Rol Yapma Oyunlarınıza İlham Olabilecek Eserler – Werewolf the Apocalypse

Wyrm

Kurtadamların büyük düşmanları, kıyameti getiren büyük kozmik güç, Entropi veya Werewolf’taki adıyla Wyrm, yalnızca var olan her şeyin sonunu istemektedir. Hiç bir gizli plan, emeli yoktur: yalnızca evreni yok etmenin peşindedir.

Wyrm’ün hizmetkarları bunu isteyerek de yapabilir, bilmeden, yalnızca var olarak da yapabilirler. Vampirler, Wyrm’ün bilinçsiz kuklalarıdır. World of Darkness’da bu iki türün arasındaki savaşın nedeni de budur: Kurtadamlar gördükleri yerde Vampirleri avlamaktadır. Bu konseptse şu güne kadar sinemada en güzel Underworld serisinde işlendi. Tabii, Werewolf: The Apocalpyse kurtadamlarının yalnızca bir tanesi bile tüm bir vampir grubunu kolaylıkla parçalayacak güçte olsa da vampirlerde sayıları ve entrikalarıyla arayı kapatırlar. Selene ve Michael, iki türün nasıl birlikte çalışabileceğini gösteriyor: iki tür tarafından da dışlanarak. Ayrıca World of Darkness’daki Vampir-Kurtadam Hybrid’leri de dışlanmakta ve kıyamet alameti olarak görülmektedirler. Yine Kate Beckinsale’in oynadığı ve Hugh Jackman’la başrolü paylaştığı Van Helsing filminde de, Kurtadamlık diyarı ve dünyayı kurtaracak olan canavar olarak resmedilmekte.

Wyrm’ün kendisi hakkında eserler soracak olursanız, size çok tanıdık, uzak olmayan bir cevap vermek isterim: Cthulhu mitosu. H.P Lovecraft’ın yarattığı kozmik dehşetler ve hayal edilemez varlıklar, Werewolf düşmanları olarak karşınıza çıkabilir. Wyrm’ün yarattığı bu yaratıklara karşı bir insanın şansı olmadığı gibi, Vampir ve Büyücü gibi diğer World of Darkness vatandaşları da karşı koyamaz. Gaia’nın savunucuları Kurtadamlar, Ay’dan aldıkları kuvvetle böyle tehditlere karşı hazırlıklıdırlar. Innsmouth Üzerindeki Gölge hikayesi ise bir kurtadam köyünde geçiyor olarak hayal edilip, doğrudan senaryonun içine yerleştirilebilir, yani Lovecraft çizginin iki tarafına da hitap etmekte.

Wyrm’ün dünyadaki hizmetkarları içinse, Blade Runner ve Alien filmlerindeki büyük, hiç bir şeyi umursamayan şirketleri gösterebiliriz. Dünyayı umursamayan, paragöz şirketlerin, aslında bunu bilerek yaptığı bir evren World of Darkness. Ayrıca Xenomorph’ların da Wyrm’ün “Fomori” yaratıklarına benzetebiliriz.

Fallout oyunları ise, özellikle ilk ve ikinci oyunları, Wyrm’ün etkisi altındaki dünyanın çürümüşlüğü ve pisliğini hissetirmek açısından cuk oturan bir örnek oluyor. Uçsuz bucaksız çölün içindeki paslanmış, çürümüş, ahı gitmiş vahı kalmış topluluklar ve yaşadıkları köylerin imgeselliğini alıp şehire, günümüze uyarlarsanız, World of Darkness’ın kurtadamlar için nasıl göründüğünü ve hissettirdiğini anlayabilirsiniz. Dediğim gibi, savaş çoktan kaybedildi.

Kabileler

Tıpkı Vampire: The Masquerade gibi Werewolf oyunlarında da Kurtadamlar birbirilerinden “kabilelerle” ayrılıyor. Bu kabileler hem politik yapılar hem de aile gibi birbirine yakın ve sadık gruplardır… Tahmin edeceğiniz üzere.

Black Furies,  yalnızca dişi kurtadamlardan oluşan bir kabile. Aralarında bulunan erkek kurtadamlar yalnızca Metis türüne mensuptur. Adları da Antik Yunan mitolojisindeki “Fury” adlı intikam tanrıçalarından gelmektedir. Amazon’lardan esinlenip yazıldığı için ilham almak adına Wonder Woman eserlerine bakmanızı öneririm.

Bone Gnawers, mütevazi ve kendisini kimsenin üstünde görmeyen, bunu yaşam tarzlarıyla da gösteren Kurtadamlardır. Birbirilerine saygılıdırlar ve demokratik bir yapıya sahiptirler. Post-Apocalyptic filmlerdeki iyi huylu, bir araya gelip dayanışmayla hayatta kalan toplulukları andırırlar. Örneğin Mad Max 2‘deki köy veya Fallout 1′deki büyüyüp gelişen, NCR’a dönüşen Shady Sands kasabası Bone Gnawers kültürüne örnek olabilirler.

Children of Gaia, tüm Kurtadam kabileleri arasında en dostane olanlarıdır. Tür ayırmaksızın herkesin birleşip Wyrm’e karşı savaşması gerektiğine inanırlar. Doğaya en yakın ve sadık olan kabile olan Children of Gaia’nın ruh halini bilmek istiyorsanız, çevreci belgeseller izlemenizi öneririm. Michael Moore’un sistem eleştirisi olan belgeselleri de özellikle çevreci olmasa da yaşadığımız endüstriyel çağın kötü yüzlerini göstermekte bir hayli başarılı.

Get of Fenris ise İskandinavya kültürü üzerine kurulu bir kabiledir. Eski savaşçıların onurlu fakat zorlu yolunu hala takip etmektediler. Sahtekarlık ve yalan Get of Fenris için kabul edilemez, bunlar Wyrm’e yakışan yöntemlerdir. Vikings , bu klanın ruhunu yansıtan bir dizi. Özellikle gelenekleri, görenekleri konusunda hala eskileri yaşatan bir klanı oynayabilmek için bilmek gereken kültürel olguları göstermekte.

Glass Walkers, teknolojiyi ve makineyi benimseyen tek Kurtadam kabilesidir. Diğer kabileler de onları aşağı ve hor görür fakat şehirlerde Wyrm’e karşı bekçilik edenler de Walker’lardan başkaları değildir. Genel olarak cyberpunk hikayeleri, Glass Walkers’ı anlatmak adına güzel eserlerdir: William Gibson’dan Neuromancer

Red Talons, insan medeniyetinden uzak, olabildiğine kurt taraflarını benimsemiş, çoğunluğu doğuştan kurt olan Garou’dan oluşur. Kurt olmanın ne demek olmanın ne olduğunu anlatan, onların gözünden insanları gösteren en güzel önereceğim eserler Jack London’ın romanları Beyaz Diş ve Vahşetin Çağrısı olacak.

Shadow Lords, Doğu Avrupa’nın bağrından kopup gelen ama ortalarda çok gözükmeyen, perdeler arkasından hem Kurtadam toplumlarını hem de dünyayı gütmeyi görev bilen bir kabiledir. The Tudors dizisi, kabile içindeki olayların nasıl geçtiğini ve Shadow Lords’un nasıl kuralları kullanıp Kurtadamları manipüle ettiğini gösteriyor.

Silent Striders, uzun yıllar önce Antik Mısır vaktinde, vatan topraklarından kovulmuş ve sürülmüş bir Kurtadam kabilesidir. Diyar diyar gezip Kurtadamlara yardımcı olmaya çalışan ama hiçbir sürüye de ait olmayan bilge karakterlerdir. Bu açıdan Bredan Fraser ve Rachel Weisz’in başrollerini üstlendiği The Mummy filmi ve oradaki Medjai savaşçıları Silent Strider’ları beyaz perdede göstermektedir.

Silver Fangs, tüm Kurtadam toplumuna liderlik eden, asil kahramanların soyundan gelen Kurtadamların oluşturduğu bir kabiledir. Görev aşkı ve geleneklere olan saygılarıyla, güçlü ataları sayesinde kıyamete karşı olan savaşta ön saflarda yer alırlar. Bu açıdan Game of Thrones’un birbirinin kuyusunu kazan asil aileleri, Silver Fang kibrini ve asaletini gösterebilir.

Wendigo & Uktena, ikisi de kızılderili bu klanlar aklınızdaki Kurtadam imgesine en çok uyan toplumlar olabilir. Uktena, Wyrm’ün karanlık sırlarını keşfeden ve saklayan muhafızlardır. Wendigo ise Kuzey Amerika ormanlarını gözeten savaşçı bir kabiledir. “Asil Kızılderili” tiplemesini barındıran her film/dizi, bu kabilelerin Werewolf oyunundaki tasvirlerine neredeyse denktir. Kevin Costner’ın oynadığı Dance with Wolves filmi size ilham olabilir.

Yazımda bahsettiğim eserleri okuyup, izlerseniz, Werewolf: The Apocalypse ruhuna gireceğinize inancım tam. Gerçek dünya örnekleri de vermeden yazıyı bitirmek istemiyorum. Türkiye’nin yaşadığı iklimsel değişim, BP’nin denizi petrolle kirletmesi ve orada yaşanan doğa felaketi, Greenpeace gibi örgütlerin kendilerini fabrikalara zincirlemesi…

“Ne zaman öfkeleneceksiniz?”

“When will you rage?”

Bu yazı, "Rol Yapma Oyunlarınıza İlham Olabilecek Eserler" adlı yazı dizimizin bir parçasıdır.

Yorumlar