Death Note – Netflix Neleri İhmal Etmiş ?

Ve Bir Anime Daha Harcanıp Gider…

Bugün anime manyağı olmayan, fakat birkaç animeyi sevmiş ve etkisinde kalmış bir insan evladı olarak Death Note yazısını yazmayı kendime görev edindim.

Evet, dediğim gibi anime manyağı değilim, fakat bulunduğumuz ortamlardan dolayı anime geyiklerine maruz kaldık, merak ettik ve izledik. Bana göre Death Note ve Bleach efsanedir. Unutmadan Vampire Hunter D ve One Piece de fena değildi. Fazla dağıtmadan konuya girmeliyim, yoksa kendime sövmeye başlayacağım. Bir defter düşünün; içinde kuralları olan, yüzünü görerek ya da düşünerek deftere yazdığınızda o kişiyi öldüren ve size bonus ikramiye gibi bir de ölüm meleği musallat eden…

İşte an ana tema bu! Fakat bunlarla da bitmiyor. Çok taktiksel akıl savaşları var ve bundan zevk ve keyif alıyorsunuz (en azından animesinde). Evet dediğim yumruk yumruğa değil, zekalar savaşı var. Zaten Death Note’u Death Note yapan da bu unsur bana göre. Size ana temayı ve animenin başarısını anlattım ve ufak kopyalar verdim. Hikaye özetini size anlatmamaya kararlıyım, çünkü spoiler olur. Ama size tavsiyem önce animesini izleyin sonra filmini izleyip karşılaştırın.

Akıl oyunlarının ne kadar önemli olduğunu söylemiştim üstüne basa basa. Fakat filmimizde maalesef bu akıl oyunlarına pek ağırlık verilmemiş. Her şey hızlı ilerliyor sanki acele acele “Yapalım şu filmi de gidelim, evde çoluk çocuk bekler…” modunda olmuş. Karakterleri canlandıran oyunculara lafım yok. Lakin lafım “Dostum biz Amerikalıyız ve beyaz tenli karakterlerden elbet bir tanesini siyahi yapmalıyız” diye düşünen ekibe.

Karşımızda çifte kavrulmuş bir L karakteri duruyor (ırkçı değilim sadece anime’de L diğer karakterler beyaz olmasına rağmen onlardan bile açık renk karakterdi ve kendine has saçları vardı). Light karakteri ise (yüzündeki ben’e hep gözüm takıldı… Kahretsin) Ryuk ile ilk karşılaştığı sahnede saçma sapan Yagami Light’ın tavırlarına uymayan hareketlerde bulundu.

Gelelim bence en sağlam olması gereken karakter olan Ryuk’a: Bence görsel olarak ve ses olarak başarılıydı (Ne de olsa Willem Dafoe canlandırmış) fakat neden Light ile az replikleri var? Ne bu acele Netflix? Misa Amane karakteri var mıydı? Yok muydu? Yani Misa’yı Mia olarak değiştirdiyseniz onun Death Note’u ayrı değil miydi? Kafamda deli sorular…

Toparlamak gerekirse; giriş: “Bu ne yahu?”, gelişme : “Hmmm”, sonuç: “Dönme dolap sahnesi efsane olmuş!!!”

Anime’den Sonra Sarar mı?

Yalan söylemek istemem size arkadaşlar, vallahi animedeki o akıl savaşları, o adamı titreten aksiyon yok. Tek filme çok şey sıkıştırma çabası filmin başını yakmış.

Misa mı, Mia mı belli olmayan kızımız (bence Misa değil) filmi basitleştirmiş. Light’ın animede olan karizması filmde yok. Netflix bence acele etmiş ya da kendilerince içlerine sinmiş ve yayınlamışlar. Ama bana göre bu filmi seri yapsalardı, hatta dizi yapsalardı ve de animeye biraz daha bağlı kalsalardı mükemmel bir sonuç elde ederlerdi. Darısı Bleach’in başına! Tabii ki öyle bir duyum yada dedikodu yok, ama Bleach sağlam bir bütçe ile film yapılsa Hollywood’da tadından yenmez.

Ölüm meleğimiz Ryuk ile ilgili ise şöyle bi eleştiri yapabilirim. Bence ilk başlarda gölgelerde saklanma olayını iyi yapmışlar “Hadi Ryuk’u görelim artık” oluyorsun da neden sürekli saklanıyor gibi bırakmışlar karakteri çözemedim. Animede daha çok Light ve Ryuk ilişkisi görüyorduk.

Ve güzel bir Misa Amane’ye de kimse hayır demezdi hatta o ve onun ölüm meleğiyle güzel boyutlara varabilirdi film (Tabii filmin en az 2 saat 45 dakika olması gerekirdi).

Arkadaşlar yazımın sonuna gelirken şunu söyleyebilirim: İzlenmeyecek bir film değil, zaman kaybı olduğunu düşünmüyorum. Fakat animesinin yanında başarısız ve aceleye gelmiş olduğu belli. Netflix yerinde olsam Death Note’i dizi yapardım ve o dizi filmden daha başarılı olurdu.

İzlemeyene iyi seyirler, anime’yi izleyip filme girişecek arkadaşlara da “animesi gibi değil ama girince alışıyorsun.” diyerek konuyu kapıyorum.

Yorumlar