Larp ve Türkiye’de LARP Kültürü – Bölüm 3

90’lı yılların sonu, Türkiye RYO camiasının özellikle belli bir kesiminde fantastik sistemlerin “modası geçti artık” diye tanımlandığı, hatta aşağılanmaya başladığı bir dönemdi. Call of Cthulhu ve özellikle White Wolf Studios’un World of Darkness adı altında çıkardığı gerçeklik, çok daha karanlık ve trajik atmosferiyle insanları çekmeye başlamıştı. Aslında D&D’de de Ravenloft gibi bir gerçeklik olmasına rağmen, White Wolf’un dot sistemi çok daha basitti. Daha sonra bu sistemde de büyük kusurlar bulunacak, Yahoo’nun forum gruplarında wall of text’ler yazılacak, yıllar sonra aynı tartışmalar Facebook’a bile sıçrayacaktı, ancak o dönemde bunları öngörmüyorduk ve mutluyduk.

Bizim ortam da buna yakındı işte. Kostümden çok, çözünürlük açısından ;-)

Bizim ortam da buna yakındı işte. Kostüm kalitesinden çok, çözünürlük açısından 😉

O yıllarda İstanbul’a Türkoloji okumaya gelmiş bir grup Norveçli’nin de önayak olmasıyla, İstanbul’da MET sistemi kullanılan Vampire the Masquerade LARP’ları öyle bir hızla başladı ki, demeyin gitsin. O dönemde LARP oyuncularının toplandığı her yerde (FRP kafe olsun, Gerekli Şeyler’in bulunduğu Milli Reasürans’taki masa-sandalyelere kadar) oynanmaya başlamıştı. LARP toplantıları genellikle geceleri Büyükada’da yapılıyor, ama insanlar karakterlerini oynamaya doyamıyor, bu toplantıların dışında da oynuyorlardı. “Abi, bizim Toreadorun senin Brujahla bir meselesi vardı ya, onu halletseydik?” denmesi ve iki kişinin Sihir’de pencere olmayan alt kata inmesi ve gölgeler arasında diğer oyuncuların arkasından iş çevirmesi, dönemin rutinleri arasına girmişti. Bu hevesle, “Constantinople by Night” doğdu.

Oyun, 24 saat de oynanabiliyordu. Eğer karakteriniz vampirse, güneşin batışını beklemek zorundaydınız. Güneş battığı an, oyun başlardı. Tabii insanları rahatsız etmemek üzerine kurulu katı kuralları da vardı. Birbirimizin evlerini haven, FRP kafeleri de Elysium olarak kullanıyorduk. Ara ara sokağa da çıkıyorduk, Şişli’den Taksim’e kadar yürüyerek LARP oynadığımız olmuştur. İnsanlar kendi aralarında oynuyor, sonra o gece olanları telefonla klan yöneticilerine bildiriyorlardı. Her klan, farklı bir oyun yöneticisindeydi. Bu oyun 1,5 yıl kadar sürdü.

Sonrası? Maalesef hepimizin oyunlara daha az vakit ayırıp iş bulmaya çalışma dönemimiz gelmişti. Kısa süre sonra maalesef FRP kafeler de kapandı. Bu kitlenin çekilmesiyle beraber, RYO oyunları ağırlıklı olarak forumlara kaydı. Aslında ben de 2002-2009 arasında kariyer ve ajanslara gömülmek vesilesiyle hobinin içinde olamadım. Bilen biri de bu yılları yazıp boşluğu doldurursa, çok yararlı olur.

2000’in sonlarına doğru, LARP yeniden canlanır gibi oldu, ama korkarım çoğunluğun amacı hobiyi canlandırmaktan öte, popülerlik kazanmaktı, dolayısıyla cosplay daha kolay benimsendi ve büyük bir yükselişe geçti. Ancak 2008- 2009 arasında çok LARP yapıldı. Hobiyi canlandırmak için çok uğraşanlar oldu. Hatta bir ara Büyükada LARP’ları bile yeniden yapılmaya başlanmış. Nitekim sürekli olamadı. Cosplay de çok uğraş gerektiren bir hobi, ancak geçen yazımda bahsettiğim üzere sorumluluk ve kural öğrenmek pek gerektirmediğinden, yapan kişiye süreklilik zorunluluğu olmayan doğaçlama imkanı sağladığı için Türkiye’deki alt kültür camiasına daha yakın geldi sanırım. Böylece ibre cosplay’e döndü ve bugünlere geldik, LARP da maalesef en kalabalık etkinliklerde bile sadece 15-20 kişiye oynatılan bir oyun türü olarak kaldı.

Yazarın Notları:

  1. İntihar eden kızların ve aile üyelerinin isimlerini ve resimlerini mahsus kullanmadım. Konumuz Türkiye’de FRP ve LARP kültürü, kimsenin acısını deşmeye niyetimiz yok. İsteyenler, aşağıdaki linklerden o dönemlerin haberlerine bakabilirler.
    http://www.milliyet.com.tr/2002/01/18/yasam/yas00.html
    http://www.milliyet.com.tr/2002/01/29/ombudsman/aokur.html
    http://www.milliyet.com.tr/2000/12/08/yasam/ayas.html
  2. LARP Resimlerin hepsinin 2008 sonrası dönemlere ait olduğunu göreceksiniz. Bir hobiyi altın çağında yapmak başka şey, canlı tutmaya çalışmaksa bambaşka bir şey. Zor şartlarda tek başına didinip LARP yapan ve hobinin devamlılığını sağlayan tüm arkadaşlarıma tek tek teşekkürü borç biliyorum.
  3. Dördüncü bölüm, LARP senaryosu yazma ve sistemi mümkün olduğu kadar hem yöneticinin, hem oyuncuların lehine kullanmak konusunda olacak.
  4. Kahramangiller’in FRP (Fantasy Role Playing) terimi yerine RYO (Rol Yapma Oyunu) terimini kullanma konusunda aldığı bir karar var. Ancak bu yazıda dönemin ruhunu doğru anlatabilmek için istisna yaptık.
Bu yazı, "Larp ve Türkiye'de LARP Kültürü" adlı yazı dizimizin bir parçasıdır.

Yorumlar