Romanın dışına, gerçek hayata çıkıldığında ise sanki Chow, olayları üçüncü bir kişiymişçesine izliyor. Chow, başrol gibi görünse de, tam olarak değil. Hatta bana kalırsa gerçek başrol sigara. Belki bunu biraz abartmış da olabilirim, evet! Chow olaylara dahil olmaya çalışıyor ve oluyor da, ama asıl kişi hiçbir zaman Chow olmuyor. Hep etrafındaki kadınlar ondan daha baskın çıkıyor ve öyleler de zaten. İnsanlar geçip gidiyor ve siz bunu kontrol edemiyorsunuz, sadece izliyorsunuz. 2046 tüm bunlara bağlı olarak son derece karamsar, hatta barok bir havaya sahip. Son dönemlerde takip edebildiğim kadarıyla, moda dünyası 2046’dan ilham alarak yeni işlere imza atıyor. Dolayısıyla ben de bu durumda neden bu kadar çok adından bahsedildiğini merak ederek izliyorum filmi. İlham alınması konusunda sonuna kadar da haklı olduklarını görüyorum.

Klasik kalıpların dışına çıkmakla kalmayıp, kalıpları değiştiren 2046, size aşkı, imkansızlığı, çaresizliği yeniden yaşatıyor ve bunu şiirsel bir anlatımla yapıyor. Belki Çince’den bir kelime bile anlamıyorsunuz ama insanlar konuştukça söylediklerine hayran kalıyorsunuz. Özellikle Chow ve hayat kadını olan sevgilisi Bai Ling’in arasındaki ilişki sizi yıkıp geçiyor. Bai Ling (Ziyi Zhang) konuşmadan da şiirsel olma özelliğine sahip bir kadın. Mimiklerini de geçtim, sadece gözlerinden çektiği acıyı anlayabilecek duruma geliyorsunuz. Filmdeki oyuncuların çoğu da aynı şekilde olduğu için, ağzınız açık bir şekilde izlemekten başka seçeneğiniz kalmıyor. Androidi oynayan bir kadın sizi nasıl etkileyebilir diye düşünüyorsunuz, ama etkiliyor. O boş bakışların bile ardında çok fazla duygunun gizli olduğunu görüyorsunuz. Hatta bence hiç kimsenin konuşmasına gerek bile yok, arka plandaki o muhteşem müzik bile yeterli olacaktır sizi etkilemek için.

Filmde genel olarak dar koridorlar, dar mekanlar ve karmaşık alanlar seçilmiş. O kadar çok şey yaşanıyor ki; o koridorların sakladığı sırlar duvarları aşmış durumda. 2046’da Chow’un etrafındaki insanlardan farklı şeyler de anlatılıyor. Bir yandan izleyici duygularla başa çıkmaya çalışırken, diğer yandan az da olsa olaylar tarihi olaylar ile desteklenerek gerçekçiliği arttırılıyor. Ekonomik kriz, isyanlar ve Hong-Kong’un yarı bağımsızlık dönemi kıyısından da olsa otelde olanlarla bağdaştırılıyor. Japonya-Çin savaşları da aynı şekilde kendine yer buluyor.

2046’dan önce çekilen ve oradaki iki karakterin 2046’ya taşındığı bir film daha var: In The Mood For Love (2000). Chow Mo-wan ve az olsa da 2046’da görebildiğimiz Su Li-zhen. Yönetmen Kar-wai Wong’un söylediğine göre bu karakterler 2046’ya aktarılmış olsa da, hikaye bir devam filmi niteliğinde değil ve In The Mood For Love’dan bağımsız olarak izlenmeli. Buna karşın bazıları 2046’nın In The Mood For Love’dan öncesini, bazılarıyla sonrasını anlattığını iddia ediyor. Hiçbir iddia hakkında kesin bilgi olmadığı için yönetmenin de dediği gibi, bağımsız izlenmesinde fayda var gibi görünüyor. Ayrıca yine Kar-wai Wong, filmi gerçek anlamda bitirmediğini de söylüyor. Aslında bize göre bitmiş olsa da, yönetmenin kendi içinde yaşadığı şeylerden dolayı bitirilememiş film 2046.