Black Panther – Analiz Tahmin ve Anekdotlar

Marvel Sinematik Evreni’nin (dile kolay ) 18’inci filmi Black Panther kapımıza dayandı. Bu yazı, tıpkı özene bezene kaleme aldığım diğer Analiz, Tahmin ve Anekdotlar yazılarımda olduğu gibi, filmin farklı detaylarını tarafsız olarak analiz ederek tahminler yürütmem üstüne kurulu olacak. Diğer süper kahraman filmleri hakkındaki yazılarımı okumak isterseniz, alttaki buton sizi söz konusu listeye götürecektir:

Analiz Tahmin ve Anekdotlar

Unutmadan şunu da ekleyeyim; doğası gereği bu yazıda alabildiğine SPOILER olacak. Eğer filmi izlemediyseniz yazıdan uzak durmanız sizin adınıza hayırlı olacaktır.

Orijin Hikayesini Pas Geçmek?

Aslında kavram olarak tüm “Marvel Sinematik Evreni”nin amacı, içerdiği tüm kahramanları tıpkı çizgi romanlardaki “Infinity Gauntlet” serisinde olduğu gibi Thanos’a karşı bir araya getirmek. Dolayısıyla aslında bu hikayeye direkt hizmet eden sadece 3 film var, üçü de Avengers filmi: Avengers (2012), Avengers: Age of Ultron (2015) ve Captain America: Civil War (2016). Siz isminin Captain America olduğuna aldırmayın, aslında ismi Captain America: Serpent Society olarak düşünülen film sonradan değiştirilerek şimdiki haline gelmiş. Aslında bal gibi Avengers 3. Bu arada Iron Man 3 istisnası dışında 1 milyar doları geçkin gişe yapan da sadece bu 3 film.

Diğer filmlerin 6’sı ise orijin hikayesi. Sırasıyla Iron Man (2008), Thor (2011), Captain America: The First Avenger (2011), Guardians of the Galaxy (2014), Ant-Man (2015) ve Doctor Strange (2016). Kalan 6 film ise zaten Thanos hikayesiyle bağları düşük seviyede olan devam filmleri.

Black Panther (2018), tıpkı Spider-Man: Homecoming (2017) gibi Marvel Sinematik Evreni’ne girişini Captain America: Civil War ile yaptığı için kendi filminin büyük bölümünü orijin hikayesine harcamak zorunda kalmadı. Bunun filme çok büyük avantaj sağladığı bir gerçek.

Bunun yanında araya 4 film girmiş olmasına sakın aldanmayın, film tam olarak Captain America: Civil War’daki olayların bir hafta sonrasından başlıyor.

Çizgi Romanda Neler Farklı?

Açıkçası Black Panther sinemaya uyarlanırken senaristlerin gazabına en az uğrayan karakterlerden biri. Yine de çizgi romanlarına aşina olanların gözden kaçırılamayacağı değişimler mevcut:

Öncelikle aile yapısında önemli değişimler söz konusu. T’Challa’nın annesi aslında doğum sırasında ölmüş olması, yerine ise üvey anne olarak (filmde yer alan) Ramonda’nın geçmesi gerekiyordu. Aynı şekilde Shuri de T’Challa’nın üvey kız kardeşi olmalıydı. Filmde Ramonda da Shuri de T’Challa’nın öz ailesi gibi yansıtılmış. Muhtemelen üveylik durumunun hikayeye herhangi bir katkısı olmaması yüzünden tamamen görmezden gelinmiş. Ayrıca teknolojik gelişmişlik göstergelerinden birinin bebek/anne ölümleri olduğunu düşünecek olursak Wakanda’da doğum sırasında ölüm vak’alarının varlığından bahsetmek yersiz olurdu.

Aile tarafında yapılan bir diğer değişiklik de T’Challa’nın amcası N’Jobu. Çizgi romanlarda bu isimde bir amcadan bahsedilmiyor. Onun yerine Kral T’Chaka, Ulysses Klaw tarafından öldürüldükten sonra T’Challa tahta geçecek yaşa gelene kadar yerine vekalet eden  S’Yan adlı bir amca var. Açıkçası ister istemez işi biraz gırgıra vurup bu değişikliğin Captain America: Civil War’da Kral T’Chaka’nın ölümünden sonra yapılan Aslan Kral esprilerini tamamlamak için eklendiğini düşünmeden edemedim. Popüler kültüre yerleşmiş “kötü amca” sembolü de cabası.

Çizgi romanlarda N’jobu diye bir amca olmadığı gibi, onun tahtın varisi bir oğlu da yok. N’Jadaka yani Erik Killmonger’ın ailesi, Ulysses Klaw için çalışırken yakalanan ve T’Challa tarafından sürgün edilen işbirlikçiler. Erik Killmonger bunun itikamını almaya ant içmiş bir suçlu.

Son olarak; çizgi romanlarda kalp şekilli bitki, sadece ilk Black Panther olan Bashenga’nın soyundan gelenlere insan üstü güçler kazandırıyor. Diğer herkes için ölümcül bir zehir içeriyor. Black Panter’in çizgi romanlardaki yansımasıyla ilgili daha detaylı bilgi arıyorsanız bizzat kaleme aldığım bir dosya mevcut:

Marvel Süper Kahraman Dosyaları: Black Panther

Mesaj Farklılığı

Çizgi romanlarda dış dünyadan kendini tamamen izole etmiş bir Wakanda söz konusu. Senaristlerin bu fikrin üstüne giderek bir mesaj çıkarması bence çok yerindeydi. Çizgi romanlarda Afrikalı komşuları açlıktan kırılırken, sömürülürken ya da katledilirken parmağını bile kıpırdatmayan, hatta yaklaşanları güç kullanarak geri püskürten bir Wakanda tasvir ediliyor. Hal böyleyken, filmde vurgulandığı gibi ABD başta olmak üzere pek çok ülkeye köle olarak yollanan Afrikalıların kaderiyle ilgilenmek Wakanda’nın izole kafa yapısının yanından bile geçmiyor.

Çizgi romanlarda Wakanda üstünden verilen fikir; “Hayat Afrika’da başladı, o halde neden ortada Batı medeniyetlerinden ileri bir medeniyet olmasın?” şeklindedir. Filmde bu fikrin üstüne ciddi siyasi eklemeler yapılarak “Madem öyle neden Wakanda Afrika halkının çektiği eziyetlere engel olmuyor?” haline getirilmiş.

90’lı yıllara gönderme olarak çekilen filmin başındaki sahnede N’Jobu’nun siyahi liderlerin (Martin Luther King Jr. ve Malcolm X) öldürüldüğüne vurgu yapması ve bulunduğu yerin de Oakland olması kesinlikle tesadüf değil. Oakland, siyah vatandaşları polis şiddetinden(!) korumak için kurulan Black Panther Party adlı sivil devriye hareketinin de merkeziydi. N’Jobu tarih olarak bunlara tanık olacak kadar süredir orada değildi muhtemelen. Ancak siyah vatandaşların yüzleştiği zorlukların bırakın 90’lı yılları bugün bile devam etmekte olduğunu düşünecek olursak N’Jobu’nun bundan etkilenerek çözümün bir parçası olmaya çalışması hiç şaşılacak bir durum değil.

Oyuncular

Açıkçası filmde üstlendiği rolü taşıyamayan tek bir oyuncu gözüme çarpmadı. Chadwick Boseman zaten Captain America: Civil War’dan beri T’Challa rolünü ne kadar iyi sırtladığını bizlere göstermişti. Filmin bir diğer başrolü olan Killmonger rolündeki Michael M. Jordan’ın performansı da beklentileri karşılıyor.

Filmin en belirleyici özelliklerinden biri de çok güçlü kadın karaktere sahip olması. Nakia, Okoye ve Shuri üçlüsü harika. Kadın karakterlerden Ramonda’yı “Aman oğluşumun tahtını almasınlar!” sığlığındaki konuşmaları yüzünden pek sevemedim.

Zuri (Forest Whitaker), Erik Killmonger (Michael B. Jordan), W’Kabi ( Daniel Kaluuya), Nakia (Lupita Nyong’o), T’Challa (Chadwick Boseman), Ramonda (Angela Bassett), Okoye (Danai Gurira) ve Shuri (Letitia Wright)

Zuri rolüyle Forest Whitaker ve M’baku (adamın dibi) rolüyle Winston Duke karakter oyuncusu olarak çok doğru seçimlerdi.

Filmin beyaz oyuncuları Martin Freeman ve Andy Serkis yüzümüze gülücük kondurmayı başaran iki oyuncu oldu. Özellikle Serkis’in Klaw rolüyle hayatına devam etmesini çok isterdim.

Kültür ve Kültürün Görsellik Olarak Yansıması

Filmin görselliğine getirilebilecek tek bir eleştiri bile aklıma gelmiyor açıkçası. Gerçekten tüm Marvel filmleri içinde bambaşka bir yeri olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

Bununla beraber Wakanda’nın çoklu kültürünün de görsel olarak iyi yansıtıldığını gözlemleyebiliyoruz. Ancak bana tüm bunlar daha çok bir batılının bakış açısını yansıtıyormuş gibi göründü. Sanki birbiriyle alakası olmayan birçok Afrika kabilesinin görsel zevkleri ve ritüelleri kökenleri pek düşünülmeden birbirine karıştırılmış gibi.

Açıkçası bu konuda uzman olmadığım malumunuz. Hatta hikayeye göre Wakanda’nın 6 farklı kabilenin birleşmesinden oluştuğunu düşünecek olursak bu çeşitliliği açıklayabiliriz. Ancak yine de filmi farklı bölgelerden toplanan Afrikalıların izlemesi durumunda kültürel dokuyu komik bulacaklarını düşünüyorum.

Yakaladığım Anekdotlar

  • Filmin Afro-Amerikan yönetmeni Ryan Coogler’ı ünlü eden iki filmi var: Biri Fruitvale Station, diğeri ise Rocky serisinin devamı olan Creed. Her iki film de tıpkı Black Panther gibi Oakland’da başlayıp yine Oakland’da bitiyor. Oakland’ın önemi; Coogler’ın doğup büyüdüğü yer olması dışında aynı zamanda Black Panther Party’nin kurulduğu yer olması. Detaylar için Marvel Süper Kahraman Dosyaları: Black Panther adlı yazımı okumanızı tekrar tavsiye ediyorum.
  • Ryan Coogler’ın az önce bahsettiğim Black Panther dahil üç filminde de Michael B. Jordan önemli bir rolde karşımıza çıkıyor.
  • Michael B. Jordan, Chris Evans ile birlikte daha önce Human Torch’u canlandırmış ve daha sonra Marvel Sinematik evrenine geçmiş ikinci koyuncu oldu.
  • Bunu IMDB’den oyuncu isimlerini karıştırırken keşfettim: Kral T’Chaka’nın 90’lardaki gençliğini canlandıran oyuncu Atandwa Kani, yani Kralın yaşlı halini canlandıran oyuncu John Kani’nin oğlu.
  • Filmde bir Back to the Future göndermesi var: Shuri’nin T’Challa’ya verdiği ve babalarının favori filmindeki gibi yaptığını söylediği kendi kendine bağlanan ayakkabılar.
  • Filmde Shuri’nin laboratuvarının ve vibranyum dağının ismi Bashenga. Bu isim çizgi romanlarda ise tarihteki ilk Black Panther’in ismi.
  • Black Panther’in bir gergedanı devirme sahnesi de 1988’de yayınlanan serilerinden birinde var.

  • Killmonger’ın T’Challa’yı şelaleden aşağı atması ünlü Black Panther hikayesi Panther’s Rage’e bir gönderme. Detaylar için (bir kez daha) Marvel Süper Kahraman Dosyaları: Black Panther adlı yazımı okuyabilirsiniz.
  • T’Challa, ilk after credit sahnesinde “Kriz zamanlarında akıllı liderler köprüler kurar, aptallar duvarlar örer.” benzeri bir şey söylemişti. Elbette Trump’ı kastettiğini anladınız değil mi?
  • Shuri, iyileştirilmesi için yanına getirilen Ajan Everett Ross’u gördüğünde “Harika, düzeltilecek bir beyaz adam daha.” dediğinde Buck Barnes’tan bahsediyordu. Zaten filmin after credits bölümünde Barnes’ı gördük.
  • Filmin after credits sahnesinde çocuklar Bucky Barnes’a White Wolf diyorlardı. Çizgi romanlarda White Wolf Kral T’Chaka’nın evlat edindiği beyaz bir çocuktur. T’Challa’dan biraz daha büyük olan Hunter, belli bir yaşa gelince Wakanda’nın gizli servisi olan Hatut Zeraze’ye katılmıştır.

Yorumlar