Ilgana adlı, eski Türkleri konu alan fantastik romanın yazarı Özgür Özol ve bu roman için yazılmış Türkçe rol yapma oyunu Sagu’nun tasarımcısı Mehmet Çamuroğlu ile, tasarımı tamamlanan ve bu yıl içinde halka açılması beklenen Sagu üzerine bir röportaj yaptık. Ilgana destan dünyası ile ilgili bilgiyi ve Sagu kurallarını sagu.ilgana.com adresinden ve Facebook Ilgana sayfasından edinebilirsiniz.

Lafı fazla dolandırmadan sizi röportajla başbaşa bırakalım.

Sagu Nedir?

Serkan Özay: Bilen var bilmeyen var, kısaca Ilgana nedir hatırlatır mısın?

Özgür Özol: Ilgana fikri, eski Türkleri anlatan ve bizim insanlarımızın kavramlarından yola çıkan bir masal dünyası fikriydi. 10 senenin sonunda önümüzde bir masal dünyası, hazırda bir roman ve yakın gelecekte çıkacak olan “Sagu – Rol Yapma Oyunu” var.

Sagu, FRP’ci ve Gamer’lara yönelik, ama Ilgana projesi Türkiye’deki rol yapma oyunu alt kültürüne doğrudan hitap etme amacıyla başlayan bir proje değil. Türkiye’de oyuncu camiasının %99’u LoL, DOTA ve Counter Strike gibi bilgisayar oyunları demek, %1’i veya belki daha azı rol yapma oyunları oynuyor. Ilgana bu camiaya zaten tanıdık bir şeyler yapalım da aynı 80 kişi yine birbirini alkışlasın diye ortaya çıkmadı. Açıkçası bu proje, rol yapma oyunu alt kültürünün “ümitsiz bir vaka” olduğunu varsayarak başladı.

Zaten bu projenin içindeki insanlar -Sagu başlayıncaya kadar- oyuncu topluluğundan değil, daha çok Türkoloji topluluğundan insanlardı. Batı mitolojisinden ve kavramlarından yola çıkmak yerine kendi masallarımızı anlatalım diye yola çıktık. Proje en başından beri tamamen amatör. Para kazanmak gibi bir derdi yok, para harcamak gibi bir lüksü de yok. Romandan kazanılan para başka ürünlerin geliştirilmesine harcandı. Bu masal dünyasının ikinci ürünü de “Sagu” olacak.

Tasarım Süreci

S: Tasarım sürecinden biraz bahsedelim. Rol yapma oyunları son zamanlarda çok değişti. Bizim dönemimizdeki oyunlarla şimdikiler gerçekten çok farklı. Kickstarter’ın ve bağımsız grupların devreye girmesi de sektörü bir hayli değiştirdi. Mesela, Sagu’nun tasarımında senin çıkış noktan neydi?

Mehmet Çamuroğlu: Benim genel olarak RYO sistemi tasarlarken yaklaşmak istediğim şey; her türlü karakterin oynanabileceği bir oyundur. Ama biz Sagu’yu Ilgana’ya özel olsun diye yaptığımız için, bir settinge özel olan sistemlere daha çok eğildik.

İlk gittiğimiz yer GURPS idi aslında. Ama sonra GURPS’u temel alarak Özgür’ün en baştan istediği basit ve detayları daha derli toplu olan bir sistem yapmanın çok zor olacağını gördük. Çünkü, GURPS özünde bunun tam tersi.

S: Tabii. GURPS ve Hero System bu işin en fazla detayına inen iki sistem.

M: Evet, buradan kendi birikimimizle Ilgana’ya en uygun olan sistemi yapmaya yöneldik. Burada, en çok ilham aldığımız sistem, Fantasy Flight Games’in Dark Heresy serisi ve Pathfinder oldu. Başkalarına benzememesi için özellikle uğraşmadık, ama sonuçta benzememiş oldu. Çünkü Ilgana’ya has bir sistem yapmaya çalışıyorduk.

S: Peki Sagu son halini alana kadar hangi aşamalardan geçti?

Ö: Bu aslında Sagu’nun dördüncü kez yapılışı. İlk Sagu’yu 2006 yılında, Dragonlance Fifth Age sistemiyle yaptık. Dragonlance, Ilgana’nın o destansı yaklaşımına çok uygundur, ciddi benzerlikleri vardır. Ilgana’da yanlış ve doğru çok keskin ayrılır, ara çizgiler daha azdır. İyiler ile kötüler çok bellidir. Ilgana, Dragonlance’e benzediği için, “Rol yapma oyunu da birbirlerine benzeyebilir yahu” dedim. Böyle birkaç oyun yapıp denedim, sonra onları da bıraktım. Denemeler sonucunda rol yapma oyunlarına daha hakim olan birisinden, Mehmet’ten yardım istemeye karar verdim.

Başka sistemleri uyarlamaktan vazgeçip bu dünyaya özel bir sistem yapmaya karar verdik. Çünkü her sistemin kendine has temel kavramları vardır. Mesela Ilgana’nın; “Kut” gibi, “Yoza Çalmak” gibi bazı temel kavramları var, işte Cthulhu oyununda “Sanity” vardır, mesela başkasında “Corruption” vardır. Bunlar o dünyayı o dünya yapan özelliklerdir, sistem içine yerleştirildiğinde artık o oyun başka bir dünyada oynamaya uygun değildir. Zaten böyle bir kaygısı da yoktur o oyunun. Sagu da böyle bir oyun. Sagu, Ilgana oynansın diye yapıldı.