Rol Yapma Oyunlarındaki Acı Gerçek: Erkekler Mars’tan, Kadınlar Venüs’ten

En temel farklılıklardan küçük örnekler verelim. Öncelikle, burada söyleyeceklerimin hepsi benim yıllar içinde gördüklerimin bir genellemesi. Kesin olarak “bu böyledir,” diyemem. Yoksa ben de aşağıda anlatacağım stereotip kadın ve erkek oyunculara benzemeyen bireylerle karşılaştım, çok da güzel oyun tecrübeleri yaşadım. Ama genellikle olaylar şu şekilde cereyan etti;

Temel Farklılıklar

"Bir baloda, dansten hoşlanmadığı her halinden belli bir erkekle dans ediyorsun," dediğimde kadın oyuncunun zihninde canlanan.

“Üçüncü salonda verilen baloda hoşlanmadığın bir erkekle dans ediyorsun,” dediğimde kadın oyuncunun zihninde canlanan görüntü.

Mars: Bir erkeğin yarattığı karakteri skor bazında saatlerce dinlersiniz. “Abi o feat’i aldım, main attack bonus’um böylece 2 arttı, şu item’ı da aldım, +17 ile geliyorum haha.” veya “Şimdi ben falan kitaptan şu özelliği aldım, üzerine 2000 altın verip ekstra enchantment yaptıracağım böylece benim AC 42’ye yükseldi, sıkıysa vursunlar.” Veya savaşlar, ah o savaşlar.

“Hayır abi onun toplamının o olmaması gerekiyor, nerde kitap? Hah! İşte filan sayfada yazıyor.”
Yönetici başka bir kitabı açıp gösterir, “Hayır abi burada böyle okudum.”
“E iyi de görüyorsun, burada kumulatif değil diyor.”
“Abi ben onun kumulatif olmasından hesaplamadım ki, burada yazan öbür şeyden hesapladım.”
Tartışmanın bitmesini isteyen başka bir oyuncu; “Abi şurada da şöyle yazıyor.”
“Nerede?”
“Dur bulayım…”

Sonuç: Boş bakan sıkılmış oyuncular -evet herkes-, yerle bir olmuş atmosfer, bir daha asla erkek arkadaşının hobi zevkine kanmamaya yemin eden bir kız.

"Üçüncü salonda verilen baloda hoşlanmadığın bir kadınla dans ediyorsun," dediğimde erkeğin zihninde canlanan görüntü.

“Üçüncü salonda verilen baloda hoşlanmadığın bir kadınla dans ediyorsun,” dediğimde erkeğin zihninde canlanan görüntü.

Venus: Kadının yarattığı karakterin ise, görselini saatlerce dinlersiniz.

“Saçları içe dönük örgüler şeklinde beline doğru ilerliyordu ve uçlarına üzerinde Ege desenlerine benzeteceğiniz türden oymalar vardı, bu saç halkalarının ikisinden zincirler çıkıyor ve kızın parmaklarındaki yüzüklere bağlanıyorlardı… O yüzükler ki, üzerlerinde iki arma vardı; biri gül ve kalkanın arkasından çıkan dikenli sarmaşıklar, öbürü ise güvercinin taşıdığı bir defne dalı…”

Sonuç: Boş bakan hatta dinlemeyen, sıkıldığını belli etmekten çekinmeyen erkekler (biri kızla ilgileniyorsa o başka, defne dalının kaç santim olduğunu bile not eder) , daha oyunun başlarında bastıran uyku, -erkekler için- sıkıcılaşan atmosfer.

Çözüm: Rol yapma oyunları her şeyiyle bir bütündür. Gerek tasvir, gerek aksiyon, gerekse skorlar dengede tutulmalıdır. Bu oyunun amacı hayal kurmaktır. Bir yemeğin sebzesini/etini fazla tercih edebilirsiniz, zararı olmaz ama baharatı fazla gelmiş bir yemeği kimse yiyemez. Oyuncularınızın “baharat” anlayışını tanımanız gerekir. Bu rol yapmak, savaşmak veya duygusallık olabilir, buna göre dozunu ayarlayın. Anlamak da hiç kolay değildir, nasıl olsun, hiçbir insanın ruh hali stabil kalmaz. Sezgilerinizi kullanacaksınız. Bu da hiç kolay değildir, küçümsemeyin. Oyuncularınızla sürekli diyalog halinde olun. Gerektiği kadar yakınlaşın ki, “kısa kes!”  yahut “tamam abi, kızın mevzu önemli, siz az dinlenin!” dediğinizde kimse alınmasın. Eğer kadın oyuncu teatralliği arttırmak istiyorsa, geçmişinin önemli sahnelerini ona oynatın. Sonraki önemli sahneleri de diğer oyuncuları sıkmayacak şekilde araya serpiştirin.

Kıssadan hisse; Karakterinin tasvirini yapan bir kızın sözünü kesmeden önce bütün “combat, feat ve skor” muhabbetinizin aslında ne kadar bunaltıcı olduğunu bir idrak edin, bu tür oyunlarda çoğunuzun zeka yaşı 5’e iniyor, “Ben haklıyım ya hayır!” diye bağırmaktan kendinizi dışardan göremiyorsunuz. Kızın da kendisini 5 yaşın hayal gücüyle tasvir etmesini ona çok görmeyin.

Şu odayı tasvir etmeye çalışırsanız oyuncularınız sıkıntıdan ölür. Onların hayal gücüne güvenmek zorundasınız. Ancak kızlar detayları çok daha çabuk yakalayıp kafalarında böyle bir görüntü oluştururlar. Erkekler genellikle uğraşmaz, yatak odası der geçerler.

Şu odayı tasvir etmeye çalışırsanız oyuncularınız sıkıntıdan ölür. Onların hayal gücüne güvenmek zorundasınız. Ancak kızlar detayları çok daha çabuk yakalayıp kafalarında böyle bir görüntü oluştururlar. Erkekler genellikle uğraşmaz, yatak odası der geçerler.

Şimdi de,  örneğimizi cümle içinde kullanalım:

“Ophelia sinir içinde odaya girdi, altın somyalı, somon rengi kapitone bir örtüyle kaplanmış muhteşem dört kolonlu yatağa şöyle bir baktı, sonra bakışları karşı duvarda asılı büyük fildişi aynaya kaydı, kendini gördü ve fuşya rengi bolerosunu bir hışım çıkararak yatağa fırlattı.”

Bu cümleyi okuyan erkeğin kafasında canlandıracağı şey: “Kadın yatağa bir şey fırlattı.” Tepkisi ise, sessizlik.

Yorumlar