“Tek bir insanın ölümü trajedidir. Milyonların ölümü, istatistiktir.” Stalin

1942-43 yılları, 2. Dünya Savaşı’nın kaderinin çizildiği dönem olarak anılır. Bu zamanı konu alan oyunlar oldukça çetindir, ülkelerin ordu tipleri genel olarak uç noktalardadır. Önce çok kısa bu dönemi, sonra da ordu tiplerini ve dönem oyunlarını anlatayım.

Fransa işgali sonrasında Nazi İmparatorluğu gücünün en üst seviyededir. Gerçi Alman hava kuvvetleri İngiliz uçaklarını aşamamıştır ve bu nedenle Britanya adası bir işgalden kurtulmuştur. Ancak bu, dünyayı rahatlatmaya yetmez. Wermacht, Sovyet topraklarını yutmak, İtalyan ordusu ise Kuzey Afrika’dan İngilizleri süpürmek üzere harekete geçer.

Almanların Rusya işgali olan Barbarossa Operasyonu büyük bir başarı ile başlar ve Hitler’in orduları ancak Moskova önlerinde durdurulabilir. 1942 yılında yeni harekatlar planlanır ancak bu sefer işler eskisi gibi gitmez, güneyde Stalingrad bir türlü düşmez ve burada Hitler ilk ciddi yenilgisini tadar. 1943 yazında Kursk’de Sovyetler ve Almanlar çok büyük kayıplar verecekleri bir savaşa tutuşur. Ruslar kayıplarını telafi edebilmektedir ancak Almanların böyle bir lüksü yoktur.

“Düşmanların var mı? İyi. Bu, hayatının bir döneminde bir şeyleri savunduğunu gösterir.” Churchill

Kuzey Afrika’da ise Mussolini’nin İngilizlere karşı aldığı ağır yenilgiler sonrası, Alman destek birliğine komuta eden Rommel işleri toparlar ve Çöl Tilkisi lakabını alır. Ancak onun da imkanları sınırlıdır, Akdeniz İngiliz donanması kontrolündedir. El Alamein’da, Rommel ilk kez geri çekilir ve Amerikalıların da yardıma gelmesiyle Alman ve İtalyan güçleri Kuzey Afrika’yı tamamen terk eder.

Flames of War, bu dönem için iki kitap çıkardı. “Eastern Front”, Stalingrad başından Kursk’e kadar olan dönemi konu alıyor. Rusların karşısında sadece Almanlar yok; Macaristan, Romanya, İtalya ve Finlandiya’nın Sovyet topraklarında savaşan ve genel olarak ekipman sıkıntısı çeken birliklerine komuta edebilirsiniz. Genel olarak Ruslar, anavatanı savunma gayreti içindeler ve korkusuzca dövüşüyorlar ancak askerlerin çoğu eğitimsiz ve beceriksiz. Almanlar ise moral açısından standart seviyede fakat hepsi usta asker. Artık yığınla T-34 ve karşılarında az sayıda Panzer IV görebiliriz.

“Adam adama dövüşte, kimin şarjöründe bir kurşun fazla varsa kazanan odur.” Rommel

“North Africa” kitabında İngiliz, Amerikan, Alman ve İtalyan listeleri bulunuyor. Amerikalılar bu dönemin en “orta seviye” savaşçıları. İngilizler ve Almanlar yılların verdiği bir tecrübeye sahip ancak İngiliz deyip geçmemek lazım; bunun Anzakı, Hintlisi, Kanadalısı var. İtalya ordusunda ise paraşütçüler gibi elit birlikler olsa da listelerin çoğu Afrika çöllerinde ne işleri olduğundan emin olmayan adamlardan oluşuyor. Sherman tankları artık müttefiklerin hizmetinde, İtalyanlar hafif tanklar kullanıyor, Tiger’lar ise Tunus, Leningrad ve Kursk’de göreve hazır.

Orduların bu kadar uç seviyelerde olması keyifli oyunlara zemin hazırlıyor. Bir Mid War oyununa baktığınızda onlarca Rus tankı ve piyadesi arasında sıkışmış az sayıda Alman modeli görürsünüz, yine de oyunun dengede gidiyordur. Aynı şekilde büyük bir İtalyan kalabalığına karşı yaşam mücadelesi veren Anzaklar aslında pek de zor durumda değildir.

Benim gibi model toplamaya “Stalingrad’da çarpışan bir Sovyet piyade ordusu istiyorum.” diye başlayan biri olarak Mid War, Flames of War’da oynamayı en sevdiğim dönemdir. Sonraki yazıda Black Powder’da Napolyon dönemi diyeceğim ve İmparator’un savaşlarını anlatacağım. Görüşmek üzere…