15mm’den Küçük, Bıdık Modelleri Boyamak

“Çok küçük değil mi bunlar? Nasıl boyuyorsunuz?”

15mm Flames of War veya daha düşük ölçekli modelleri gördüklerinde insanların verdikleri ilk tepki genelde bu oluyor. Sonrasında beyin yavaşça toparlıyor ve soru “Çok uzun sürmüyor mu? Çok zahmetli değil mi?” şeklinde açılıyor. Bugün bu soruya çok basit cevap vererek başlayacak ve sonra da adım adım, 15mm’den de küçük, 10mm modelleri ben nasıl boyuyorum bunu göstereceğim. Bu arada model ölçekleriyle ilgili şöyle bir yazımız var merak edenler için:

Boy Boy Dövüşün – Tarihi Minyatür Savaş Oyunlarında Ölçekler

Konuya dönecek olursak; hayır, hiç uzun sürmüyor, aksine çok kısa sürüyor. Hiç de zahmetli değil.

Öncelikle şunu söyleyeyim; hiç bir modelimi “muhteşem” boyamak adına üstün gayret göstermiyorum. Dolayısıyla modellerim “muhteşem” olmuyorlar. Fakat güzel oluyorlar, masada beraber hoş gözüküyorlar ve beni tatmin ediyorlar.

Daha büyük modelleri “muhteşem” boyamak isteyenler şuraya bakabilir:

Minyatür Boyama Kılavuzu – Giriş

O zaman başlayalalım: Bunlar Amerikan Bağımsızlık Savaşı dönemi oyunlarında kullanmak üzere yeni aldığım modeller; George Washington’un emrinde dövüşen düzenli ordu piyadeleri (American Continentals).

Ben modellerimi tabanlarına yapıştırarak işe başlıyorum. Sonra da sprey boya atıyorum. Genelde siyah sprey kullanıyorum ama Anadolu’nun bağrında her zaman istediğim markayı ve rengi bulamıyorum. O yüzden bu sefer mat gri sprey kullandım. Spreyi biraz uzaktan atmak en güzeli.

boyama01

Sprey kuruyunca siyah boyayı sulandırıp “basecoat” yapıyorum. Amaç modelin her yerini siyaha boyamak, böylece boyamadığım kısımlar siyah kalıyor ve gölgeli bir görünüm sağlıyor. Basecoat da kuruyunca, en bodos boyayacağımız bölümden başlıyorum. Bu durumda, pantolonları ve gömleklerin görünen bölümlerini beyaza boyuyorum.

boyama02

Şimdi ceketleri maviye ve ceket kenarlarını kırmızıya boyuyorum. Gömleklerin manşetlerini de kırmızıya boyuyorum ve temel işlerimiz halloluyor. Ceket kenarlarına ince fırçayla dokunmak yetiyor.

Şimdi ufaktan detaylara girebiliriz. Yüzü, elleri ve tüfekleri boyuyorum. Bu durumda dikkatli boyamak işinizi kolaylaştırır ama ben pek beceremiyorum. Yanlış boyadığım, taşırdığım kısımları en son siyahla veya asıl rengiyle kapatıyorum.

Son olarak, çantaları, askıları ve süngüleri boyuyorum. Şapkalar zaten siyahtı, uçlarına hafif beyaz ile dokunmak yetiyor. Askılar için yine ince fırça ile sadece dokunuyorum. Saçların bazılarını gri, bazılarını sarı boyayıp geri kalanı siyah bırakıyorum. En son, yüzlere, ellere ve çantalara koyu kahve “wash” sürüyorum. Olay tamamlanmıştır.

Hiç öyle “drybrush” veya “highlight” gibi işlere girişmiyorum. Dümdüz boyama yapıyorum. 10mm modelleri boyuyorsanız, 15mm çok çok rahat boyarsınız. Bir de, Napolyon dönemi askerleri boyamak 2. Dünya Savaşı üniforması boyamaya göre az daha zahmetli. Yani Flames of War boyamak, bundan daha da kolay.

En son, her adam boyandığında tabanlara ağaç tutkalı yardımıyla önce kum, sonra çim atıyorum. En son, boyayı korusun diye mat vernik sprey atabilirsiniz. Ünitemiz dövüşmeye veya sergilenmeye hazır.

Tüm bu işlemlerin süresine gelince. Günde bir saatten fazla uğraşmadım ve her gün de boyamadım, arada boş geçtiğim günler oldu. Buna rağmen bir haftadan az sürede bu üniteyi bitirdim. Yeni başlayanlar için bu boyutta model boyamak belki biraz daha uğraştırıcı olsa da, 3 ay gibi bir sürede 10-12 ünitelik bir orduyu tamamen boyayıp bitirmeniz gayet mümkün.

Kullandığım fırçalar; ceketi, pantolonu ve tüfekleri boyarken biraz yıpranmış bir 0, detayları boyarken ise biraz daha tellerini kesip incelttiğim bir 00.

boyama14

Bu arada, resimlerde seçebildiniz mi bilmiyorum, aralarda siyahi askerler de var. Bağımsızlık Savaşı dönemi Amerikan Ordusu, Kore Savaşı’na kadar bir daha gerçekleşmeyecek bir birliktelik barındırıyor. Orduya katılırlarsa özgürlükleri verilecek olan siyahi köleler ile beyazlar, aynı bölüklerde görev alıyor.

Neyse şimdi tarih konuşmaya devam edersem duramam. Artık bitirelim. Bıdık modeller gördüğünüz gibi kabaca bu şekilde kolayca boyanıyor…

Yorumlar