Rol Yapma Oyunlarında Siyasi Güç Odakları

Tek Adam Rejimi

İzlediğim, oynadığım, sonradan dinlediğim oyunlarda gördüğüm kadarıyla feudal avrupada yönetim işlerinin ve yerleşimlerin nasıl yürüdüğüne dair çoğunluğun pek bir fikri yok.

ibram3

Oyuncular şehre geliyorlar ve her tehlikeye gözü kara atlayan; hepsi krala erişime sahip ve sadık, kuvvetli muhafızlarla dolu bir yerle karşılaşıyorlar. Arada gösteriş olsun diye “yüzbaşı” ya da onun gibi bir adam oluyor ama kimi yönettiği belli değil; biraz işler karıştımı direkt lordun karşısına çıkılıyor. Lordlar hep genç ve kuvvetli erkekler, aynı zamanda karizmatikler ve şehirlerindeki olaylardan çok haberdarlar. Otoriteleri de güçleri de muazzam. Sözleri kanun, üzerlerinde daha üstün bir güç ve otorite de yok.

Son derece sıkıcı. Örnek alınan “absolute monarchy” bu değil. Bu olsa olsa tembellik.

Güç Odakları

Bir yerleşim biriminde çeşitli güç odakları olur. İstenen bir şeyin yapılması, bir karar alınması, hatta o yerleşim biriminin ayakta kalması bu güç odaklarının var olmasına bağlıdır. Nüfus arttıkça da güç odaklarının sayısı artabilir. Ama bazı merkeziyetçi sistemler devredeyse (devlet kavramı, merkezi yönetim gibi) sayıları az olabilir ve odakların güçleri çok kişiye dağıtılarak azaltılmış olabilir. Buna örnek olarak tek bir hazine bakanı yerine ülkenin finansal işleriyle ilgilenen özel bir memur yığınının olması gibi şeyler güç odağını dağıtıp işlerini alır ve üstlerine dağıtılan güç odağının gücünü aktarır.

Küçük yerleşimlerde mutlaka asayişi sağlayan bir “şerif” ayarında kişi bulunur. Bu kişi, kabadayı birisinden eski bir askere, hatta daha büyük bir devletin kasabadaki askeri yöneticisine kadar değişiklik gösterebilir. Temelde kasabada asayişi ve düzeni sağlar. Ufak yerleşimlerde sıklıkla olay yaşanmadığı için genelde insanları erken kaldırma, sokak lambalarının yanık tutulması ve kavga edenlerin arasının bulunması gibi işler yaparlar. Ayrıca köylülerden gönüllü olanları dövüşme konusunda eğittikleri için emirlerine itaat eden birkaç kişi bulunur. Ufak yerleşimler çoğu zaman tam zamanlı muhafız bulunduramadıkları için bunların güçleri, şehirlerdeki versiyonları kadar güç sahibi değildir.

ibram4

Küçük yerleşimlerde, özellikle kişisel karizmadan kaynaklı otorite sahibi kişiler önemlidir. Bunlar da genelde büyük ailelere sahip yaşlılar olur. Ne kadar çok kişi sözünü dinlerse o kadar etkileri artar. Ama bir derebeyi ya da soylu derecesinde otorite ve güç sergileyemezler. Ancak bir bölgede bunlardan birkaç tanesini arkasına alan bir kişi bir soylu ayarında güç sahibi olabilir.

Küçük çaplı soylular (baron, derebeyi denen fiefdomlar) asker bulunduracak kadar zengin ve aynı zamanda buna izinli otoritelerdir. Kendi toprakları üzerinde yargıçlık yetkileri vardır ve bu da yeri geldiğinde ölüm kararı verebilmek demektir ve bu kendi çapında büyük bir güce işaret eder. Ufak yerleşimlerde bu kişilere erişim de görece kolaydır, ama bu da onların size kolayca erişebilmesi demek. Yani bir krallıkta muhafızlarla muhatap olup belki rüşvetle kurtulacağınız bir suçtan dolayı küçük yerleşimde kellenizden olabilirsiniz.

Tüccarlar, küçük yerleşimlerde bireysel servetleri kadar güç sahibidirler. Tabii, küçük yerleşimlerde aşırı zengin olamayacakları için güçleri de azdır. Büyük yerleşimlerde ise kişisel servetleri her zaman tehdit altında olduğu için birlikler oluştururlar ve gizli kapaklı işler çevirerek güçlerini artırırlar. Borç-alacak ilişkisi içerisine girdikleri soyluları ve halkı kendilerine bağlarlar ve birden fazla yerleşim biriminde güç sahibi olabilirler. Bazı çok kuvvetli ticaret organizasyonları, imparatorlar ayarında güç sergileyebilir, ülkeleri savaşa ya da barışa zorlayabilir; en güçlü kralların bile kararlarını tekrar gözden geçirmesine önayak olabilirler. Tabii, feodal lordların her zaman askerlerini toplayıp tüccarları yerinden etmesi imkanı da olduğunu kimse göz ardı edemez. Çünkü tüccarlar paralı askerlere güvenmek zorundadır, paralı askerler de büyük bir yanlışlık olmazsa hakiki ordulara genelde yenilirler. Burada işte otoritenin etkisi devreye giriyor.

Dini organizasyonlar en ufak tefek kabilelerden en büyük imparatorluklara kadar her zaman hem otorite, hem güç sahibidir. Din adamları her zaman çok önemli kişilerdir ve gerek kararlarda, gerekse yönetim işlerinde değerli konumlarda yer alırlar. Yalnız, bunların da büyüdükçe çeşitli alt birimleri oluşur ve güçlerini ve bazı konulardaki otoritelerini bunlara aktarırlar.

ibram5

Her soylunun ve hatta yöneticinin günlük işlerde ona yardımcı olan, emirlerini yerine getiren, raporlar düzenleyip bürokrasiyi halleden, yerine göre emirler için hazır bekleyen bir ekibi olur. Buna avrupada “court” derler ve bu courtta soylulardan tutun, belli konularda eğitimli kişilere, sanatçılara ve köylü/kasabalının temsilcilerine kadar bir sürü kişi bulunur. Bu görevlerde bulunmak bahşiş, maaş gibi gelirler ve çeşitli otoriteler sağlayan ünvanlar sahibi olmak demektir. Bazı konularda efendileri adına otoriteye ve güce hükmedebilirler ve oyuncuların karşısına çıkabilirler.

Yorumlar