Bird Box – Gördüklerin Seni Delirtebilir

Bu sene, türe yeni bir bakış getirmeseler de kaliteli bilimkurgu/korku filmler için iyi bir yıldı. Görselliği ve oyunculuğu ile Annihilation, bazı eleştiriler alsa da yılın önemli bilimkurgu/korku filmlerinin başında geliyordu.

Bir diğer önemli film de John Krasinski ve Emily Blunt’ın baş rolünde oynadığı A Quiet Place’ti ve tamamen sesi ön plana alıyordu. Bir çeşit kıyametvari senaryoda, ses çıkardığınız anda gelen varlıklar insanları öldürüyor, insanlıktan geriye bir avuç kişi kalıyordu.

Bird Box ise temelde çok benzer bir temaya sahip fakat bu kez ses yerine görsellik kullanılmış. Bu yüzden iki film arasında ciddi benzerlikler olabilir.

Hikaye

Dünya’nın farklı yerlerinde, kitleler halinde histerik davranışlar gözlemlenmeye başlıyor. Bundan muzdarip olan insanlar genelde kendilerini öldürüyor, bazen bunu yaparken çevrelerindeki insanlara da zarar veriyorlar (trafikte aracı sağa sola sürmek, silahla rastgele ateş etmek gibi).

Tam bu sırada yeni hamile olan ve çocuğunun babasından ayrı olan Malorie (Sandra Bullock) kız kardeşi ile birlikte hamileliğe hazırlanmaktadır. Olayların patlak vermesi ile birlikte Malorie’nin ilk dönem hayatta kalma hikayesi ile 5 yıl sonraki, yanındaki 2 çocukla birlikte bir kayıkla gözleri bağlı olarak nehirde geçen hikayesi birbirine paralel ilerliyor. Anlatı sık sık 5 yıl ileri ve geri sarıyor. İkisinin de gerilimi kendine göre tam olması gereken düzeyde, 5 yıl ileride olanda tempo ve heyecan daha yüksekken geçmişi anlatan kısımlarda ise izleyici biraz daha soluk alabiliyor ve hikaye kurulumuna vakıf olabiliyor.

Temsili, mahalle arasında bedava lokma dağıtımı

Oyunculuk

Bu noktada Sandra Bullock’a mutlaka ayrı bir parantez açmak gerekir. While You Were Sleeping ve Speed ile tanıdığım Bullock’un kariyeri 2000’lerin ilk yarısında düşüşe geçse de sonraki dönemde yeniden yükselmeye başlamıştı. ABD dışında az bilinen Blind Side performansı, Proposal’de yeniden hatırlanması derken 2013 yılındaki Gravity ile ayrı bir seviyeye taşınmış, romantik komedilerden çok daha fazlasına hazır olduğu mesajını vermişti. Zira büyük oranda tek kişilik bir film olan Gravity’nin tek başarısı görselliği değildi ve Bullock’un oyunculuğunun da önemli bir katkısı vardı.

Bird Box’ta ise Bullock, modern dönem kadınının bir portresi olarak tek başına yaşayan bir ressamı canlandırıyor. Çocuğunun babası ile hiç bir bağı yok, ailesinin geleneklerini takip etmemiş ancak güçlü durmaya çalışan bir figürle karşımıza çıkıyor. Filmde önemli başka oyuncular olsa da şüphesiz bunların içinde en öne çıkan (doğal olarak) Douglas rolündeki John Malkovich oluyor. Huysuz ve zor anlaşılan, alkolik ihtiyarı çok güzel kotarmış. Görece klasik bir rol olsa da hakkını vermek kesinlikle ayrı bir olay.

Her yerde Bullock

Atmosfer

Filmin en büyük artısı doğal olarak atmosferde ortaya çıkıyor. Film boyunca karakterlerin dış alanlarda gözlerini kapalı tutma endişeleri, izleyiciye de gözünü ekrandan ayıramama olarak yansıyor. Bunun katkısı ise inanılmaz. A Quiet Place ile çok benzer bir etki olarak, izleyiciyi atmosferin içine zorla çeken bir hava yaratıyor. Tabi Bullock’un daha açılış sekansındaki endişeli ve agresif tavrı, filmin geneli için izleyiciye önemli bir fikir veriyor. Şahsen Netflix menülerindeki ön izlemelerdeki o sahneyi görünce filmi izlemeye karar veren biri olarak, çok önemli bulduğumu belirtmem gerekir.

Film için bilimkurgu dememe rağmen, insanların karşısındaki tehdidin doğası açıklanmadığı için özünde fantastik kurgu sayılabilir. Yine de mistizm vs türü havaya sokmadıkları için çoğu yerde bilimkurgu olarak geçmeye devam ediyor. Filmin sonu ise büyük olmasa da minik bir şaşkınlık yaratan sürprize sahip. Bu yüzden film boyunca verilen mesajlar doğrultusunda, sonunda iyi bir “olmuşluk” duygusu vermeyi başarıyor.

Ya o Mualla’yı sandala atıp, ruhumda hicranını söyletmek hikayesi?

Alt Metin

Dikkat! Bu başlık altında spoiler bulunabilir!

Esasında filmin çok güçlü bir alt metni mevcut. Temelde Malorie karakterinin annelikten korkusu ve çocuk sahibi olup, onları büyütme sürecine atıfta bulunuyor.

Zira tam hamile olduğunu öğrendiği dönemde başlayan olaylar, anneliği istemeyen bir kadının “felakete doğru” sürüklenmesi ile paralellik gösteriyor.

Malorie’nin doğumu ise kabusun zirve noktası oluyor, zira hayatta kalan bir grup insanın kaldıkları eve davetsiz misafir geliyor ve grubun bir kaç üyesinin birden ölümü ile sonuçlanıyor. Doğuma karşı büyük bir korku besleyen kadının, doğum anının bu kadar fazla trajediye şahit olması kuvvetli bir söylem oluşturuyor.

Tom karakterinin koruyucu ve kollayıcı şefkati ise aradığı baba adayının ve daha da önemlisi kendisinin baba eksikliğinin yerine geçiyor.

Filmin sonunda ulaştıkları nokta ise artık bir annenin çocuğunun “bebeklikten çıktığını” teyit etme aşaması oluyor. Bununla birlikte anne rahatlıyor, Malorie ise geleceğe umutla bakabileceği bir mutlu sona ulaşıyor. Zaten tam bu noktada çocukların boy ve girl olan jenerik isimlerinin yerin gerçek insan isimleri vermesi de bir diğer önemli nokta olarak göze çarpıyor.

5 Yüzük, evin içindeki beyaz yakalılara. Kabuslar görecekler, ne yazık ki!

Son Söz

Bird Box; korku türü sevenler için, iyi seyirlik arayanlar için, gizem hikayesi isteyenler ya da felaket filmleri sevenler için kesinlikle iyi bir film. Bunların zaten genel geçer Kahramangiller okuyucu kitlesini kapsadığını göz önüne alırsak çekinmeden izleyebilirsiniz.

A Quiet Place ile birlikte bu senenin iyi korku bilimkurgularından biri olarak ön plana çıkan bu filme mutlaka şans vermelisiniz.

Yorumlar