Adaletin Şafağı’ndaki Hristiyanlık Sembolizmi: Din ve Amerika
Öncelikle bahsettiğim gibi, Amerikan pazarında Marvel’a karşı kesinlikle bir avantaj. Adamlar gitti filmi bi de Paskalya’ya denk getirdi. En iyi Paskalya açılışı rekorunu kaptılar bile. Disney’in global gücüne karşı Amerika satışlarını ele geçirmek için elinden geleni yapıyor. Böyle hamleler bana filmin hedef izleyici kitlesini sorgulatıyor. Bu filmi çizgi roman, popüler kültür sevdalıları için mi yaptılar? Bence asıl hedef süper kahraman filmlerine gitmeyen muhafazakar kesim. Hani şu “Süper kahramanlar şeytan işi!” falan diye düşünen kişiler. Kalanı zaten kesin gider demişler.
Filmin kötü adamı Lex Luthor’a dikkat çekmek istiyorum şimdi bu hususta. Doomsday’i canlandırmak için hiç teknolojik görünmeyen, daha çok büyü gibi olan bir işlem gerçekleştiriyor. Su dolu, ürkünç, gotik bir odada Zod’un cesedinin üzerine elinden bıçakla kesip akıttığı kanı damlatıyor. Yapay Zeka başlıyor “Bu işlem yasak, korkunç…” Luthor yine de yap diyor. “Nefret dolu…” diye devam ediyor makine. Ve Doomsday’in ismi bile sembolik olarak bir anlam kazanıyor, sanki Luthor bir kara büyücü ve “kıyamet gününü” uyandırıyor. Superman’in annesine “cadı” diye lakap takması, onu yakarak öldürmek istemesi, yine dini bir gönderme. Daha yetmedi mi? Lex Luthor’un melekli, iblisli tabloya bakarken Senatör Finch’e söylediğini hatırlatmak isterim.
Burada kurtarıcı olan Superman’i kast ederek ona laf atan Luthor’u, filmin hazırladığı dini katmandan dinlersek ve Hz. İsa’nın, meleklerin ve Tanrı’nın da gökyüzünde yaşadığı sembolize ediliyor olduğunu hatırlarsak, Lex Luthor için kendisinin bir iblis olarak resmedildiğini, hatta Deccal sembolü olarak kullanıldığını söyleyebiliriz. Hristiyanlık mitinde Deccal’in insanları kandırıp, Hz. İsa’dan uzaklaştıracağı anlatılan bir hikayedir. Filmde de Luthor, Superman’e bunu yapmaya çalışmakta.
Peki, bu bilgilerin ışığında film hakkında neler söyleyebiliriz? Amerika kadar muhafazakar bir pazara açılırken, eser evrensellikten uzaklaştı mı? Ben Disney/Marvel yaklaşımını daha doğru buluyorum, hikayeye farklı bir katman katsa da yıl olmuş 2016, Dünya her zamankinden daha küçük ve büyük bir çeşitliliğe sahip. Özellikle dinlerin politik olarak tartışıldığı bir zamanda, film bu bağlamda incelenirse böylesine bir film için hassas bir dönem. Amerikan seyircisini kazanırsın ama peki ya global market?