Firavun’un Laneti

Şimşek gibi bir açılış ile başlıyor film. Musa (Bale) ve Ramses (Edgerton) kardeş gibi birlikte büyümüşler ve sefere çıkacaklar. Haliyle firavun babaları, yani Seti’de (Turturro) onlara fal baktırıyor. Bakılan falda ise “lider kabul edilen kişinin hayatını daha büyük bir lider olacak kişi kurtaracak” deniyor. Sonra da olaylar çorap söküğü gibi iki buçuk koca saat gelmeye başlıyor. En başından söyleyeyim; film sıkıyor mu?

Cevap; kesinlike hayır!Şimşek gibi açılıyor dedik, vallahi öyle de gidiyor. Peki iki buçuk saati neye harcamış Ridley Scott? Film’in en büyük handikabı bir blockbuster mantığı ile çekilmiş olması. Zira görsel efektler gerçekten çok görkemli filmde ama karakterler, kurgu ve hikaye zayıf değil ama yetersiz.

Film Ramses’in Musa’nın ibrani olmasını öğrenmesi ile aksiyon almaya, ilerlemeye başlıyor fakat hikaye zayıf dedik ya? İşte burada sırıtmalar başlıyor biraz. Mesela otuz yıldır birlikte büyüdüğünüz bir adam var, kıçı kırık bir vali gelip size onun ibrani olduğunu söylüyor üstelik bu vali de hırsızlık ile suçlanıyor. Sizde pervasızca buna inanıyorsunuz, hemen kardeşim dediğiniz adamı çağırtıp bunu sorgulayıp, sürgüne gönderiyorsunuz. Veya Musa’nın yerleştiği köyde, köyün ağasının kızını ayartıp onunla evlenmesi toplam bir buçuk dakikada anlatılıyor. Tamam saatlerce anlat demiyoruz da, bir on dakika ayır en azından değil mi? Veya üç planı iki de repliği olan sırf  süslük diye kast’a eklenmiş Sigourney Weaver’dan mı bahsetsem size? Oyuncu çok ama inat ile Scott, Christian Bale ve Joel Edgerton’a yüklenmiş. Tamam yüklensin de neden yancı olarak bu kadar ismi kast’a katıp hem bizim ağzımızı sulandırmış hem de onlara yazık etmiş? Hadi hepsini geçtim.Oyunculuklar anlamsız derece de sıradan. Çağımızın metod oyuncularından olan ve adı geçtiği filmde en az elli milyon doları tek başına garantileyen Christian Bale, adeta sulu boya yapmış oysa ki biz süper kahraman filmi olmasına rağmen Batman üçlemesinde bile yaptığı manzara resimlerine alışığız. İnanın izleyince göreceksiniz ki Bale hiç inanarak oynamamış, bunu da film çıktıktan sonra verdiği açıklama özetliyor aslında: “Ben zaten din kavramına inanmayan biriyim, bir peygamberi ve onun getirdiğine inanılan bir dini temsil etmek ne kadar inandırıcı olabilir ki?”. E bunu okuyunca da insanın “o zaman neden oynadın be abi?” diyesi geliyor hali ile, bir de ismi ile doğru orantılı çelişki(!).