Captain America: Kahramanların Savaşı – Güzel Kurgu, Sağlam Aksiyon ve Bol Kahraman

Yan Karakterlerin kullanımı

Karakterlerin filmde boy gösterme zamanlarını da çok iyi ayarladıklarını düşünüyorum. Falcon, Winter Soldier gibi aslında “recurring star” dediğimiz yardımcı oyuncu kategorisindeki karakterleri hikaye merkezlerine almaları çok isabetli olmuş. Yan karakterlerin kullanımı çok yerinde. Kısaca hepsine değinmek istiyorum asıl kahramanlarımıza geçmeden önce. Hikayeye başlangıç kötüsü olarak Crossbones’un seçilmesi de cuk oturmuş. Karakterin Winter Soldier’daki arc’ını devam ettirmeleri ve gelişimi çok güzel görüntülenmişti. Özellikle Cap ile olan dövüşlerini çok beğendim. Thunderbolt’un bakan olması beni hayli şaşırttı. Ben daha çok askeri kimliği olan bir görevli çıkacağını sanıyordum. Everett Ross’un ise bu filmde temelinin atıldığını fakat Black Panther filminde daha çok görüleceğini düşünüyorum. Bana göre Black Panther filmi biraz politik biraz mistik bir havaya sahip olur.

Ulysses Klaw’un mistik düşman, Ross’un ise politik destek olacağını tahmin ediyorum. Sharon Carter ve Peggy Carter’ın hikayelerinin Cap ile olan ilişkilerini sonuca ulaştırmaları da çok hoşuma gitti fakat Sharon’ı oynayan Emily Vancamp’in daha çok Ms Marvel’a yakışacağını düşünmüşümdür hep ya da 2. Black Widow Yelena Belova da olabilirmiş bak. ”Revenge” dizisindeki oyunculuğuna oyunculuk katarak ilerliyor. Ms Marvel karakterinin altından kalkardı rahatlıkla.

Captain America: Kahramanların Savaşı

Yeni Kahramanlarımız

Black Panther o kadar harika bir şekilde ele alınmış ki, Spider-Man kadar göz doldurdu diyebilirim. Hem kendine ait bir hikaye kurgusunun olması, hem de güçleri bakımından çizgi romanlardaki karakterizasyonuna en yakın halini gördük. İlerleyen dönemlerde Avengers’a katkısını hem Wakanda teknolojisinden hem de Sakhmet ve Bast’ın bahşettiği mistik güçlerinden dolayı oldukça fazla göreceğimizi düşünüyorum.

Ant- Man’in olaylara dahil olması ve Giant-Man sürprizi çok iyiydi. Star Wars referansı ise mükemmeldi. Heralde Rhodes’un “Bu çocuk kaç yaşında?” sorusuna kahkaha atmayan yoktur. Ant-Man ile Spidey’nin bir de yan yana dövüşürken oluşturacakları kimyayı çok merak ediyorum. Bu iki aşırı geveze ve komik karakteri bir araya getirmezlerse, ilerleyen filmlerde ayıp ederler gerçekten. Ant-Man’in kahraman olarak anılmak isterken gidip kayıt altına alınmak istememesini pek anlayamadım. Filmde onu pek anlatamadıklarını düşünüyorum. Kızı için süper kahraman olmayı tercih etmiş bir babanın, önündeki en mantıklı seçenek devlet tarafından oluşturulan süper kahraman takımına katılmak olacağını düşünüyorum. Sadece Falcon’la karşılaşması ve tanışması bir motivasyon aracı olmamalı. Bu konudaki ve diğerleri hakkındaki düşüncelerinizi yorumlarda duymak isterim.

Captain America: Kahramanların Savaşı

Başkasına aitsin Hain Örümcek

Veee Spider-Man. Tüm dünyanın en çok sevilen ve en çok okunan popüler kültür ögesinin yuvasına dönmesine o kadar sevindim ki, anlatamam. Kostümü, güçleri, gevezeliği, çevikliği açısından tam olarak çizgi romana sadık bir Spidey izledik. Sadece örümcek hislerinin ele alınışını sevmedim. Toy olduğundan mıdır nedir? Bir türlü tam sezemiyordu sanki tehlikeleri. Ayrıca Iron Man ile yakaladıkları kimya, bana Iron Man 3’teki o küçük çocuğu hatırlattı. Homecoming’de çok güzel anlar yaşayacağımıza emin olabiliriz artık. May halaya bittim diyeyim daha fazla konuşmayayım. 15-16 yaşındaki bir çocuğun halası bu yaşlarda da olabilir ama sanki gözümüzün alıştığı May hala profili çizilseydi de bir sorun teşkil etmezdi. Risk almışlar ama ortada bir Marisa Tomei gerçeği varken, insan buna itiraz edemiyor lafın doğrusu. Homecoming’i sabırsızlıkla bekliyorum (Spidey’den ötürü yanlış olmasın).

Captain America ve Iron Man konusunda çizgi roman okuyan tayfa gayet memnun olmuştur umarım. Ben şahsen oldum. Motivasyonları, karakterlerinin şu zamana kadar geçirdiği evrimle aldıkları kararları oldukça doğru buldum. Iron Man 3’te depresyona giren Age of Ultron’da da yaptığı hatanın bedelini ödeyen ve üstelik bir de Pepper Potts’dan ayrılan Iron Man’imizin “kontrol altına” girmek istemesi kadar doğal bir şey yok. Süper Asker serumunun damarlarında dolaşmasından çok öncelerine uzanan devlet ilişkisinin en ağır darbesini Winter Soldier’da yaşayan Cap’in de, Avengers’ı devlet boyunduruğuna vermek istememesi kadar güzel bir tepki yok. Her şey yerli yerinde yani anlayacağınız.

MCU’nun geleceğine etkileri

Bu iki iyi dostun ise filmin sonunda gerçekleşen çatışmasının kaynağı oldukça kuvvetli. Birisi ait olmadığı bir zamanda geçmişine ait tek arkadaşına tutunmaya çalışırken, diğeri ise annesi ve babasının katilini öğrenmesine ve saf intikam duygusuna tutunması gayet mantıklı. Kavganın sonunda ise Cap’in Iron Man’e her zaman yardım edeceğini belirtmesi MCU geleceği için olumlu bir olay, fakat Avengers’ın dağıldığı gerçeği ise kafalarda geleceğe yönelik bir soru işareti oluşturuyor.

Captain America: Kahramanların Savaşı

Kötümüz Baron Zemo’nun ise çizgi romanlardan daha farklı ele alınmasını, HYDRA olaylarının MCU için bir süreliğine gözden çıkarılmasına bağlıyorum. Yeni halini sevdim mi sevdim ama filmin genel kurgusu açısından daha farklı bir kötü seçilebilirdi. Mesela Dr. Faustus böyle bir hikaye kurgusuna daha uygun bir “villain” olabilirdi.

MCU’nun 3. fazında ise dağılan Avengers ilk Infinity War (Bu aralar isim değişikliğine gidileceği söyleniyor) filminden sonra büyük ihtimalle yeniden birleşecektir ve Ms Marvel – Guardians of the Galaxy ile anlatılan kozmik taraf ise Avengers ile tek bir takım gibi olup Thanos’u alt etmeye çalışacaklardır. 3. faz çok iyi başladı, inşallah devamı da bu şekilde gelir. Hadi bakalım hayırlısı…

Yorumlar