Bir Endülüs Köpeği: Din, Ölüm ve Sanat

Un Chien Andalou, diğer bir deyişle Bir Endülüs Köpeği, Bunuel ve Dali’nin ortak yapımı olan bir kısa filmdir. Aslında dünyada en çok tanınan ve en çok izlenen kısa filmdir, Bir Endülüs Köpeği. Sinemayla ilgilenen herkes önünde sonunda bu filme bulaşmak zorunda kalır. Peki neden bu kadar önemlidir? Çünkü Salvador Dali ve Luis Bunuel o güne kadar benzeri görülmemiş bir işe imza atmışlardır.

1928 yılında Bunuel ve Dali birlikte film yapmak üzere biraraya gelirler. Bunuel, rüyasıyla ilgili yazdığı senaryoyu Dali’ye gösterir, ama Dali beğenmez. Bu durumda kendi senaryosunu yazar. Bunuel de Dali’nin yazdığı senaryonun daha iyi olduğunu görür ve çekmeyi kabul eder ve Dali ile filmi konuşmak üzere onun bulunduğu şehir olan Figueras’a gider. Birlikte bazı kararlara varırlar. Bu kararlar arasında birbirini izleyen sahneler arasında bir bağlantı olmayacak, olay kurgusu olmayacak ve izleyici bu anlamsızlıkla şaşırtılacak. Bunuel bunun ardından, filmi çekmek üzere Paris’e gider ve iki hafta içerisinde çekimleri tamamlar. Dali, pek de çekimlere katılmamıştır. Bu durumda Bunuel, oyuncular ve figüranlar sadece senaryoya odaklanmaya çalışırlar. Fakat hiç kimse ne yaptığının farkında değildir. Kimse yaptığı işi anlamlandıramaz ve herkes sadece işini bitirmeye çalışır. Çekimler bitirildiğinde filmi içinde Picasso’nun, ünlü mimar Le Corbusier’in ve sürrealizmin başını çeken isim Andre Breton’un da bulunduğu bir gruba gösterme kararı alırlar. Breton bunun ardından Un Chien Andalou hakkında sürrealizmin başyapıtı olduğuyla ilgili olumlu eleştiriler yayınlar. Ayrıca film, Breton’un Birinci Gerçeküstücülük Bildirgesi’nde anlattığı sürrealizmin ilkelerini filme döken ilk yapımdı. Bunuel film hakkında “Hiçbir düşünce veya görüntü konusunda kendimizden ödün vererek onları mantıklı bir açıklamaya itmedik. Mantıksızlığa doğru tüm kapıları açmak ve hiçbir açıklama yapmadan o görüntülerin şaşırtıcılık düzeylerini korumak zorundaydık.” sözlerini sarf ediyor. Dali ise senaryosunu yazdığı bu film hakkında “Bir Endülüs Köpeği, ergenlik ve ölüm üzerine bir film. Bu filmle İberya hançerini tüm gerçekliği ve keskinliğiyle entelektüel ve şık Paris’e sapladım.” diyor. Dali ayrıca filmin ilk gösterimine de gitmez, İspanya’ya dönüp Paris’teki sergisi için resimleri üzerinde çalışır ve ilk gösterimden bir ay sonra Paris’e döner.

bir-endulus-kopegi-1

Bunuel ve Dali, gerçekten de filmi çekme amaçlarına ulaşırlar. İzleyiciler filmi anlamlandırmaya çalışırlar ama bunu başaramazlar. Adeta seyircinin anlamlandırma ve olay örgüsü yaratma çabalarına savaş açmışlardır. Belki sahnelerin birbirleriyle ilgisi yoktur ama bunun anlamı kendi içlerinde de anlamsız oldukları değildir. Her biri bir şeyi anlatır ve imgelerle doludurlar. Örneğin; filmde sıklıkla görülen içinden karıncalar çıkan el ve karınca motifleri, Dali’nin çürüme ve ayrışma felsefesiyle ilgilidir. Dali karıncalarla çocukluğunda tanışır ve onların küçük hayvanların parçalarını nasıl ayrıştırarak yediklerini izler. Bu sahneyi gördükten sonra onları hayranlıkla ve biraz da iğrenmeyle izlemeye devam eder. İlerleyen yaşlarında da onda bıraktığı izlere bağlı olarak karıncaları çalışmalarında çöküşü ve çürümeyi anlatmak üzere kullanmaya başlar.

Bunuel ise izleyiciyi zamanda sıçramalar yaparak şaşırtmaya çalışır. “8 yıl sonrası” ve “16 yıl öncesi” sıçramalarını anlamak oldukça güçtür, çünkü gerçekten bir anlam ifade etmezler.

Benzer Yazılar

Yorumlar