Captain America: Civil War – Analiz, Tahmin ve Anekdotlar
Steve’in Yalnızlığı
Hatırlarsanız 2014’te gösterime giren Captain America: Winter Soldier’da Steve Rogers’ın kendini içinde bulduğu günümüz dünyasına alışma süreci ve çektiği yalnızlık detaylıca işlenmişti. Bu sahneler Rogers’ın Captain America: Civil War’da aldığı kararlara sağlam zemin hazırladı.
Ne olursa olsun, Steve Rogers’ın bir asker olduğunu unutmamak gerekiyor. Dolayısıyla kendinden üst bir merciden emir alma fikrinden Tony Stark gibi liberal görüşlü birine göre çok daha az rahatsız olması gerektiği düşünülebilir. Ancak diğer taraftan Peggy Carter’ın da ölümüyle, Steve’in uğruna savaştığı dünyasından geriye sadece Bucky kaldı. Onu da korumak için de kararlı bir asker gibi savaşmaya devam etmesi hiç şaşırtıcı değil.
Tony’nin Suçluluk Duygusu
Tony Stark’ın savaşa dahil olmaktaki motivasyonları, sadece bu filme bakacak olursak yeterli değil gibi. Ancak 2013’te vizyona giren Iron Man 3’te Tony’nin zihni, evrende yalnız olmadığımız gerçeğini işlemekte zorluk çekiyordu ve panik atak sorunu baş göstermişti. 2014’te gösterime giren Avengers: Age of Ultron’da ise Stark’ın, uzaylı tehdidine çözüm olarak tasarladığı Ultron projesinin, yani yapay zeka tabanlı savunma sisteminin kontrolden çıkması konu edilmişti. Kabusa dönüşen Stark’ın paranoyaları, koca bir şehirle birlikte neredeyse dünyanın da yok olmasına sebep olacaktı. Ultron, kıl payı durdurulabildi.
Captain America: Civil War’da, Tony boğazına kadar battığı suçluluk duygusundan kurtulmak için çırpınmasına şahit olduk. Ayrıca Pepper Potts’la olan ilişkisi askıya alınmış olduğundan duygusal olarak da kırılgan durumdaydı. Üstüne Sokovia’da hayatını kaybeden bir çocuğun annesiyle yüzleşmesi, yazımın en başında da belirttiğim şekilde, bir sahnede görünüp sonra kimsenin hatırlamadığı insanların başına neler geldiğiyle ilgili gerçeklerle yüzleşmesine sebep oldu. Dolayısıyla Tony, kendisine imzalaması için uzatılan Sokovia Anlaşmasını bir tür beraat kararı olarak gördü. Yoksa az önce de dediğim gibi, Stark gibi liberal kafa yapısına sahip birinin normal şartlar altında böyle bir taviz vermesi pek söz konusu değildi.
Bu arada, Avengers’ın Sokovia savaşında motivasyonu savaşı sürdürmek ya da kazanmaktan ziyade insanlara yardım etmekti. Bir çizgi roman okuru olarak Avengers’ın oradaki davranışlarını takdir etmiştim. Ancak dediğim gibi; gerçek hayatta bu çaptaki savaşların çevredeki insanlara çok ciddi hasar vereceğini unutmamak gerekiyor.
Canlı Bombalar!
Dönemin filmlerinin kutuplaşma ve çatışmayı konu almasının yanında, canlı bombaları da gündeme getiriyor olması dikkatle incelememiz gereken bir husus. Son yıllarda tüm dünyada gerçekleşen canlı bomba eylemlerinin yarattığı travma, filmlere de yansıdı. Batman v Superman: Dawn of Justice’te de, Captain America: Civil War’da da canlı bombaların yarattığı kaos sebebiyle kahramanlar birbirine girdi.
Rumlow yani Crossbones, yarattığı patlamayla Civil War çizgi romanındaki Nitro adlı karakterin rolünü üstlendi. Ancak Nitro gibi elini kolunu sallayarak olay yerinden uzaklaşma imkanı yoktu, zira yaptığı bir intihar saldırısıydı. Rumlow, etrafı Avengers’la sarılı Captain America’yı konvansiyonel yöntemlerle yenemeyeceğini biliyordu. Ama ondan o kadar nefret ediyordu ki, ölmesi için kendi hayatını sona erdirmeye razı olmuştu. Buna benzer intihar saldırıları, İkinci Dünya Savaşı sırasında Japonlar tarafından kamikaze adıyla da yapıldı, günümüzde radikal terör örgütleri tarafından canlı bomba olarak da yapılıyor. Düstur belli: “Baş edemiyorsan onu da ölürken yanında götür!”
Wanda ve Vision’un Yakınlaşması
Muhtemelen bu iki karakterin yakınlaşması, Marvel karakterleriyle sinema filmleri sayesinde tanışmış olanlara oldukça tuhaf geliyordur. Ancak Earth-616’da, yani çizgi roman evreninde Scarlet Witch ve Vision evlenmiş, hatta ikiz çocukları bile olmuştur (uzun hikaye).
Dikkat ettiyseniz Wanda, Vision’ın insan olmaya daha da yakınlaşmasını sağlıyor. Hatta Vision’ın Falcon’u ıskalayarak War Machine’i vurması ve açıklama olarak “dikkatinin dağıldığını” söylemesi de buna işaret ediyordu. Diyeceğim o ki, gelecek filmlerde ikisinin daha da yakınlaşarak bir ilişkileri olacağına şahit olabiliriz.