Yazıya mini bir testle başlıyoruz :

• Marvel sinematik evrenine aşina mısınız? (Iron-Man, Captain America, Avengers, Xmen, Wolverine vs)
• Ergen işi ve bel altı esprilere güler misiniz?
• Daha önce Deadpool okudunuz ya da en azından bu filmden ne beklemeniz gerektiğini biliyor musunuz?

Bunların en azından bir tanesine evet demezseniz bu filme asla gitmemelisiniz. İki tanesine evet diyorsanız oldukça iyi vakit geçirirsiniz. Üçüne de evet diyorsanız film hiç bitmesin isteyeceksiniz.

Çal keke çal…

Sitenin gönüllü Deadpool yazarı olarak filmi harika bulduğumu söyleyerek hızlı bir giriş yapayım. Deadpool süper güçleri, askeri eğitimi, deli sayılabilecek bir ruh hali, çocuksu (ve belki sapıkça) bir mizah anlayışı olan bir karakter. Filmde bunların  hepsini bir arada kullanabilmek oldukça fazla özen gerektiriyor ve açıkça söylemeliyim ki, bunu başarmışlar.

Her ne kadar ilk bakışta aksiyon dolu, bolca da küfür ve geyik dolu bir film diye geçiştirilebilecek gibi görünse de, işin aslı öyle değil. Ryan Reynolds’un filmle ilgili “10 yıldır bu filmi bekliyorum, çekimler bittiği anda kostümü alıp evime götürdüm” demesi boşuna değil.

Evet, Ryan Reynolds bir Deadpool hayranı. Uzun süredir de karakterin beyaz perdeye aktarılması için çaba gösteriyor ki, zaten kendisi filmin yapımcılarından biri. Deadpool’un rezalet bir şekilde uyarlandığı Wolverine Origins’i ayrı tutarsak (ki tutmalıyız) Deadpool ile tanışmak için elinizde harika bir fırsat duruyor.

Filmin daha en başından iki hikaye birden anlatılmaya başlanıyor. Deadpool hem bir grup adamın peşinde yolda kovalamaca sürdürüp dövüşüyor, hem de dördüncü duvarı yıkıp izleyiciye nasıl Deadpool haline geldiğinin hikayesini anlatıyor. Filmin ilk yarısı boyunca anlattığı geçmiş zamala günümüzdeki kovalamaca/dövüş sahnesi arasında git gel yaşanıyor. Açıkçası buradaki kurguyu oldukça beğendim, geçişler hem çok yumuşak yapılmış hem de iki zaman dilimi de kendi içinde sıkmamayı beceriyor. Zaten bir süre sonra iki anlatı birleşiyor ve o noktadan sonra tek hikaye devam ediyor.

Bu noktada spoiler konusunda çekinceniz olmamalı, zira filmde spoiler olacak pek bir şey yok. Bu da ilk bakışta basit bir senaryo olduğu hissini verse de, bilinçli bir tercih olduğu çok belli. Zira filmde karşınıza çıkan karakter sayısı da bilinçli olarak kısıtlı tutulmuş ve daha fazla doz Deadpool’a maruz kalmanız istenmiş.

Yine de dozun yerinde olduğunu belirtmeliyim, film izleyiciye daima nefes alacak bir dakikalık aralar veriyor. Aralarda romantik ya da acı çeken karakterle ilgili empatik sahneler girse de çok geçmeden bir aksiyon ve espri geliveriyor.

Göndermeler

Filmde sayısız Marvel ve gerçek dünya göndermesi var. Bunların en başında Wolverine ve Hugh Jackman’le ilgili espriler geliyor. Toplamda 7-8 yerde karaktere, aktöre ya da Origins filmine dair gönderme yakalamış olabilirim. Doğal olarak diğer X-Men markası karakterleri de bundan nasipleniyor. Favorilerimin başında Colossus “Benimle malikaneye Profesörü görmeye geliyorsun” dediğinde “Hangi Profesör ya onu çok karıştırdılar Stewart mı McAvoy mu?”  şeklinde verdiği cevap tam anlamıyla olayı bitirdi.