Dünden Bugüne James Bond: Bölüm 1
On Her Majesty’s Secret Service (1969)
Sean Connery’nin çantasını toplayıp kırsala taşınmasıyla, James Bond markasını yürütenler büyük bir ikilemle karşı karşıya kalır. Connery, James Bond rolüyle öyle özdeşleşmiştir ki, onu değiştirmek zorlu bir görev olacaktır. Ertesi sene Broccoli ve Saltzman 100 aktörden oluşan bir Bond listesi hazırlar. Gelecekteki Bond’lardan biri olan Timothy Dalton da bu listededir. Tıpkı Hans De Vries, Robert Campbell ve John Richardson gibi. Önceki yıl Saltzman, Roger Moore’u Bond olarak görme arzusundan bahseder. Ancak bu süreç sonunda rol o dönemde pek bilinmeyen 28 yaşındaki Avusturalyalı oyuncu George Lazenby’ye gider. Saltzman’la bir mülakat yapan genç oyuncu, yapımcıyı rol için uygun olduğuna ikna eder.
Rol için oldukça istekli olan Lazenby, Broccoli’nin Mayfair’deki berberine bile gider ve Connery’nin saç stilinin aynısını yaptırır. Seçme sırasında ondan eski güreşçi Yuri Borienko’ya saldırmasını isterler. Lazenby rakibinin burnunu gerçekten kırar ve yönetmen Peter Hunt’ı gücü ve soğukkanlılığı konusunda etkilemeyi başarır. Lazenby, Broccoli ve Saltzman’ın tam desteğini almış olsa da United Artists’teki kurul, oyuncunun Bond rolünü devralması konusunda pek istekli değildir. Hatta United Artists’in başı David Picker Londra’ya giderek Sean Connery’yi çaresizce ikna etmeye bile çalışır. Ancak önemli bir aktör haline gelmiş olan Connery artık istediği rolü seçebilecek durumdadır ve James Bond rolü artık onun ilgisini çekmemektedir. Bunun üzerine United Artists isteksiz de olsa rolü Lazenby’ye verir.
Çekimler başladığında, önlerindeki sürecin pek de kolay olmayacağı baştan belli olur. Lazenby, Bond rolünün getirdiği uluslararası ilgiye alışma sürecindedir ve bunu oldukça stresli bulur. Hatta oyuncu ileride yönetmen Peter Hunt’ı kendisine rolle ilgili olarak ihtiyacı olan rehberliği vermemekle suçlar. Lazenby’nin film ekibindeki diğer üyelerle çatışmalar yaşadığına dair haberler de alınır. United Artists oyuncunun yedi filmlik bir kontratı imzalamasını isterken, Lazenby avukat arkadaşının seçtiği maddelerden oluşan bir kontrat ve bir iyi niyet mektubu vermeyi önerir.
Oyuncunun Bond karakterine getirdiği yenilik sadece genç olmasıyla sınırlı kalmamış, aynı zamanda onu aşık olan, hatta evlenen bir karakter haline getirmiştir. Hatta “On Her Majesty’s Secret Service”, Bond’un alenen ağlarken görüldüğü ilk filmdir. Bu durum da o zamana kadar var olan Bond algısına yepyeni bir boyut getirmiştir.
Lazenby’nin halkla ilk karşılaşması filmin Leicester Square Odeon’daki galasında gerçekleşir. Lazenby, geceye filmdeki rol arkadaşı Diana Rigg ile katılır. Ancak oyuncunun hiç de Bondvari olmayan uzun saç ve sakalla görülmesi hayal kırklığına neden olur. “On Her Majesty’s Secret Service”, eski filmlere oranla gişede büyük başarı elde edemese de eleştirmenler tarafından yıllar boyunca övülmüştür.
Diamonds Are Forever (1971)
1970’lerde, Eon Yapım Şirketi kendini yine bir ikilem içinde bulur. “On Her Majesty’s Secret Service”, yapım şirketinin umduğu kadar başarılı olmamıştır. George Lazenby, halka göre Connery’nin yerini dolduramamıştır. Bu durumda Lazenby’nin projeden gönderilmesi kesinleşir ancak onun yerine kimin getirileceği sorusu yine cevapsız kalır.
Bu cevapsız soruya rağmen yeni filmin hazırlıkları devam eder. Senaryo tamamlanır. “On Her Majesty’s Secret Service”in yönetmenliğini yapan Peter Hunt seçeneklerden çıkarılmıştır. Zaten yapım şirketinin yönetmenle olan ilişkisi, önceki filmin çekimleri sırasında kopma noktasına gelmiştir. Filmin tamamlanmasının ardından Hunt, Eon ile yollarını ayırır. Broccoli ve Saltzman bunun üzerine “Goldfinger” filminde iyi bir iş çıkarttığını düşündükleri Guy Hamilton ile iletişime geçerler.
Senaryo, yönetmen ve diğer ekip üyeleri belirlenir ancak yeni Bond’un kim olacağı halen belli değildir. Broccoli ve Saltzman, George Lazenby’ye filmin senaryosunu göndererek seriye geri dönmesini isterler ancak oyuncu teklifi direkt reddeder. Bond’u ikinci kez canlandırmanın ilgisini çekmediğini ve son filmi “Universal Soldier”dan (hayır Van Damme filmi değil) dolayı oldukça yoğun olduğunu söyler. Bunun üzerine United Artists Lazenby’den sonra yeni bir Bond tanıtacak olmaktan dolayı gerilir. Yapılacak tek bir şey vardır. Ne pahasına olursa olsun Sean Connery’yi geri getirmek.
Bunun üzerine United Artsits yöneticilerinden David Picker, Sean Connery ile görüşmek üzere Londra’ya gider. Oyuncuya yepyeni bir anlaşma önerir. 18 haftalık çekim süresi için 1,250.000 milyon dolar ücret, filmin hasılatından %12,5 pay ve Connery’nin seçtiği Bond olmayan iki filme finansal destek teklif eder. Sean Connery bu cazip teklifi kabul eder ve o dönemin en yüksek ücretli oyuncusu olarak tarihe geçer. Gerçek James Bond geri dönmüştür!
“Diamonds Are Forever” büyük bir açılış yapar. Connery’nin seriye dönüşü Bond hayranlarını oldukça mutlu eder ancak Eon yapım şirketi daha fazlasını ummuştur. Yapılan anlaşmaya göre daha büyük bir başarı bekleseler de “Diamonds Are Forever” ancak 1995 yılında “GoldenEye”ın kıracağı bir rekora imza atmayı başarır.
Bir sonraki yazıda, James Bond’u Roger Moore ve Timothy Dalton’ın canlandırdığı dokuz filme yer vereceğim.