Columbia Pictures’ın baskıları üzerine, Dan Aykroyd, Harold Ramis ve Ivan Reitman pek gönüllü olmasa da, 1989 senesinde bir devam filmi çekilir. Bu filmde, en son yaşananların ardından iş yerlerini kapatmak zorunda kalan ve kendi yollarına giden dört arkadaş, çocuk sahibi olduktan sonra müzikal kariyerini bırakıp Manhattan Sanat Müzesi’nde iş bulan Dana Barrett’ın bebeğine musallat olan bir müze hayaletinin ortaya çıkması üzerine tekrar bir araya gelir. Bu kez de Yeni Yıl Arifesi’nde hayaletlerin istilasına uğrayan şehir, yine Hayalet Avcıları’nın yardımına muhtaç kalacaktır.

İkinci film, her ne kadar birinci filmin başarısı ve heyecanına sahip olamasa da, eleştirmenler tarafından oyuncu kadrosunun inanılmaz sinerjisinin hatırına vasatın üstü olarak değerlendirilir. İzleyiciler ve hayranlar ise zaten tatmin olmuşlardır.

Sinema tarihinin en eğlenceli filmlerinden olan Ghostbusters’ın başarısının, büyük ölçüde bir ekip çalışması olmasına dayandığından söz etmiştim. Çekoslovakya’da Yahudi bir ailede doğmuş olan ve Auschwitz’de kalmış bir anneyle babanın çocuğu olarak 1950 senesinde Kanada’ya göç eden başarılı yönetmen ve prodüktör Ivan Reitman, burada müzik eğitimi alır ve birçok kısa film yönetir. Bir radyoda, Kanadalı aktör Dan Aykroyd’la tanışır ve birçok projede birlikte çalışırlar. İkinci Dünya Savaşı ve Auschwitz gibi düşünmesi bile korkunç olan olayların böyle bir birlikteliğe önayak olmuş gibi görünebilir tabii ama bunun için kimseye teşekkür edecek değiliz elbette.

Filmin unutulmaz şarkısı ise apayrı bir başarı konusu. Ray Parker Jr. tarafından yazılan efsanevi parçanın da gerek filmlerin gerekse çizgi dizinin başarısında büyük etkisi olduğu su götürmez bir gerçek. Ray Parker Jr., şarkının “I Want A New Drug” adlı eserle benzerliği iddiasıyla her ne kadar Huey Lewis tarafından intihalle suçlanmış olsa da, taraflar daha sonra anlaşma yoluna gitmiştir. Eh, parçayı her kim yazmış olursa olsun, çocukluğumuzu şenlendirdiği için tarafımızdan büyük bir teşekkür gelsin kendisine.

Ayrıca televizyon ekranlarında Ghostbusters’ın, Columbia Pictures’a ait olup yedi sezon gösterilen The Real Ghostbusters ve yine aynı karakterlerden esinlenilerek Filmation tarafından yaratılan 65 bölümlük Ghostbusters isminde çizgi dizileri yayımlanmıştır. Ben çok küçükken, üyeleri arasında Tracy ismindeki bir gorilin de bulunduğu Filmation yapımı Ghostbusters’ı da, The Real Ghostbusters’ı da seyrettiğimi hatırlıyorum. Çizgi dizilerle alakalı çok daha ayrıntılı bir yazıyı pek yakında Kahramangiller’de görme ihtimalimizin olduğunu da belirtmek isterim.

Şimdilerdeyse, henüz filmin neye benzediği görülmeden, sırf değişen oyuncu kadrosu ve başrol oyuncularının cinsiyeti nedeniyle ağır eleştirilere maruz kalmış olan üçüncü film vizyona girmek üzere. Bu kez yönetmen koltuğunda Paul Feig oturuyor ve ünlü başrol oyuncuları yerine de, aralarında Kristen Wiig ve Melissa McCarthy gibi başarılı komedi oyuncuları yer alıyor (Ahem, bir de Chris Hemsworth tabii). Elbette yazının muhtelif yerlerinde de bahsettiğim, oyuncu kadrosunun o harika sinerjisi ve Bill Murray ve Dan Aykroyd gibi oyuncuların eksikliği mutlaka hissedilecektir ama ben yine de yeni bir Ghostbusters filmi göreceğim için heyecanlıyım.

Hadi bu heyecanı paylaşalım, (objektif olmasını umduğum) yorumlarımızı film sonrasına bırakalım.

Yeni film öncesinde ilk iki filmi yeniden seyretmek ya da Hayalet Avcıları’yla tanışmak isteyen herkese keyifli seyirler dilerim.