Rol Yapma Oyunu Dosyaları – Wild Talents 2nd Edition
Wild Talents, Arc Dream Publishing tarafından ilk olarak 2006’da tasarımı biten, 2010’da ise ikinci sürümü çıkan bir süper kahraman rol yapma oyunu. Yazımızın konusu ikinci sürüm olacak. Atası olan Godlike oyununda ortaya çıkan One-Roll Engine sistemi üzerine inşa edilmiş.
Puan Bazlı Tasarım
Karakter yaratımını Mutants & Masterminds, GURPS gibi oyunlardan aşina olduğumuz üzere belirli bir puan havuzu ile yapıyoruz. Karakter kağıdımızın büyük bölümünü temel becerilerimiz olan statlar (kas gücü, çeviklik, zeka vs), spesifik yeteneklerimiz olan skiller (araba sürme, yakın dövüş vs) ve süper güçlerimiz oluşturuyor.
Statlar konusunda dikkatimi çeken bir nokta d20 ve benzer oyunlarda “charisma” olarak bildiğimiz yetenek yerine charm ve command olarak iki ayrı yetenek olması. Charm ağzınızın laf yapması, hitabet yeteneğiniz iken command kararlılık, liderlik yeteneği, otorite ve baskı altında sakin kalabilme beceriniz. Kas gücü ve dayanıklılığı da iki ayrı stat olarak ele almak yerine body adı altında birleştirmişler. Skill listemiz ise yeterli ve yerinde, fazla basit veya can sıkıcı derecede detaylı değil, janra da uygun. Süper güçler içinse 20 sayfalık bir örnek güç listesi mevcut ve her bir gücün nasıl modifiye edileceğine dair tavsiyeler var. Nasıl yeni güçler yaratılacağına, güçlerin özelliklerine, nasıl modifiye edileceklerine dair de bir o kadar materyal var. Yani oyun bize süper güçler konusunda epey geniş bir yelpaze sunuyor. Bir kaç dakikalığına güneşi kapatmak veya düşmanlarınızı güneşin içine ışınlamak gibi yetenekler mümkün.
Özgürce Karakter Yaratmak
Karakter yaratımın oldukça esnek ve serbest olduğunu söyleyebilirim. Yumrukları ve silahlarıyla suçluları avlayan “badass normal” vigilantelerden (Punisher, Batman) uzaylı tanrılara, power armor giyen dahi bilim adamlarından deforme mutantlara kadar her türlü karakteri yaratmanız mümkün. Bu özgürlüğün negatif bir yanı da var, bir sistemde serbestlik arttıkça güç dengesini tutturmak zor oluyor. Burada level gibi bir kısıtlama olmadığı için de min-max karakterler yaratmak için uygun bir ortam var. Yani bir oyuncu dengeli ve birden fazla konuda becerikli bir karakter yaratırken öteki oyuncu aynı puan ile her vurduğunu indiren, tek becerebildiği şey de dövüş olan bir karakter yaratabilir.
Bu durumu tasarımcılar pek de sıkıntılı bulmamış, karakterine emek veren bir oyuncunun hiç değilse oyunu önemsediğini söylemişler. Karakter yaratımında oyun yöneticisinin aktif rol alması ile olası sıkıntılar çözülebilir zaten. Nitekim aynı süper kahraman ekibinde tek işi adam dövmek olan çok güçlü karakterlerle, skill-monkey dediğimiz pek çok konuda yetenekli karakterlerin bir arada bulunduğunu pek çok seride görebiliriz, janra yabancı bir durum değil. Keza “powergamingin önüne nasıl geçilir” konulu dağ gibi bir literatür de halihazırda mevcut.
Nedir Bu One-Roll Engine?
Gelelim sisteme. Süper kahraman maceralarının aksiyonunu ve hızını yansıtacak şekilde tasarlanmış. İsminin hakkını verir şekilde her iş tek zar atımıyla hallediliyor. Örnek vermek gerekirse dövüş sırasında kimin önce vurduğu, vücudun hangi bölgesine vurduğu, ne kadar hasar verdiği hepsi tek seferde belirleniyor. Birden fazla eylemi bile tek zar atımıyla halledebiliyoruz. ST sistemine, yani World of Darkness oyunlarına benzer şekilde sadece d10’luk zar kullanılıyor.
Elimizdeki yeteneklere bağlı olarak belirli sayıda d10 zarı atıyoruz (ki bu sayıya zar havuzu deniyor) ve birden fazla zarda aynı sayı gelmiş mi bakıyoruz. Eğer iki veya daha fazla zarda aynı rakam varsa, ki buna da eşleşen set diyoruz, yapmak istediğimiz eylem başarılı olmuş demektir. Ne kadar çok zarda aynı sayı gelmişse ve bu sayı ne kadar büyükse o kadar iyi. Eşleşen set yok ise denememiz başarısız olmuş demektir. Zar havuzumuz da stat,stat + skill kombosu ya da miracle denilen süper güçlerimizden oluşuyor. Maksimum 10 kadar zar atıldığını da not düşeyim, yani kova ile zar atma durumu yok. Nasıl yani, süper kahramanlarımızın yetenekleri sadece 1 ve 10 arasında mı değişiyor? Hayır, karakterlerimizi, bazı zar havuzlarımıza otomatik başarılar ekleyecek şekilde dizayn edebiliyoruz. Böylece 10’dan fazla zar atmak zorunda kalmadan daha geniş bir güç aralığı elde edebiliyoruz.
Ölümcül ve Gerçekçi Dövüş
Dövüş sahneleri de oldukça akışkan ve sinematik. Her ne kadar birden fazla zarı bulup, sayıp, elimize almak biraz uğraştırıcı bir iş olsa da (en azından bana öyle gelse de) sistem pratik. Birden fazla eylemi bile tek zar atımıyla halledebiliyorsunuz. Üzerinize fırlatılan arabaları enerji saldırılarınız ile yok edebilmek gibi eğlenceli eylemler yapabiliyorsunuz. Sağlık durumunuz ise HP (can puanı) bazlı sistemlerin aksine oldukça gerçekçi bir şekilde canlandırılmış; vücudunuzu gösteren bir şema ve her bölgenizin ne kadar yaralı olduğunu gösteren kutucuklar var. 30 HP kaybetmek yerine kolunuzun kırılması ya da kesilmesi oyunun içine girmenize yardımcı olacak bir etken. Oyunun dövüş sisteminin, ölmenin ve öldürmenin daha nadir olduğu, herkesin saatlerce birbirini yumruklayabildiği dört renkli çizgi romanlardan çok, ölümcül ve acımasız Demir Çağı çizgi romanlarına uygun olduğunu söyleyebilirim. Lakin sistemi daha az ölümcül hale getiren isteğe bağlı kurallar mevcut, dövüşlerin tehlike seviyesini istediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz.
Sistem olarak baktığımızda ORE, D&D ve benzeri oyunların netliğini ve detayını, puan bazlı sistemlerin özgürlüğü ile birleştirip, üzerine de akışkan bir mekanik sunuyor. Negatif yön olarak göze çarpan ise pek yeni başlayan dostu bir sistem olmaması. İlk bakışta biraz karışık gelebilir. Rol yapma oyunlarına yeni başlayan oyun yöneticileri ve oyuncular için tavsiye etmem. İkinci nokta ise yeterince örnek NPC ve canavar olmaması. Oyuncuların karşılarına çıkaracağınız düşmanları çoğunlukla sizin hazırlamanız gerekiyor. Vakit sıkıntısı çeken oyun yöneticileri için çok hoş bir durum olmasa gerek. Ortada level gibi doğrusal bir güç göstergesi olmadığı için uygun düşmanlar hazırlamak ve\veya karakterlerin güç seviyelerini birbirleriyle kıyaslamak biraz zor. Lakin sisteme alışınca çok da zaman almayacağını tahmin ediyorum. Sözün özü süper kahraman türünde oyunlar oynamak için sisteme kesinlikle geçer not veriyorum. Oyun için çıkmış farklı türlerde kurguyerler de var, Amerikan İç Savaşı’nı konu edinen This Favored Land gibi. Onlar da başka bir yazının konusu olsun.
Görsellik?
Kitabın renkleri ve görsel tasarımını fena bulmadım. Çizimler ise kendi içinde tutarlı ve güzel bir dijital sanat hissi veriyor. Lakin bazı sayfalarda çok fazla beyaz boşluk var, kimimizi rahatsız eder diye düşünüyorum. Resimlerin ise pek çoğu tıpatıp aynı boyutlarda ve bazıları içerikle çok alakasız sayfalara yerleştirilmiş.
Biraz da Kurguya Bakalım
Gelelim oyunun kendi dünyasına. 2’nci Dünya Savaşı yaklaşana kadar bizimkinden çok da farklı olmayan bir dünya, 1936’da Talent denilen süper güçlere sahip insanların ortaya çıkması ile değişmeye başlıyor. Talent ismi ise Charles Fort’un (gerçek dünyada da) paranormal fenomenler üzerine yazdığı Wild Talents kitabından geliyor. Bu ilk jenerasyon süper insanların güçleri biraz mistik-paranormal bir tat veriyor. Tamamen irade gücüne dayalı olarak çalışıyorlar ve başka Talentlar tarafından irade gücü kullanılarak nötrlenebiliyorlar. Godlike oyununun konusunu oluşturan bu ilk süper insan dalgasından sonra bildiğimiz süper kahraman janrına ait olan Wild Talent denilen meta-insanlar geliyor.
Dünya Neden ve Nasıl Delirdi?
Bu noktadan itibaren dünya çıldırmaya başlıyor. Neden mi? Süper kahraman evrenlerindeki olağanüstü güçlere ve bilimkurguya ait teknolojilere rağmen sıradan insanın günlük yaşamı genelde değişmez, statüko tanrıdır ne de olsa. Ama burada değil. Wild Talent’lar dünyayı kalıcı olarak değiştirebilen güçleriyle insanlık adına mucizeler yaratıyorlar. Olağanüstü dehalar sayesinde teknoloji çok hızlı ilerliyor.
Öyle ki 1970’lere gelindiğinde internet ve bilgisayar artık evlere girmiş durumda. 2000’lere gelindiğinde ise (dayak attığımız uzaylıların teknolojisi de kullanılarak) ışıktan hızlı yolculuk mümkün hale geliyor. Uzaylılar demişken, Marvel’ın sürekli haşat edilen Skrull’ları gibi değiller pek. Dünya ile temasları gerçek bir kaosa sebebiyet verdiği gibi, ülkelerin birbirleri ile olan siyasi, ekonomik ve askeri ilişkilerini tamamen yeni bir boyuta taşıyor. Bu dünyanın NPC’leri çok az sayıda olsalar da oldukça ilginçler. Kapakta yer alan “Odd Squad”, savaş karşıtı hippie robot ve kendini uzaylı sanan bilim adamı gibi ilginç vatandaşları barındırıyor. Wild Talents dünyası oldukça güzel olsa da, yazım tarzı pek eğlenceli değil maalesef. Aberrant ve Planescape kitaplarının sizi içine alan tarzından çok ansiklopedi okuyormuş hissi veriyor.
Kendi Süper-İnsan Dünyanızı Yaratırken
WT’nin sunduğu çipetpetlerin en lezzetlisi bence dünya yaratım sistemi. Jenerik süper insan evrenlerini tanımlamada kullanılabilecek 4 eksen oluşturmuşlar ve bu eksenleri (hoş bir gönderme olarak) birer renk ile tanımlamışlar. Her bir eksenin tanımı da 5 derece üzerinden yapılıyor. Örneklerle anlatalım.
Red; dünyanın ve tarihin süper güçler tarafından yaratılan değişime ne derece direneceğini, statükonun ne kadar güçlü olduğunu ortaya koyuyor. Yeterince güçlü veya zeki bir süper insan tek başına tarihin akışını değiştirebilir mi? Yoksa aramızda gezen tanrılar bile siyasi, ekonomik ve sosyal rüzgarların arasında sürüklenen kuru yapraklardan mı ibaret? Ana akım evrenler, Marvel ve DC tüm olağanüstü olaylara rağmen bizimkilerden çok da farklı tarihlere sahip değiller, bu da onları Red 4-5 yapıyor. Supergod serisinde ise süper insanlar dünya tarihini inanılmaz ölçüde değiştirebiliyorlar, Red 1 demek.
Gold ise süper insanların dünyada sahip oldukları rollerin ne kadar katı ve toplumun onlara bakışının ne kadar değişmez olduğunu gösteriyor. Yani tüm süperler kahraman mı, yoksa gözlerinden lazer atan pizzacı da var mı sorusunun yanıtı aslında. Süper insan popülasyonunun çoğunun kahraman veya kötü adam olduğu DC evreni gold 5 olarak sayılabilir. Wild Cards serisinde ise uzaylı trump virüsünün her çeşit insanı mutasyona uğrattığını ve bu kişilerin de güçlerini pek çok şekilde kullandığını görüyoruz. Standart kahraman rolüne sahip The Great and Powerful Turtle’dan, yerçekimi üzerinde güce sahip ünlü restoran işletmecisi Hiram Worchester’a, televizyon programı sunucusu seksi Peregrine’den zenci p…. ehem kadın tüccarı Fortunato’ya kadar geniş bir skalada süper insanlarımız var, o halde gold 1 bir dünya mevcut.
Blue, fantastik ve gerçek dışı öğelerin sayısını ve ne derece yoğun olduklarını gösteriyor. Tek olağan dışı fenomenin mutantlar olduğu Heroes ve Alphas dizileri Blue 1 dünyalar için güzel örnekler olur. Uzaylıların, tanrıların, cyborgların ve büyücülerin yan yana yürüdüğü Marvel ve DC ise klasik Blue 5 örnekleri.
Black ahlakın ne kadar evrensel, iyi ve kötünün ise ne kadar belirgin olduğunu gösteriyor. DC’nin gümüş çağı dünyası Black 5; iyi ve kötü gece ve gündüz kadar belirgin. Günümüz Marvel ve DC’si ise zaman zaman beliren ahlaki sorgulamalar ve bazı anti-kahramanlar sayesinde Black 4 oluyor. Herkesin yaşamak için her şeyi yaptığı post-apokaliptik dünyalar içinse Black 1 diyebiliriz.
Son Söz
Eğer süper kahraman oyunlarınızı kendine özgü ve ilginç kuralları olan,esnek ve oyuncuya serbestlik tanıyan bir sistem ile oynamak istiyorsanız Wild Talent’ı tavsiye ederim. Özellikle Iron Age tarzı; yüksek gerçekçilik ve ölümcül şiddet içeren oyunlar için uygun. Diğer tarzlar için de kurallar mevcut ve süper- dünyalar yaratma konusundaki rehberi de kesinlikle dikkate değer.
Künye | |
---|---|
Tasarımcı: | Robert Donoghue, Fred Hicks, Leonard Balsera |
Yayıncı Kuruluş: | Cubicle 7 Entertainment |
Sistem: | One Roll Engine |
Çıkış Tarihi: | 2010 |
Tür: | Süper Kahraman |