Geek Terminoloji – Teen Slasher Nedir?

Teen Slasher Tarihi

1970’lerin sonları ve 1980’ler teen slasher türünün altın dönemiydi. Psikiyatri kliniğinden kaçan Michael Myers isimli hastanın sakin orta batı kasabasındaki bir grup genci takip edip öldürdüğü 1978 tarihli “Halloween” ve iki yıl sonra çıkan ve bu kez gençlerin yaz kampında öldürüldüğü “Friday the 13th” filmleri o dönem büyük ilgi gördü. Mütevazı setleri olan düşük bütçeli bu filmlerde hiçbir yıldız ve pahalı özel efektler yer almıyordu. Hal böyle olunca bu tarzda pek çok film çekildi. “Nightmare on Elm Street”, “Prom Night”, “When a Stranger Calls” ve “Final Exam” gibi dikkat çeken çok sayıda filmin yanı sıra “The Prowler”, “Death Ship” ve “The Driller Killer” gibi pek duyulmayan filmler de yapıldı.

Freddy vs. Jason

“Halloween” and “Friday the 13th” pek çok seriye ilham verdi. 1981 tarihli “Friday the 13th Part II”nun çıkışıyla ilk kez bir slasher serisi ortaya çıkmış oldu. Hatta bazı devam filmleri klasik olarak kabul edildi. Ancak zamanın ilerlemesiyle birlikte teen slasher türü popülerliğini yitirmeye başladı. Bütçe problemlerinden dolayı çekimlerin Manhattan yerine bir kargo gemisinde yapıldığı “Friday the 13th Part VIII: Jason Takes Manhattan” filmi yanlış tanıtım yapmakla itham edildi. Kötü adamın ağladığı “Halloween 5” ise, serinin en düşük hasılat getiren filmi oldu. “Halloween 6: The Curse of Michael Myers” bölümü ise kötü adamın gizemli bir artöyküye sahip olmasını beğenen hayranları seriden uzaklaştırdı.

Türün altın döneminin sonu olarak kabul edilen Wes Craven imzalı “Nightmare on Elm Street” (1984) filminden on iki yıl sonra Craven, “Scream” filmiyle teen slasher türünü tek başına yeniden diriltti. “Scream” filminin hikayesi tür geleneklerini taşıyordu. Özetle maskeli bir katil lise öğrencilerini takip ediyordu. Ancak eski filmlerden farklı olarak bu karakterler slasher filmlerin hayranıydı. Dolayısıyla katilin öldüğünü sanmak, ön kapıya koşmak yerine merdivenlerden çıkmak ya da “Hemen döneceğim” demek gibi klasik hatalardan kaçınıyordu. Bu durum “Scream” filmine ve türün kendisine taze ve kaliteli bir bakış açısı getirdi. Bu akımı takip eden “Urban Legend” ve “I Know What You Did Last Summer” gibi filmler de türün dirilişinden nasibini aldı.

1990’ların ortasına gelindiğinde ise teen slasher dönemi kapandı.

Cabin in the Woods

2000’li yılarda zihinlerde nostaljik bir tat bırakmaktan öteye gidemeyen teen slasher türü, 2012’de alışılmadık bir yorumlamayla yeniden ele alındı. Senaryosunu Joss Whedon ve Drew Goddard’ın yazdığı “Cabin in the Woods” filmi, türün tüm geleneklerine en ince ayrıntısına kadar sadık bir yapım olarak, tipik korku-komedi filmlerinin bir adım ötesine gitmeyi başardı.

Cabin in the Woods

Filmi izlemeyenler için kısa bir bilgilendirme yapalım: Arkadaşları tarafından alay edilen çekingen Dana, onun yakın arkadaşı saf sarışın ve biraz hafif meşrep Jules, Jules’un takım kaptanı sevgilisi Curt, kafası devamlı güzel olan Marty ve ideal öğrenci olan olan siyahi Holden’dan oluşan bir grup arkadaş, hafta sonu için Curt’ün amcasının ormanda yer alan dağ evine gitmeye karar verir. Birlikte oldukça iyi vakit geçiren bu gençler, gece yarısı kaldıkları kulübenin bodrum katını keşfederler. Yapmamaları gereken şeyleri yapan bu gençler esrarengiz bir kötüyü harekete geçirirler ve olaylar gelişir. Gençlerin hangi sırayla öldüğünü belirtmemize gerek yok sanırım.

“Cabin in the Woods”u sıradan bir teen slasher filminden ayıran özellik ise hikayedeki kötü adamlar. Bugüne dek izlediğimiz tüm kötü güçleri bir arada görme fırsatı yakalayacağınız filmde, karakterlerin bir arada kalmamaları gibi pek çok klişe de anlam kazanıyor.

Teen Slasher Örnekleri

Gelelim bu türün başlıca örneklerine. Yukarıda bahsettiğimiz “Halloween”, “Friday the 13th”, “Prom Night”, “A Nightmare of Elm Street” filmlerinin yanı sıra bu türe ait olan “Hell Night” (1981), “Slumber Party Massacre” (1982), “Sleepaway Camp” (1983), “Fright Night” (1985), “Night of the Creeps” (1986), “The Lost Boys” (1987), “Hellraiser” (1987), “Pumpkinhead” (1988), “Buffy the Vampire Slayer” (1992), “Cherry Falls” (2000) gibi film ve dizilerde ergen kahramanlar korkularıyla yüzleşti.

E Bizim Neyimiz Eksik?

Türk Sineması’ndaki teen slasher filmine verilecek tek örnek senaryosunu Doğu Yücel’in kaleme aldığı ve yönetmenliğini Yağmur ve Durul Taylan’ın üstlendiği “Okul”. Filmin konusu özetle şu şekilde: Okulun en güzel kızına aşık olan bir genç, çabalarının boşa çıkması sonucu gizemli bir mektup yazdıktan sonra intihar eder. Ölümünün birinci yıl dönümünde esrarengiz olaylar meydana gelmeye başlar. Esas kızın erkek arkadaşı, yakın arkadaşı başta olmak üzere okuldaki öğrenci ve öğretmenler de etkilenir. Bir süre sonra gerçek ortaya çıkar. Ölen gencin hayaleti onu intihara sürükleyen herkesten intikam almak için geri dönmüştür. Filmin kapalı okul ortamında geçmesi, karakterlerin geçmişlerinde yaptıkları hataların cezasını çekmeleri, yok edilemez bir katilin intikam arzusu, sarışın ve yüzeysel kız gibi pek çok öğe teen slasher türünden referans alınmıştır.

Okul

Teen slasher türünün geleneklerini öğrendiğimize göre sizin aklınıza gelen ve burada bahsetmediğimiz teen slasher örneklerini yorum bölümünde bizimle paylaşabilirsiniz.

Bu yazı, "Geek Terminoloji" adlı yazı dizimizin bir parçasıdır.

Yorumlar