1- Proaktif Oynayın

İyi bir oyuncu olmanın ilk şartı, bildiniz, oyunu oynamaktır. Sessiz kalmayın, hikayeye katılın, bir şeyler yapın… Oyun Yöneticisinin sizi bir şeyler yapmaya zorlamasını beklemeyin. Karakteriniz her ne iş yapıyorsa gidin onu yapın: Cadı avcısı oynuyorsanız cadı avlayın, dedektifseniz ipuçları arayın, rahipseniz dininizi yayın…

Sadece etrafındaki olaylara tepki veren karakterler genellikle zayıf ve sıkıcıdır. O ya da bu hedefi kovalamaz, bir şey yapmayı bile denemezler. Biz ise eylem ve seçimleri hikayeyi etkileyen, hata yapsa bile ilginç hikayelere yol açan kahramanları severiz. Bu yüzden proaktif oyuncu iyidir, reaktif oyuncu kötüdür. Reaktif olma işini oyuncu dışı karakterlere (ODK) bırakın.

RYO’larda karakterinizi var etmek için konuşmalısınız. Konuşmuyorsanız karakteriniz yoktur, bu kadar basit. Ne yaptığınızı tasvir edin, gerekiyorsa rol yapın; yeteneklerinizi, özelliklerinizi, zayıflıklarınızı gösterin, dünyayla etkileşime girin. Eğer sürekli arka planda kalıyorsanız karakterinizin etkileyebileceği bir şey bulun. Eğer öyle bir şey bulamıyorsanız o karakteri bırakın ve bir dahaki sefere daha iyi bir karakter yaratın.

Bazen oyunun devam edebilmesi için karakterinizden taviz vermeniz gerekir. Yabancılara güvenmeyen ve kimseyle konuşmak istemeyen bir karakter olabilirsiniz ama grup arkadaşlarınızla nasıl tanışacaksınız? Ya da karakterinizin tahammülsüz olduğu bir konuda arkadaşınıza saldırmak gerçekten oyuna bir şey katacak mı? Oyunun gidişatını engelliyorsa “Benim karakterim bunu yapmaz” iyi bir bahane değildir. Bunu sık sık diyorsanız oyuna yaklaşımınızı gözden geçirmeniz gerekir. Karakterinizin o oyuna uygun olmayabileceğini düşünün. Ya da belki karakterin prensiplerinden yavaş yavaş taviz vererek gelişmesinin hikayesi daha ilginç kapılar açacaktır? Unutmayın, bu oyun sadece sizin karakterinizin hikayesi değil, grubun hikayesi.

Oyundaki tek hikaye anlatıcısı oyun yöneticisi değildir, bu herkesin sorumluluğudur. Siz oyunda bir şeylerle ilgilendikçe oyun yöneticiniz hikayenin o yanlarını geliştirecek ve bu sayede hikayeyi yönlendirmiş olacaksınız. Maceranın sizi seçmesini beklerseniz istemediğiniz şeyler yapmak zorunda kalırsınız. Bunun yerine siz sevdiğiniz macerayı seçin. Tabi bunu yaparken oyunla ve ana hikayeyle hiç alakası olmayan yerlere de sapmayın. Özetle iyi oyuncu hikaye anlatıcıdır, kötü oyuncu sadece dinleyici.

2- Sistem ve Kurguyeri Öğrenin

İyi bir oyuncu oynayacağı sistemi en azından oyunun akışını yavaşlatmayacak kadar öğrenir. Karakterini yaratmadan önce araştırma yapar ve oyun sırasında en azından hangi zarı ne zaman atacağını bilir. Kötü bir oyuncu ise hiç hazırlanmadan gelir ve oyun yöneticisinin kendisini taşımasını bekler. Karakterinin sınırlarını ve kabaca ne yapıp ne yapamayacağını da kestiremediği için iyi rol yapamaz.

Tabi ilk defa RYO oynayacak yeni oyuncular için bu kural esnetilebilir. En az bir kere oynandığını bizzat görmeden sistem öğrenmek pek kolay bir şey değil. Ama zamanla, öğrenmek için bir çaba göstermeniz beklenecektir. 5 level oynayıp hala saldırırken hangi zarı atacağınızı ya da hasarınızı nasıl hesaplayacağınızı soruyorsanız, kusura bakmayın, oynadığınız masaya yük oluyorsunuz demektir.

Aynı kural kurguyer için de geçerlidir. İyi bir oyuncu dünyayı genel hatlarıyla öğrenir, dünyaya uygun bir karakter yaratır ve öz-geçmişini ona göre yazar. Karakteri oyunun temasına, moduna ve atmosferine uygundur. Kötü bir oyuncu ise bunların hiç birisini umursamaz, karakteri dünyada emanet durur. Oynadığı kurguyere uygun davranışları bilmediği için kötü rol yapar ve mantıksız hareketlerle diğer oyuncuların gerçekçilik hissini baltalar.

Eğer iki oturumdan fazla oynadığınız bir oyunun, dünyası ve sistemi hakkında hiç bir şeyi merak edip okumadıysanız büyük ihtimalle Rol Yapma Oyunları size göre değildir. Daha uygun hobilere yönelmenizde fayda var.