Rol Yapma Oyunu Dosyaları – The Laundry Files
Merhaba ey zevat-ı kiram! Bugün sizlere İngiltere dolaylarından zuhur eden The Laundry Files adlı oyunu kıssa edec… AH! Kafam!
Nerede kalmıştık? Evet arkadaşlar bu yazıda – benim ilk yazım olacak olan yazıda – The Laundry Files adlı oyunu size tanıtmaya çalışacağım. Şimdi, benim tanıtım yazılarına karşı süper bir garezim var tamam mı? Genelde işte şu sistemi kullanır böyle böyle yaparsınız denilir ve tarihin soğuk ve nemli dehlizlerine atılarak unutulan bir şey haline gelir. Dergi için bunun bir önemi yoktur, çünkü bahsi geçtiğinde: “Tabi canım o konuya değindik!!” denilebilir, yazar da aynı argümanı kullanıp “Taam lan işte yazdık alla alla!!!” gibi ergen atarına bağlayabilir. Ergen atarı demişken; aramızdaki ergenler atarlanmasın, bu atar tipi her yaş grubunda olabilen ancak ve yalnız siz ergenlerde daha bir sık görülen manasızca, gereksizce ve overkill seviyesinde atarlanmayı ifade eder. İşte konuya dönersek, bu türden bir yazının okura çok bir faydası olmaz. Çünkü adamın kitabı alırsa zaten bileceği şeyleri temcit pilavı gibi önüne getirmenin çok bir kıymet-i harbiyesi yok. Mühim olan şey en başta o evreni şeetmek biraz diye düşünüyor ve yoluma devam ediyorum.
The Laundry Files ingilizcesi süper olan ama Türkçeye çevrildiği zaman biraz kolu bacağı arkada bırakan, Cubicle7 tarafından geliştirilmiş bir rol yapma oyunu. Basitçe Call of Cthulhu evreninde (CoC olarak yazacağım, yaşlı bir adam olarak ellerim kopuyo bir de Cthulhu faktörü var ortada) işleyen ve sırasıyla önce İngiltere’nin bekaasını, sonra Dünyanın çıkarlarını gözeten okült bir gizli servis örgütünün ajanlarını canlandırdığınız bir sistem.
Bu sistem ve setting’in kaynağı da henüz Türkiye’de çok bilinmeyen Charles Stross’un yazdığı bir roman serisi. Eğer İngilizceniz varsa ve ajan & paranormal karışımını seviyorsanız muhakkak okumanızı öneririm. Fazla güzel çünkü.
Şimdi Türkçeye çevrildiği zaman dedim, çünkü “kuru temizleme örgütünde çalışıyorum” demek ile “Drop your weapons, FBI!” arasında dağlar kadar fark var. Kuru temizleme deyip gidiyoruz, olay da şu aslında; bu adamlar ilk kurulduğu zaman kullandıkları paravan bir kuru temizlemeciymiş. Oradan almış yürümüş mevzu. Bu settingde paranormal varlıkların yarattığı terör kadar, normal varlıkların yarattığı terörle de yüzleşiyoruz aslında.
Nasıl mı? Şimdi ergenler bilmez, beyaz yaka iş sektöründe değme Cthulhu’ya, Nyarlathotep’e, Hastur’a, Yog Sothoth ve Shub Niggurath’a taş çıkartacak derecede evil insanlar bulunur ve bunlar genelde şirket hiyerarşisinde sizden yüksektir. Yani siz işinizi yapmaya çalışırken bir de bu abi ve ablaları tanklarsınız, yani tanklamaya çalışırsınız.
The Laundry ise ISO9001 sertifikasına sahip tek gizli servis olduğu için bu bahsettiğim olayı da içeriyor. Yani öyle ben “Tabancamı aldım Southampton’a gidiyorum” diyemiyorsunuz, Harriet abladan izin çıkacak, bütçe çıkacak, tabanca için requisition form alınacak… Yoh öyle! Bakalım Harriet abla size öyle izin veriyor mu? Ya da izin almış da yerine bakacak birisi bulunmakta mı? Hadi izin çıktı, bütçe için muhasebenin önündeki sırayı nasıl atlatacağız… Gibi gibi olaylara kayabiliyor.
Burada benim bahsettiğim kadar abartılmıyor tabii de, abartırsanız mümkün. Esasen adamın, Charles Stross’un, bahsettiği şey şu: Okült operasyonlar ile gizli servis operasyonlarının ve çoğu şirketin IT departmanlarının operasyonlarının birbirlerine çok benzediği. İstenirse çeviririm bu yazıyı da adam haklı. Bir araba parayı, parayı verenlerin anlamadığı (Yog sothoth, firewall, Foxtrot Bravo) terimlere karşı bir şeyler yapmak için (Büyü, program, karşı-espiyonaj) alıp genellikle karanlık veya bir monitör ışığı ile aydınlanan dehlizlere kayboluyoruz. Bu kısmı ve beyaz yakalı köpekbalıklarının arasında hayatta kalma kısmı fazlasıyla doğru. Umarım yaşamazsınız, yaşıyorsanız da umarım çok şiddetli olmaz bu.
Sistem olarak Chaosium’dan lisansladıkları ve CoC oynadıysanız hiç yabancı olmayacağınız, oynamadıysanız da tek kitap ile hem Player’s Handbook, hem Dungeon Master’s Guide, hem de Monstrous Manual’e sahip olduğunuzdan çok rahat öğrenebileceğiniz bir sistem kullanıyorlar. Detaylarına girmemi isterseniz girerim, ama bu konuda kitabı kurcalamanızı öneririm. Sistemsel atraksiyonlara girmişken şunu da belirteyim; büyü dediğimiz şey tuhaf matematik ve bilgisayarlar da bu tuhaf matematik üstünde fazlasıyla iyi olduğundan burada chant mhant etmek yerine cep telefonumuz, bilgisayarımız veya diğer başka bir araç ile “büyü atabiliyoruz”. Tabii ki sanity loss genel olarak en büyük düşmanımız, diğer türlü zaten bir anda pıtır pıtır ölüyoruz o konuda çok bir değişiklik yok… Hatta düşündüm de, CoC Investigator’ü kırılganlığı aynen devam ediyor burada da. Hata yaptığınızda çok zaman ikinci hatayı yapabilecek bir uzvunuz veya zihniniz kalmıyor.