Az ileride anlatacağımız hikayelerin özetini hızlandırırsak, zaman içinde Rocky üne kavuşur ve artık serseri olarak çağrılmamaktadır. Bu ikinci dönem ise Rocky, kazandığı paraları eşe dosta dağıtmakta, kendini serseri gibi göstermeyecek ev, araba gibi masraflara girmektedir. Fakat ne olursa olsun, tüm seriler boyunca Rocky daima özü sözü bir, çok iddialı olmayan, olabildiğine alçak gönüllü ve insanları kırmaktan çekinen bir çocuktan fazlası değildir.

Hiç bir konuyu çok iyi bildiğini iddia etmez, her zaman çok akıllı olmadığını kabul eder ancak her zaman büyük bir yüreği vardır. Dövüşlerde geri adım atmaz, insanlara sözcüklerle değil davranış ve duruşuyla örnek olur. Tüm seriler boyunca Amerikan halkının tamamından (ve bazen başka halklardan) çok ciddi bir sevgi görür. Bu öyle bir sevgidir ki; ilerleyen yaşında bile insanlar Rocky ismini hep sevgi ile anmaya devam ederler.

Bir Boksör Olarak Rocky

İlk filminden önce Rocky’nin profesyonel kariyeri 64 maçta 44 galibiyet (38 nakavt) ve 20 malubiyet şeklindedir. Kabul edersiniz ki; bu pek iyi bir sicil değil. Günümüzün çoğu şampiyonu buna göre çok daha gösterişli kariyer oranlarına sahip.

Buna ek olarak Rocky, ilk filmden önce zaten genç değildir. Birinci filmde Apollo’yla dövüşünde 30 yaşındadır! Bu ilerlemiş bir yaş olarak kabul edilebilir. Hele ki; kayda değer galibiyetler almadığını kabul ederseniz oldukça sıradan bir boksör olduğunu görürsünüz.

Ne yapıyorum ben burada?

Bunun yanı sıra, Rocky oldukça kalastır. Teknik değildir, hızlı değildir. Tek özelliği burnunun ilk filme kadar kırılmamış olmasıdır. Yani “Rocky bu abi dayak yer” dediğiniz karakter, normalde hiç bir zaman çok dayak yememiş, ancak her iki maçından birini teknik konulardan dolayı kaybetmiş birisidir. Bir de, önemli bir fark olarak solak olmasını ekleyebiliriz.

Ancak Rocky, eğitim alamamış, hayatının önemli bir bölümünde tek başına kalmış, sokaklardan ve pisliğin içinden geçmiş bir karakter olarak özünde hırslıdır. Sadece bunu nasıl açığa çıkaracağını ve nasıl ilerleme kaydedeceğini bilmemektedir. Rahatsız edici bir şekilde ön plana çıkmayı da bilemez, sadece biraz dövüşmekten anlar.

Rocky 1

İllk film, 1976 yılında çekilir. Yukarıda biraz belirttiğimiz gibi Rocky, Phildelphia’nın kenar mahallelerinde yaşayan 30 yaşında, zaman zaman yerel mafya için haraç toplayan, yarı serseri bir karakterdir. Eski boks hocası ve spor salonu sahibi yaşlı Mickey bile Rocky’e sırtını dönmüştür. Arada antrenman yaptığı salondaki personel dolabı dahi elinden alınıp başkasına verilmiştir. Nereden bakarsanız bakın, karşınızda bir “loser” vardır.

Esasında Mickey, Rocky’e yıllar boyunca potansiyelini heba ettiği için kızmaktadır. Eski toprak olan Mickey’e göre Rocky hayatını “serserilik” yapmakla harcamış, müthiş bir boksör olma potansiyelini elinden kaçırmıştır. Zaten film boyunca hoca ve öğrenci arasında gidip gelen, çalkantılı bir ilişki gözlemlenmektedir.

Mickey ağzını açıp gözünü yumarken parmak sallamayı ihmal etmez.

Bu sırada, Dünya ağır siklet boks şampiyonu olan siyahi şampiyon Apollo Creed ünvan ve gösteri maçları yapmaktadır. Önceden ayarlanmış bir maç öncesi, rakibi elini kırdıktan sonra Apollo’nun o günkü organizasyonu boşa çıkmıştır ve menajerleriyle kafa kafaya verip oraya bir rakip eklemeye çalışmaktadırlar. Apollo’ysa sunulan rakiplerin çoğunu beceriksiz bulduğu için dövüşmek istemez.