Ağız İçinden Çıkan Ağız! – Alien
Alien: Resurrection
Bu filmin başında bir Alien filmi yönettiğini duyunca şaşırdığım ikinci isim olan Jean-Pierre Jeunet var. 1997 yılında vizyona giren serinin son filminde oyuncular arasında Sigourney Weaver, Winona Ryder, Ron Perlman, Dan Hedaya, Dominique Pinon yer almakta. Alien 3’ten 200 yıl sonrası. Yedi başarısız denemeden sonra Ripley’in ve Alien 3’te içinde olan kraliçe yaratığın bir klonu yapılmıştır. Diriltilirken kraliçe yaratık ile DNA’sı birleştirilip insan ve yaratık karışımı olan Ripley, USM Auriga adlı gemide bir avuç kaçakçı ile kalmış durumdadır. İçlerinde bulundukları geminin Dünya’ya dönmesini engellemeye çalışıyor ve yine yaratıklarla mücadele ediyor.
Üçüncü film de dahil serinin içinde bir tutarlılık varken bu film serinin geri kalanından ayrı bir yapıya sahip. Bunun nedenlerinden biri; filmin bir önceki filmin 200 yıl sonrasında geçmesi olabilir ama ilk üç filmdeki o bahsettiğim gerginliği bulamadığım tek filmdi ve genel olarak beni içine tam anlamıyla çekemiyor. Bir kaç geren sahnesi olsa da o kadarı ortalama aksiyon filmlerinde de hissettiğim oluyor. Sigourney Weaver’in filmin iyi yanlarından olduğunu söyleyebilirim. Yani dört filmde de performansını hiç düşürmeden oynamasını gerçekten takdir ettim.
Filmdeki kraliçe yaratığın artık yumurtlamadığı, insan ve yaratık kırması Newborn denen yaratığı doğurduğu görülüyor. Sadece Ripley kraliçenin DNA’larından almadı, bir DNA takası oldu ve kraliçe yaratığın bir rahminin olduğu anlaşılıyor. Bu filmde de doğum, annelik, yabancılaşmak gibi kavramlara göndermeler var. Ama yapmak istedikleri şey bunların altını doldurmak değil. Berbat bir film olarak da düşünmeyin. Eleştiriler Alien filmleriyle kıyaslandığı için öyle. En azından benim için öyle. Ne berbat filmler izliyoruz sırf büyük bir serinin parçası diye. Bu filmde de yapımcıların bahsettiğim “biraz kaymağını yiyelim” tavırları olduğu belli. Sevdiğim serilerin içindeki çürük yumurtaların günahlarını görmeden izlemeye çalışırım ve serinin diğer filmlerinden ayırmadan sevmeye gayret ederim. Ama bunun bende oluşturduğu hayal kırıklığı yanında -Alien serisi içinde olmasından kaynaklı- kendimi izlemek ve sevmek için zorlamadığım ve aşırı olmasa da sevdiğim bir film. Özellikle B film sevenler bunu da gerçekten sever.
Bu dört filmde de iyi yanlar, kötü yanlar olabilir ama seride takdir ettiğim şeylerden biri; her filmin verdiği tadın başka olması. Farklı yönetmenlerin kendi dokunuşları -kiminin daha çok, kiminin daha az- olmasından dolayı bir evrende geçen dört filminin hikayesini de farklı tarzlarda izlemek hoşuma gidiyor.
Filmlerde neler olduğunu uzun uzun anlatıp tat kaçırmadan, izleme isteğinizi baltalamadan aslında Alien serisinin ne olduğunu, neden klasik seriler arasına girdiğini anlatmaya çalıştım. Sahne sahne anlatmak yerine mutlaka izleyin diyorum. Çünkü gerçekten dört film de görülmesi gerek. Seriyi daha önce izlemiş kişiler için de umarım tekrar izlemek için teşvik edici bir yazı olmuştur. Gerçi beni yazıma ihtiyaç duymanıza gerek yok çünkü Alien Covenant geliyor. Sinemaya gitmeden önce dört Alien artı Prometheus’u izlemek için daha geçerli sebep olamaz.
Bazı yerlerde Alien Covenant için “Bu Prometheus’un devamı mı?”, “Alien filmleriyle ilgisi ne?”, “Alien filmlerinden önce mi, sonra mı geçiyor?” gibi yorumlar okudum. Bunu da açıklığa kavuşturmak istiyorum. Prometheus bu saydığım dört Alien filminin kronolojik olarak çok öncesinde geçmektedir. Yani Star Wars nasıl Ep. 4-5-6-1-2-3-7 sırasıyla vizyona girdiyse bu seri de o yoldan gitmekte. Kronolojik olarak saymam gerekirse “Prometheus-Alien Covenant-Alien-Aliens-Alien 3-Alien Resurrection” sırası ile gitmektedir.
Alien vs Predator serisini araya koyup kafayı karıştırmaya gerek yok. İzlemek isteyen izlesin ama ayrı filmlermiş gibi değerlendirsin. Prequeller yapılıyor da direkt devam olarak bir beşinci film çıkar mı diye soracak olursanız da Ridley Scott’un geçen sene duyurulan ve ana serinin devamı olacak olan Alien 5’in karşısında dimdik durup “O proje yalan oldu” demesine üzülsek de, Prometheus’la başladığı seriye Covenant’tan sonra devam edeceğini ve aklında birkaç devam filmi daha olduğunu söylemesi biz Alien severlerin içini rahatlattı diyebilirim. Alien Covenant için de tek temennim ise beklediğim gibi çıkması ve Alien serisine yakışır bir film olmasıdır.