Yönelim ve Sınıf Seçimlerinin Rol Yapmaya Getirdiği Sınırlamalar

Bir önceki yazımda, rol yapma oyunlarında açık dünya yaklaşımından bahsetmiştim. Yine yakın dönemde İbrahim Muhammet Çelik’de rol yapma oyunlarında sınırlar olduğu konusuna değinmişti. Ancak bu sınırlar, “karakterin büründüğü kişiliğe, tutarlı yaklaşımlar getirmek” için gerekli olan bireysel ve ahlaki tercihlerden bahsediyordu. Ayrıca bu tür sınırların, oyuncuyu daha dar kalıpta düşünmeye itip yaratıcılığa katkı yapmasını konu alıyordu. Tıpkı Twitter üzerinde 140 karakter üzerinden harika mizah üzereten adamların, sayfalar dolusu yazanlardan daha iyi işler yapması gibi… Bu yazıda, yönelim ve sınıf seçimlerinden kaynaklanan sınırlamaları zordan kolaya doğru sıralamak istedik. Başlangıçta uyarmak lazım, bu tamamen D&D ve benzeri yönelim sistemini kullanan oyunlar için yapılmış bir sıralamadır!

Ahlaki Yönelimlerin Hepsi Bir mi?

Ne de güzel bir soru, öyle değil mi gönül dostları? Ancak net bir cevap verelim, hepsi bir değil. Bazı ahlaki yönelimler (alignment) diğerlerine göre çok daha fazla kısıtlama sunar. Dolayısı ile oynaması daha zor olup, oyuncuyu karşılaştığı zorluklara daha yaratıcı çözümler bulması için zorlar.

Söylemeye gerek yok kuralcı (lawful) yönelimler, doğası gereği kuraltanımaz/kaotik (chaotic) yönelimlere göre daha fazla kısıtlayıcı olurlar. En basit haliyle kuralcı karakterler;

karakter6

*Kural, kanun, töre, gelenek, hiyerarşi ve benzeri yapılara karşı gelmekte daha fazla tedirginlik yaşarlar. Daha doğrusu gerçek anlamda kuralcı oynanan bir karakter için, olması gereken hali budur. Ayrıca mümkünse, belirli durumlar için önceden belirlenmiş tepkileri olmalıdır ve şartlar değişmedikçe (hatta sıklıkla değişse bile) bu tepkilerini korumak zorundadırlar. Bir örnekle ilerleyelim:

Kuralcı bir savaşçı karakteri canlandırıyorsunuz. Eskiden ülkeniz adına savaşmıştınız ancak bir süre sonra terhis olunca paralı askerlik yapmaya karar verdiniz. Ancak bu karakterin kendi hikayesi içinde, ülkede seferberlik ilan edilir ve tekrar orduya çağırılırsanız gitmekle yükümlüsünüzdür. Bununla ilgili elinizde yazılı sözleşme olup olmaması mühim değildir. Sizden beklenen, bu türden yazılı ya da yazılı olmayan bir kurala uymanızdır. Bu noktada iyi, kötü ya da nötr olmanızın çok önemi yoktur. Ancak cidden o çağrıya uymamak istiyorsanız çok daha yaratıcı bir çözüm bulmak zorunda kalırsınız. Bu hiç bir şey için değilse bile, kendi karakterinizi tamamlamak için gereklidir.

Ancak benzer savaşçı karakterin kaotik olanını düşünelim. Seferberlik çağrısını çeşitli ahlaki tercihlerden dolayı reddedebilir. Ülkenin orduları, barışçıl olan komşu ülkeyi istila etmeye gidiyorsa vicdani ret sebebi sayabilir. Ya da kendine göre sebepler üretebilir. Basitçe, çok daha büyük hareket serbestliğine sahiptir. Kendi doğrularını, genel geçer doğrulardan üstün tuttuğu müddetçe kaotikliğe daha yakındır.

Bunu bir özetleyelim, kuraltanımaz/kaotik karakterler, yönelimlerinin moral kısmını (iyi, kötü ve nötr) uygulamak açısından çok daha rahat hareket ederler. Kuralcı karakterler ise sıklıkla ait oldukları davranış kuralları ile yönelimlerinin ikinci kısmı arasında sıkışabilirler.

Kaotik iyi karakter vs 1000 ork (temsili)

Kaotik iyi karakter vs 1000 ork (temsili)

Kuralcı ve iyi bir savaşçı olan karakterimizden devam edelim. Yanında beş kişilik küçük bir birlik ile köye saldıran haydutları bulmaya gidiyor. İyi eğitimli ve ekipmanlı oldukları için sayıları iki düzine olan haydutları yeniyorlar. Bu savaşta iki yoldaşını kaybediyor, haydutların yarısı da öldürülmüş oluyor. Geri kalan haydutlar ise korkup teslim oluyorlar. Buraya kadar her şey yolunda…

Yorumlar