Rol Yapma Oyunlarında Korku Öğesi – Bölüm 1: Neden Korku

Öncelikle, rol yapma oyunlarında korku kullanımı sadece Call of Cthulhu, Ravenloft, Little Fears, World of Darkness ve niceleri gibi pek çok korku ve gerilim ağırlıklı gerçekliklerle sınırlı değildir. Onlar adı üzerinde, korku, trajedi ve gerilim ağırlıklıdır.

Şüphesiz bir ya da bir kaç kişiyi korkutmak, az çok psikoloji bilgisi, iyi zamanlama yetisi ve şans ister. Şimdi, kendi deneyimlerimden yola çıkarak korku oyunlarında oyun yöneticisinin işini kolaylaştıran başlıca faktörleri anlatacağım.

Korku oyunları için ideal ortam. Basık tavan, taştan duvarlar ve bol bol ahşap. Ama ne yazık ki çoğumuzun bodrumu yok :-(

Korku oyunları için ideal ortam. Basık tavan, taştan duvarlar ve bol bol ahşap. Ama ne yazık ki çoğumuzun bodrumu yok 🙁

Neden Hep Karanlık?

Çok basit. İnsanın biyolojik yapısı gündüze, aydınlığa yatkındır. İnsan gözü, karanlıkta görme yetisinin büyük kısmını kaybeder. Hatta göz alışana kadar bir süre tamamen karanlıkta kalırız. Bu, avcılık- toplayıcılık dönemlerimizden kalma “tehdit var, dikkat!” sistemini ateşler. Savunma haline geçeriz. Öbür duyularımız keskinleşir, çıt çıksa zıplayacak hale geliriz. Dikkat edin, insan avlama potansiyeli olan çoğu yırtıcı hayvan karanlıkta görebilir ve sessizce hareket edebilir. Karanlıkta çoğumuzun her an saldırı beklemesi içgüdüsel olarak bundan kaynaklıdır. Sanırım şimdi vampir, gulyabani, cin gibi varlıkların geceleri ortaya çıkıp güneş doğunca etkisiz kaldıkları zihninizde daha net bir anlam kazanmıştır. İnanışlarda, bu canavarların çoğunun dişleri keskindir ve insanları yer. Güneşin doğuşunun habercisi sayılan horoz sesinin, pek çok kültürde lanet bozucu etkisi olduğuna inanılması da tesadüf değildir.

Kıssadan hisse, korkutmak isteyen oyun yöneticilerinin yapabileceği en masrafsız şey; oyuncuları hava karardıktan sonra toplayıp, mümkünse yuvarlak bir masada birbirlerine yakın oturmalarını sağlayarak bir kaç mum yakmaktır.  İnsanlar birbirlerine yakın otururlarken, gölgeleri masanın etrafına vuracaktır ve illa ki birileri kafalarını dahi çevirse odada hareket hissedip tedirgin olacaklardır. Sadece bu da değil, çoğumuzun evindeki ahşap parke ve mobilyalar, özellikle ani ısı değişimlerinde güçlü sesler çıkarırlar. Oyunun ortasında, herkes konsantre olmuşken bir “ÇAT!” sesi, tam ihtiyacınız olan şeydir. Bu tür anlarda, oyuncular irkilseler bile siz özellikle istifinizi bozmayın, hatta hiçbir şey duymuyormuş gibi davranarak yüzünüze hafif bir gülümseme oturtun. Çoğu rol yapma oyuncusu hafif paranoyaktır ve sizin ev dahilinde bir şeyler planladığınızı düşünecekler, her dakika bir şey fırlamasını bekleyecekler ve tedirginlikleri artacaktır. Özellikle yan odalardan da sesler geliyorsa, camın kendi kendine açılıp odadaki bir şeyleri devirdiğini düşünseniz dahi gülümsemenizi koruyun ve içeri bakmaya gideceğinizi söyleyin. Bu pek çok korku filmine gönderme yapan bir davranıştır. Siz de korkmayın, muhtemelen rüzgardır. Güz mevsiminde hava erken kararırken bir Call of Cthulhu oyunu idealdir yani.

Şimdi bu kadar mantıklı konuştuğuma bakmayın, gecenin köründe ağaçlık bir yerde yalnız olsam ve çıtırtı duysam, bunların tek kelimesini dahi düşünmeden tabanları yağlarım, arkamdan yarış atı yetişemez. Neden?

Hiçbir şeyden şüphelenmeyen oyuncularınıza kapıyı bu kılıkla açıp aynen böyle bakın., daha da bir şey olmazsa boynunuza garip bir açı verip sırıtarak onlara doğru yürüyün. Bir daha hiçbir oyununuza gelmeyecekleri garanti.

Hiçbir şeyden şüphelenmeyen oyuncularınıza kapıyı bu kılıkla açıp aynen böyle bakın., daha da bir şey olmazsa boynunuza garip bir açı verip sırıtarak onlara doğru yürüyün. Bir daha hiçbir oyununuza gelmeyecekleri garanti.

Bu yazı, "Rol Yapma Oyunlarında Korku Ögesi" adlı yazı dizimizin bir parçasıdır.

Yorumlar