Sistem dediğimiz şey en başta Gary Gygax, Dave Arneson ve diğer arkadaşlarının kendi okudukları kitaplarda gördükleri ortak temaları ve klişeleri listelemesi ile başladı. Normalde oyuncak askerleri dövüştürmek için yazılmış kuralları alıp, topladıkları klişeleri de içerecek şekilde geliştirerek ilk RYO sistemini yarattılar. Şu an bile bazı oyun tasarımcıları, oyun olsun diye düşünülmemiş edebi türleri analiz edip, bu eserlerin topluca ima ettiği kurallardan oluşan sistemler yazıyorlar. Bu açıdan düşünürsek her güzel edebi eser, kendi içinde saklı bir sistem barındırır.

orta

Sistem üzerinden düşünmek kurguya tutarlılık katar. İMÇ’in de ara sıra değindiği gibi suspension of disbelief biraz kırılgandır. Okur yeni bir kurgu okumaya başladığı zaman, yaşadığı hayattan edindiği varsayımları bir kenara bırakmaya gönüllüdür. Edebi eserin içinde büyü de olur, robot da olur, her şey olur. AMA eğer ki eser; okuyucuya kendi aktardığı bir kuralı sonrasında açıklama yapmadan bozarsa, okuyucu bütün sorumluluklarından arınmış olur ve büyük bir iç rahatlığı ile “hadi be!” diyebilir. Böyle bir tutarsızlık yakalayınca, eleştiri getirmekte de yerden göğe kadar haklıdır. Kurguyu tutarlı hale getirmek okurun değil yazarın işidir.

Bunu 2000’li yılların başlarında fantastik kurgu eserleri nispeten kolay bulunur hale geldiğinde yaşadık. Bir kısım insanlar özellikle Salvatore kitaplarını hiç inandırıcı bulmadılar, ki o dönemde “DM perdesinden zar sesi gelmiyor.” deyimi ortaya çıktı. Masaüstü oyun çevresinde gelişen edebiyatta, kurguyerin tutarlılığını garanti altına alan yegane şey kitaba yazılı kurallardır. Eğer bir yazar hem kitabının üstüne kurguyer markası bastırır, hem de o kurguyerin bağlı olduğu kural setini gözardı ederse, kuralları zerre sallamadan poposunun keyfine göre oyun idare eden OY konumuna düşer.

Elbet seveni var, ama sevmeyenin de sevmeme konusunda hakkı var. Burada asıl mühim olan kişinin kendisinin neyi sevip neyi sevmediğinin farkında olması ve bunu net bir şekilde bile getirecek bilgi birikimine ulaşması.

Bu yazı, "Rol Yapma Oyunları Hakkında" adlı yazı dizimizin bir parçasıdır.

Yorumlar