Captain America: Civil War – Analiz, Tahmin ve Anekdotlar
Kimin Tarafındasın?
Çoğu aksiyon filminin ahlak pusulası sadece siyah ve beyaz içerir. Bu tür filmlerde verilmek istenen bir fikir vardır ve izleyiciye kendi fikrini oluşturabileceği gri alan bırakılmaz. Aksiyon filmi özelinde konuşmaya devam edersek; siyah ve beyaz arasındaki gri tonları eşit şekilde dağıtmayı başarmış yapımlar çok nadirdir. Her ne kadar Marvel, yaş grubu olarak rakibi DC Comics’e nazaran daha küçük yaşları hedefliyor olmakla suçlansa da, Captain America: Civil War, grinin pek çok tonunu içeren, kendi türündeki az sayıda yapımdan biri olarak karşımıza çıkıyor.
İzleyici olarak hikayede kimin tarafını tutacağınız hayat görüşünüze kalmış gibi görünüyor. Fakat bir taraf seçip orada filmin sonuna kadar kalmak da bir hayli zor. Zira tam bir tarafı tutmaya karar verdiğinizde, bir gelişme olup bir süreliğine de olsa diğer tarafa hak verebilirsiniz. Hatta öyle ki, filmin kötü adamı için bile geçerli bu durum.
Karakter Motivasyonları
Her ne kadar filmin ismi Captain America olsa da, herkes aslında bunun Avengers 2,5 olduğunun farkında. Kadro da filmin ismini boşa çıkarmamak için belli bir kalabalığa ihtiyaç duyduğundan geniş tutulmuş, orasını anladık. Ama ortalık kalabalıklaştıkça, karakter motivasyonlarını seyirciye yeterince yansıtmak pek mümkün olmamış.
Filmin en büyük sürprizi olan Spider-Man’in de, onun kadar olmasa da filme renk katan Ant-Man‘in de motivasyonları fanboy seviyesinde kalmış. Her ikisi de büyüklerine olan hayranlıklarından ötürü savaşa katılıyor ve görevleri aslında seyirciye o malum savaş sahnesinde unutulmaz sahneler sunmak. Bir de komiklik yapmak! Ayrıca Tony Stark’ın, 16 yaşındaki bir çocuğu her ne kadar inanılmaz güçlere sahip de olsa, bir savaşın içine sokması bana aşırı zorlama geldi.
Falcon ve War Machine, zaten Amerikan toplumunun arz ve talep döngüsüyle şekillendirdiği klasik Disney formülünün birer sonucu olarak, “beyaz esas oğlanın zenci kankası” kadrosundan hikayeye dahil edilmiş. Kankalarını destekleyecek birkaç yavan argüman ortaya atmak dışında, kendilerine ait birer motivasyonları vardıysa bile öğrenemedik. Bu arada Hawkeye’ın da neden olaya dahil olduğuyla ilgili “Arkadaşım için çiğ tavuk bile yerim” anlayışından öte bir sebep göremedik.
Black Widow, filmde Tony Stark’ın da dile getirdiği gibi, çift taraflı ajan olmanın gerektirdiği neyse onu yaptı. Captain America’yla bir önceki filmde kurdukları karşılıklı anlayışa dayanan bir ilişkileri olduğunu biliyoruz. Ancak filmin başında hangi kritere göre Iron Man’in tarafını seçtiğini anlamak için, Black Widow’un soğuk savaş döneminde yetiştirilmiş bir ölüm makinesi olduğunu göz önüne almak gerekiyor. Belki de entrikayla geçen yılların ardından bir kez olsun kanundan yana olmayı arzulamış olabilir. Ya da basitçe filmin yapımcıları her iki takımda da birer kadın olmasını uygun görmüştür…
Bence Captain America ve Iron Man dışında savaşa dahil olmak için dişe dokunur motivasyonu olan iki karakter, Vision ve Scarlet Witch idi. Vision, android zekasıyla bir denklem kurdu ve filmin sonuna kadar onu savundu. Vision’ın istatistiki verilere göre ortaya attığı bu denkleme göre süper kahramanların varlığı, karşıt güçlerin meydan okumayı kabul ederek ortaya çıkmalarına sebep oluyordu. Hemen not düşeyim; bu, çizgi roman tarihi boyunca birçok kere ortaya atılmış bir görüştür.
Scarlet Witch‘e gelince, Nijerya’da Crossbones’un intihar saldırısını önlemeye çabalarken acemiliği yüzünden işi yüzüne gözüne bulaştırdı. Elbette bu noktada “Bombayı patlatanın hiç mi suçu yok?” diye düşünebilirsiniz. Ancak bu durumda karşı tarafın da “Savaşı kucağımıza siz getirdiniz!” deme hakkı doğuyor tabi. Maalesef bu gibi olaylarda ölen öldüğüyle kalır, kalan sağlar ise birbirlerine suçlayan parmaklarını sallamaktan başka bir şey yapamaz. Neyse… Wanda yani Scarlet Witch, Civil War’un çizgi romanındaki acemi New Warriors grubunu temsil ediyor burada. Elbette çizgi romandaki New Warriors’un yaptığı gibi saçma bir reality show çekerken değil, yardım etmeye çalışırken oluyor olay. Ama diğer yandan çizgi romandaki kadar korkunç bir sonucu da olmuyor. Yani çizgi romanla filmi kıyaslarken sebep ve sonuç ilişkisinin orantılı olduğunu söyleyebiliriz. Kısacası, ev hapsine mahkum edilmiş olan Wanda’nın, Captain America’nın tarafını seçmekten başka bir çaresi yoktu. Ancak Wanda’nın bu noktada bir kurban olduğunu da gözden kaçırmamak lazım, zira onun hatası basitçe bardağı taşıran son damlaydı.
Ama zaten filmin hikaye olarak alakası bile olmayan aynı adlı çizgi romanında da olduğu gibi, Steve Rogers ve Tony Stark etrafında döndüğü de bir gerçek. Hemen onların da motivasyonlarını inceleyelim: