Civil War: Süper Kahramanlığın Muhasebesi
Meşru nedir, nasıl olunur? Civil War, Örümcek Adamlı kısımlar hariç her dakikasında bu soruyu soruyor.
Bir asker, kendisine verilen emri reddedip, vatandaşı devlet eliyle uygulanan hukuksuzluğa karşı koyduğunda; söz konusu “vatandaş” meşhur Sovyet ajanı Winter Soldier ise hala kahraman mıdır?
Bir mühendis yarattığı silahın yanlış kullanılmadığından emin olmak için silahın kontrolünü siyaset sınıfına aktarırsa, ama o siyaset sınıfının yoz ve debil olduğu halka açık bilgi ise hala yaptığı hareket etik midir?
Bir adam ailesinin ölümüne sebep olan zatlardan hukuki olarak hesap soramadığı için kendi çabasıyla intikam almak istediğinde haksız mıdır? İntikam alırken işlediği suçları bir yana koyarsak intikamın kendisi haklı değil midir?
Güçlü bir insanın kimin yaşayıp kimin öleceğine karar verecek durumda kalması ne kadar doğrudur, bu insan medeniyetinin bir anda 7000 yıl geriye gitmesi değil midir?
Kaptan Amerika ve Demir Adam
Maaşlı kahraman olmaz. Kurulu sistemin tıkır tıkır işlediği durumlarda herkes işini yapar, maaşını alır ve monoton monoton yaşar gider. Lakin İnsanlar sadece kurulu sistemin yetersiz kaldığı durumlarda kendilerine atanan görevin üstüne ve ötesine geçtiklerinde kahraman oluyorlar. Kaptan Amerika karakterinin altında bu temel kavram var. Kaptan Amerika, Amerikan gavurunun kendi kültürüne “above and beyond the call of duty” diye modifiye ettiği bu fikri temsil ettiği zaman kahramandır, öteki durumlarda sadece maaşlı bir askerdir. Herhangi bir askere daha güçlü silah vererek kahraman yaratamadığımız gibi, Steve Rogers’ın kahramanlığı süper asker serumuyla geliştirilmiş olması veya elinde vibranyum kalkanla gezmesinden gelmiyor (Silah değil de kalkanla gezmesinin verdiği “Bu iyi adamdır” mesajı da var ama o başka bir konu). Kaptan Amerika üstlerinden gelen emirlere karşı gelmek pahasına insan hayatı kurtardığı, hatta kendini fazladan riske sokmak pahasına düşmanlarını öldürmemeye çalıştığı için kahramandır.
Demir Adam’ın kahramanlığı biraz daha kaypak, çünkü kahramanlık meselesini bir hobi olarak görüyor ve kahramanlık anlayışı sorun çözücülük seviyesinde sığ, toplumsal süreçleri düşünmüyor. Evet üstüne vazife olmadığı halde çevresine çok faydası dokunuyor, ama bu fayda çok durumsal ve keyfekeder. Böyle olunca çok düşünmeden yaptığı seçimlerin toplum üstündeki sonuçlarıyla hazırlıksız karşılaşınca suçluluğunu sindirmekte zorlanıyor. Özellikle Demir Adam isimli filmlerde Tony Stark’ın psikolojik dengesinin gittikçe bozulduğunu gördük. Lideri olduğu Avengers organizasyonunun dolaylı da olsa sebep olduğu yıkımla birlikte Tony Stark olmanın getirdiği sorumluluk başa çıkamayacağı bir boyuta ulaştı. Diğer silahlarının aksine Avengers’ı kasaya kilitleyip unutamazdı (Ama mesela devlet aynısını yapınca panpalarını hapisten çıkardığını da göremedik. İş Kaptan Amerikaya düştü, çünkü ADAM GİBİ ADAM olmak herkese nasip olmaz. Neyse…) Burada Tony Stark’ın derdi Avengers’ın şeffaflığının ve hesap verebilirliğini artması değil, öncelikle sorumluluktan kurtulmak istiyor. Şeffaflık ve hesap verebilirlik asıl amaç olmadığı için de, aceleye gelen bir planla takımın idaresini insan medeniyetinin en leş ve kaypak kısmı olan siyasetçilere emanet etmeye kalkışıyor.
İyi düşünülmüş bir mutabakatla yürümesi gereken işi, Tony Stark’ın tezcanlılığı ve Steve Rogers’ın dik başlılığıyla yürütmek zaten mümkün olmaz. Ben bu açıdan Civil War hikayesini çok başarılı buluyorum. Merkezi çatışma klasik cizgi roman hikayelerinde olduğu gibi basit bir presip ayrılığı veya iletişim sorunundan öte, iki karakterin en temel özelliklerinin ters düşeceği şekilde kurulduğu için “status quo ante”ye geri dönülmesini zorlaştırıyor. Bu gerçek dramadır ve hikayeyi ilerletir.
Scarlet Witch ve Vision
Scarlet Witch sürekli olarak kendi güçleriyle kavga halinde. Ortalama bir insan zihnine sahip olan Wanda, haklı olarak Scarlet Witch kisvesi altında kullandığı büyüden korkuyor. Büyüsünü doğru düzgün kontrol edecek doğal içgüdüleri veya eğitimi olmadığının çok net farkında. Bunu defalarca çevresine büyük zararlar vererek deneyimledi. İçten içe kahramanlık yapmaması gerektiğini düşünüyor, ama büyük gücün getirdiği büyük sorunluktan da kaçamıyor. Neticede büyük sorumluluğun altında eziliyor. Wanda kendisinin meşru bir kahraman olmadığının farkında, ve buna rağmen elinden gelenin en iyisini yapıyor. Prensipte bu cümle zaten Amerikan rüyasının birinci paragrafıda yazar. Sıkıntı şu ki, Amerikan rüyası kafası basan herkes üniversitede okusun, kalanlar da KOBİ işletmecisi olsun diye uydurulmuş bir felsefe; pazardaki fakir halkın canı kurtulacak diye yan binadaki Wakanda vatandaşları kazayla bile ölse kimse Magneto kızı Wanda Maximoff’u tanımaz.