Avengers: Age of Ultron – Bir Süper Kahraman Filmi Nasıl Olmalı?

Beklenen gün geldi çattı, gittik filmi izledik. “Peki film damağımızda nasıl tat bıraktı?” sorusunu, spoiler içermeyen bu yazıyla cevaplamaya çalışacağım. Uzun lafın kısası; bu yazı filmi henüz izlemeyenler için. Filmi izleyenler için spoiler dolu ayrı bir yazı yazdım.

Son 10, hatta 15 yıl içinde vizyona giren süper kahraman filmlerini şöyle bir göz önüne getirecek olursak, bir hayli yol alındığını görürüz. O dillere destan Batman üçlemesi, üçü birden aynı derece olmasa da Iron Man filmleri, Superman’in yeni filmi,  hatta Captain America’nın ve Thor’un şimdiye kadar çıkmış ikişer filmi… Bu saydığım filmler, bana soracak olursanız atmosfer olarak oldukça başarılı filmlerdi. Yegane ortak özellikleri ise tek karaktere odaklanan film olmalarıydı. Dolayısıyla sözkonusu filmlerin odak karakteri ne kadar karanlık, eğlenceli ya da mistikse filmin atmosferi de doğal olarak ona göre şekilleniyor. Şu noktada sorarım size: Peki içinde birbiriyle güç dengesi, karakter ve motivasyon yönünden neredeyse hiç bir ortak yönü bulunmayan karakterlerin filminde nasıl bir atmosfer kullanmalı?

Tek Kahraman Yetmez! Ekip Olsun!

Geçenlerde kaleme aldığım “Avengers Hakkında İlginç Bilgiler” adlı yazımda da belirttiğim gibi; Marvel, Avengers’ı aslında DC Comics’in Justice League’de uyguladığı taktiği taklit etmeyi hedefleyerek yayınlamıştır. Yani orijin hikayeleriyle zaman kaybetmeden hızlıca bir ekip toplayıp hemen aksiyona sokmak. Bu bilgiyi bir kenara not edip başarılı olan diğer süper kahraman grubu filmlerine bakalım:

X-Men filmlerinin çoğunu iyi yapan şey neydi?

X-Men filmlerinin çoğunu iyi yapan şey neydi?

X-Men örneğinde, serinin arada vasat bölümleri olmasını bir kenara bırakacak olursak, filmlerin ortalamada oldukça başarılı olduğunu görürüz. X-Men’de antropolojik açıdan tutarlı bir birliktelik göze çarpar. Mutantlar azınlıktır ve insanlığın en çirkin yönüyle yüzleşmek zorundadırlar; ırkçılıkla. Karakterlerin güçleri arasında dağlar kadar fark yoktur. Aynı zamanda birden fazla karaktere odaklanabilen, Unusual Suspects filmine imzasını atmış olan Bryan Singer gibi yetkin bir yönetmen tarafından filmin formatı oturtumuştur.

Peki bunlara ne demeli?

Peki bunlara ne demeli?

Bir diğer başarılı örnekse Guardians of Galaxy. Bu filmle ilgili iki başarı faktörü gözlemleyebiliriz: Birincisi, önceden filme dair hiç kimsenin büyük bir beklentisi olmaması ve karakterlerin pek tanınmaması sebebiyle herkesein filmi önyargısız izlemiş olması, ikincisiyse her ne kadar karakterlerin birbiriyle alakası yokmuş gibi görünse de tümünün eşit derecede karikatürize olması. Elbette hepsinin İngilizcede “drifter” diye tabir edilen avare tipler olması bir yere kadar ortak nokta sayılabilir.

Tekrar Avengers’a dönecek olursak; yukarıdaki örneklerdeki gibi bir tutarlılık yakalayamayız. Bir tanrı, 40’lı yılların milliyetçi kafasını yaşayan süper asker, biri ok atan diğeriyle dar deri kıyafet giyen gizli ajan, milyarder maceracı ve Dr Jekyll / Mr Hyde türevi bir bilim adamı. Gerçekten ortak nokta bulmak çok zor. Peki şu durumda bu filmin atmosferi ne olmalı? Hem 2012 yılında yayınlanan ilk filmde, hem de Age of Ultron’da kullanılan atmosfer, temelde bir felaket filmi atmosferi. En azından aksiyon sahnelerinde. Ama bu yeterli olur muydu? Hayır. Ama Joss Weadon’ın bulduğu çözüm çok bariz bence: Baskın olan karakterin atmosferini aksiyon sahneleri hariç tüm filme uygulamak. Yani Iron Man’in atmosferini! Bu arada aklıma gelmişken; Batman V Superman: Dawn of Justice’in de bu formülden gayrı olduğunu düşünmeyin sakın. Fragmanlara dikkat ettiyseniz tüm film baskın olan karakterin, yani Batman’in atmosferine sahip. Yoksa gecenin bir yarısı kasvetli yağmurla falan ne işi olur Superman’ın?

Eski kadro bir arada.

Eski kadro bir arada.

Avengers, 2012 yılında vizyona girdiği zaman “Iron Man 3 gibi olmuş” şeklinde yorumlar vardı hatırlarsınız. İşte filmle ilgili ilk yorumum da bu olur sanırım: “Iron Man 4 olmuş!” Peki kötü olmuş mu? Hayır! Ama bir miktar yüzeysellik var. Son analizimde bu konuyu açacağım…

Bu Hikayeler Biraz Tanıdık Geldi Ama…

Tony Stark, insanlığın evrende yanlız olmadıkları gerçeğiyle yüzleşerek iyice paronayaklaşmıştır. Bu tehdite nihai çözüm olarak tasarladığı Ultron projesinin, yani Stark’ın ürettiği robotlar da dahil olmak üzere tüm teknolojileri kullanabilecek bir yapay zeka tabanlı savunma sisteminin kontrolden çıkması, filmin ana konusu. Bu asayişi sağlayan robot ordusu fikrini son çekilen Robocop filminde görebileceğiniz gibi, çıldırıp tüm insanlığı yeryüzünden silmeyi kafasına koymuş yapay zeka fikri de öyle pek orijinal bir fikir sayılmaz.

Şu suratım izin verse ne mimikler yapacağım size ama, olmuyo işte!

Şu suratım izin verse ne mimikler yapacağım size ama, olmuyo işte!

Filmin kötü adamı Ultron, ancak bu aynı zamanda filmin en zayıf yönü olmuş. Zira her ne kadar Transformers filmlerinde yapıldığı gibi yüzündeki ifadeleri verebilmek için robotun yüzüne onlarca ekstra parçacık eklenmiş olsa da, karşınızda mimiklerini okuyabileceğiniz Loki gibi bir karakter yok. Bunun yanında az önce belirttiğim gibi, bilimkurgu filmlerde çıldıran yapay zekalara has “Tüm insanlık yok edilmeli!” motivasyonu banal bir fikir olduğu için üstünde pek durulmadan hemen geçilmiş. Bu arada James Spader’ın sesinin Ultron’la ilgili tek olumlu şey olduğunu yazmadan geçmemek gerekiyor…

Marvel Evreni’nin Genişlemesi Devam Ediyor

Genel olarak süper kahraman temalı tüm çizgi roman evrenlerin kanayan bir yarası olan, “tüm olayların New York’da geçmesi” sorunsalı bu filmle gayet güzel kotarılmış. Bir Afrika, bir de Doğu Avrupa şehri film yapımcılarının gönüllerince yıkabilmeleri için orada öylece bekliyor. Ayrıca Black Panther’in memleketi Wakanda’nın isminin de vibranyum üretilen ülke olarak geçmesi yüzümüzü güldüren bir başka anekdot oldu.

Eski ve yeni bir çok karakter bir arada.

Eski ve yeni bir çok karakter bir arada.

Film, bir sonraki filmde bazı karakterlerin kadrodan ayrılacağının sinyallerini veriyor. Ancak bununla beraber kadro genişlemeye de devam ediyor. İkiz kardeşler Scarlet Witch ve Quicksilver’ın yanında, çizgi roman okuyan Avengers fanlarının yakından tanıdığı Vision’da kadroya ekleniyor. Ayrıca Marvel Sinematik Evreni’nde daha evvelden tanıştığımız War Machine ve Falcon’da filmde boy gösteriyor. Karakterler sadece süper kahramanlarla da sınırlı değil! Peggy Carter, Nick Fury, Maria Hill ve Erik Selvig gibi eski karakterler yanında Dr. Helen Cho ve gelecekte süper suçluya dönüşecek olan Ulysses Klaue’da karşımıza çıkıyor. Dile kolay, Marvel Sinematik Evreni gerçeten de çok genişledi!

Yorumlar