Sizce akıllı farelerden oluşan bir Orta Çağ toplumunun koruyucularından biri olmak nasıl bir duygu olurdu? Öğrenmek istiyorsanız Mouse Guard dünyasına hoşgeldiniz! Şimdi yanınıza biraz peynir alın ve beni takip edin…

“Indie”, “ENnie” ve “Origins” ödüllü Mouse Guard RPG, David Petersen’ın çocuk zihninden doğup zamanla olgunlaşan ve çocuklara hitap etmesi planlanan bir iş iken, büyük küçük herkesi kendisine hayran bırakan “Eisner” ödüllü Mouse Guard çizgi romanlarının ve Luke Crane’in “ENnie” ve “Outie” ödüllü the “Burning Wheel” Sistemi’nin bir araya gelmesiyle ortaya çıkan bir rol yapma oyunudur.

Kitabı kurcalamaya başladığınız anda doğrudan bir Role Playing -101 havasıyla karşılaşıyorsunuz. Ciddi ve bir o kadar da çekici bir dil kullanımıyla sizi okumaya ve öğrenmeye teşvik ediyor Mouse Guard. Bir Tom & Jerry, Mickey Mouse ya da Speedy Gonzales beklemeyin! Zira buradaki dostlarımız bir toplumun varlığının yegâne teminatı. Çizimler ise çizgi roman serilerinden alıntı ve o çarpıcı tarzı ile sizi hızlı bir şekilde havaya sokuyor. Zaten hangimiz bu ufak kahramanların maceralarına kayıtsız kalabiliriz ki?

“Ne ile savaştığın değil, ne için savaştığın önemli!”

Oyun Mekanikleri

Oyunun sistemi ve mekaniğini adım adım özetleyecek olursam: Öncelikle muhafız faremize karizmatik bir isim seçerek başlıyoruz. Peşinden yaşını, kürk rengini, ebeveynlerinin isim ve mesleklerini, kendisini yetiştiren zanaatkârı, dost ve düşmanlarını, akıl hocasını, muhafız seviyesini, pelerin rengini, görev hakkındaki düşüncesini, görev dahilindeki hedefini ve karakterle artık özdeşleşmiş olan içgüdüsel halini karakter kağıdına yazarak devam ediyoruz. Bunları takiben küçük faremizin oyun içinde zaman zaman mücadele edeceği 0 ile 7 arasında değişen “Nature”, 1 ile 6 arasındaki “Will” ve “Health”, 1 ile 10 arasındaki “Resources” ve “Circles” değerleri belirlenir.

Bu değerlerin ne işe yaradığını kısaca belirtmem gerekirse; Nature, faremizin daha bir insansı mı yoksa faremsi mi davrandığını belirler ki; insan gibi davranan bir muhafız tüm tehlikeleri göze alıp en olmayacak durumda ortalığın tozunu attırırken, hayvani doğasına kapılmış bir muhafız ise daha ilk karşılaştığı tehlikede ortamdan sıvışmaya çalışacaktır. Will, faremizin zihinsel direnci ile uyum ve adaptasyonunu, Health, fiziksel gücü ve vücut sağlığını belirler. Resources ise aslında ihtiyacınız olan şey için tam olarak nereleri kurcalamanız gerektiğini bilmenizi sağlarken, Circles da faremizin geçmişi ve çevresiyle olan ilişkilerini ve bağlarını kullanabilmesidir.

Yetenekler

Skill kısmına gelirsek; Faremiz başlangıçta “Administrator”, “Archivist”, “Cook”, “Deceiver”, “Miller”, “Smith”, “Weaver” benzeri tam 34 yetenekten 12 tanesiyle başlayıp, en fazla 24 tanesine sahip olabiliyor. Bunun yanında “Wise” ise bir konudaki ustalığını belirliyor, “Weasel-wise” olan bir fare, gelinciklerle ilgili pek çok bilgiye sahipken, “Winter-wise” olan bir fare, kışın nasıl hayatta kalınabileceği üzerine engin bilgilerle donanmış oluyor. Traitler ise “Fearful”, “Fearless”, “Stoic”, “Stubborn” gibi toplamda 50 tane ve karakterin özgünlüğü ile özelliklerini belirlemekte kullanılıyor.

Mouse Guard, 6’lık zarlarla oynanırken kullanılacak sayı adedi gereken yeteneğinize göre belirleniyor. Lehinize durumlarda ekstradan zar eklenirken, aleyhte durumlarda ise zar eksiltiliyor. Zarlar; 1 kötü, 2 çok az, 3 idare eder, 4 iyi, 5 harika, 6 ise usta olarak kabul edilirken, 1, 2 ve 3 Korkak, 4, 5 ve 6 ise Başarı olarak adlandırılıyor.

“Görevi halletmesi için herhangi bir fareyi gönderin, iş belki tamamlanır belki tamamlanmaz. Görevi Muhafız’a verin, tamamlanmasını ölüm bile engelleyemez!”

Ne Yapar Bu Fareler?

Şimdi de gelelim Mouse Guard’ın konusu ve öyküsüne; bir süre önce Gelinciklere karşı verdikleri özgürlük mücadelesini kazanan farelerimiz, Bölgeler (The Territories) denilen Orta Çağ Avrupası’nı andıran bir dünyada yaşıyorlar. Yaşadıkları coğrafyanın doğal zorlukları, komşuları olan yırtıcılar ile Doğa Ana’nın onlara hazırladığı sürprizlere karşı direnip hayatta kalmaya ve medeniyetlerini sürdürmeye çalışıyorlar. Dünyanın en küçük canlıları olmalarının getirdiği dezavantajlarla birlikte hayat onlar için oldukça zorlu ve tehlikeli. Bu noktada fareleri korumak için Orta Çağ şövalyeleri misali Mouse Guard düzeni ortaya çıkıyor.

Mouse Guard’ların pek çok görevi mevcut, ancak başlıcaları; Fare toplumunu korumak, Bölgeler’in güvenliğini sağlamak, yeni güvenli yollar keşfetmek, vahşi hayvanları ve fareler için tehlike yaratan her şeyi uzak tutmak, önemli mesajların iletilmesi. Muhafızların bu zorlu görevde silahları ise yine boylarına uygun olarak epey küçük gereçler olmakla birlikte, bazen bir olta kancası ile dahi rakiplerine kök söktürebilmekteler.

“Bizler muhafızlar olarak türümüzün kutsallığını, soydaşlarımızın özgürlüğünü ve atalarımızın onurunu korumak için her şeyimizi ortaya koyuyoruz. Bilgi, kılıç ve kalkan ile bu görevleri yerine getiriyor, tek bir fare için diğerlerinin ihtiyaçlarını görmezden gelmiyor, kendimizi diğerlerinden üste koymuyoruz. Çoğunluğun iyiliğinden daha az olmayan bir amaç için çabalıyoruz.”

Birbirleriyle ilişkili ama bağımsız şehir devletlerde yetişen farelerimiz hayatlarına ilk olarak ailelerinden edindikleri bilgilerle başlıyor. Daha sonra Fare Muhafız olmaya karar verip Muhafızların merkezi ve Bölgelerin gayri resmi başkenti sayılan Lockhaven şehrine yerleşip, hizmetine verildikleri zanaatkârın yanında ilk bilgilerini öğreniyorlar. Akabinde Acemipati (Tenderpaw) unvanıyla bir devriyenin parçası oluyor ve maceracılık hayatlarına başlıyorlar. Kazandığı başarılar, fare doğasını kontrol altında tutması ve bununla birlikte en önemlisi hayatta kalma yeteneği sayesinde zaman geçtikçe Acemipati faremiz, önce bir Muhafız Fare’ye (Guard Mouse), ardından bir Devriye Muhafızı’na (Patrol Guard), hatta Devriye Lider’ine (Patrol Leader) dönüşüyor. Eğer komuta kabiliyetleri yeterince gelişir, hayatta kalmayı da bir meziyet haline getirebilirse Muhafız Yüzbaşı’lığına (Guard Captain) kadar yükselebiliyor.

Düşmanlar

Farelerimizin düşmanlara şöyle bir göz atacak olursak oldukça kalabalık bir liste ile karşılaşıyoruz. Başta gelincikler olmak üzere her türlü yırtıcı hayvan düşmanımız! Yılanlar, kurtlar, tilkiler, baykuşlar, yengeçler, kaplumbağalar, yarasalar, kunduzlar, köstebekler, semenderler, rakunlar, kokarcalar, porsuklar ve daha niceleri! Doğa Ana ise bir diğer düşman; Yaz mevsiminin aşırı sıcakları, kış mevsiminin toprağı tarım yapılamaz hale getiren soğukları ve sonbaharın yağmurları… Belki biraz bahar da rahat edebilirlerdi ama kış uykusundan uyanan aç hayvanlar da o rahatın içinde etmeyi çok iyi beceriyorlar!

Sonuç olarak; efsanevi bir fabl yaratabileceğiniz Orta Çağ romantizmi ile dolu harika bir oyunla karşı karşıyasınız.

Konuk Yazar: Tufan Dişli