Dövüşün roundları uzadıkça tüm izleyenler, klasik pes etmek bilmeyen bir Rocky dövüşü izlediklerini anlarlar. Mason’un ise ister istemez Rocky’e aynı şekilde pes etmeyerek eşlik eder ve Rocky’e karşı olan sevgi ve saygının bir kısmını kazanmayı başarır zira o da yere düşmeyi reddeder.

Dövüşün sonunda tıpkı ilk filmdeki gibi Rocky, hakem puanıyla kaybeder ancak yine benzer şekilde puanları dinlemez bile. Dövüşten sağ çıkıyor olmasını oğlu, Marie ve Steps ile birlikte kutlama derdindedir. Mason ise tıpkı Apollo gibi puanlama sonucu kazandığını duyar ve ona sevinir. Rocky, saygılı bir şekilde şampiyona kendisine bu şansı verdiği için teşekkür eder. Mason da artık Rocky’e farklı bir şekilde saygı duymaktadır. Film, bu şekilde sona erer.

Bu film halen bir spor filmi olarak görülse de bana göre bir kaybediş ve yaşlanma hikayesidir. Yaşlı adamın kayıpları ve özlemlerini, iyi bir şekilde anlatıp ilk filmle arasında tam 30 sene koymasına rağmen aynı karakteri ve atmosferi çok başarılı bir şekilde yansıtmaktadır.

IMDB: 7.2
Rotten Tomatoes: %76

Creed (7)

Serinin şu an için son filmi Creed henüz geçtiğimiz günlerde vizyona girdi. Adından da anlayacağınız gibi filmin başrolü artık Rocky’e ait değil. Fakat sıklıkla düşünülenin aksine film Apollo Creed’in gençliğini değil, ünlü boksörün evlilik dışı oğlunun hikayesini anlatıyor.

Adonis Creed, babasının kim olduğunu bilmeyen ve annesi tarafından zar zor yetiştirilen bir çocuktur. Fakat annesini de küçük yaşlarda kaybedince bir süre boyunca yetimhane ve koruyucu aileler arasında gidip gelir. Özünde iyi bir çocuk olmasına rağmen, tek başına büyüdüğü için oldukça da kavgacıdır.

Nihayetinde bir gün kadının biri Adonis’i ziyarete gelir. Kadın; Adonis’in babasının kendi merhum kocası olduğunu ve kocasının çocuk henüz anne karnındayken öldüğünü söyler. Kendisi de kocasının başka bir kadından çocuğu olduğunu yakın zaman öğrendiğini, fakat çok özlediği eski kocası Apollo’dan kendisinin çocuğu olmadığını söyleyerek Adonis’i evlat alır ve kendi varisi yapar. Tahmin edeceğiniz gibi kadın Apollo Creed’in eşidir.

Sonrasında hikaye ilerler ve Adonis’i yetişkin olarak görürüz. İyi bir okulu bitirmiş ve büyük bir şirkette başarılı bir şekilde çalışmaktadır. Fakat bu hayattan çok da memnun değildir ve annesinin ( öz annesi olmasa da Apollo’nun eşini artık anne diye çağırmaktadır) kendisini okul ve işe yönlendirmesine rağmen, bir şekilde boksa ilgi duymaktadır. Meksika’da amatör olarak maçlara çıkmakta ve 16/0 olarak iyi bir kazanma yüzdesine sahiptir.

Buna rağmen boks yaparken esas soyadı Creed’i değil sahte isim olarak Johnson’ı kullanmaktadır. Genç Adonis babasının soyadını kullanmayıp kendi adını yaratmaya çalışmaktadır. Adonis’in kendi adını arayışı da zaten filmin ana hikayesini oluşturmaktadır.

Hey yo seni gidi zenci!

Nihayetinde Adonis şirketteki işini bırakır ve kendini profesyonel boksa vermeye karar verir. Düzgünce eğitilemediğini düşündüğü için ve kim olduğunu yaymak istemediği için en sonunda yolu Rocky’nin yanına düşer. Rocky başta reddetse de, sonradan Apollo’nun oğlunu eğitmenin cazibesine karşı koyamaz. Zaten bu filmde kendi oğlunun sadece bahsi geçer, başka şehre taşındığı, evlendiği ve arada bir telefonda görüştüklerini üzülerek belirtir.

Her zaman oğlunun yerine bir arayışı bulunan Rocky ve boksu hayatının merkezine yerleştirmeye kararlı Adonis, bu noktadan sonra birlikte çalışmaya ve bir süre birlikte yaşamaya başlarlar. Başlarda Rocky, Adonis’i küçük maçlarda deneme taraftarıdır ancak Rocky’nin ününden faydalanmak isteyen bir başka hoca kendi alt seviyedeki şampiyon boksörü ile bir maç ayarlar. Maçtan önce de Adonis’i, Apollo’nun oğlu olduğunu öğrenmiştir ve Rocky’nin açıklamaması yönündeki ricasına rağmen konuyu medyaya anlatır. Doğal olarak Apollo’nun oğlu ve Rocky’nin öğrencisi olarak Adonis çok fazla dikkat çeker, dövüşü de kazanır.

Kısa bir süre sonra da ceza alan Dünya şampiyonu Ricky “Pretty” Conlan’ın menajerinden dövüş teklifi gelir. Fakat Adonis’i şampiyon ile dövüşmesi için Creed soyadını kullanmasını şart koşmaktadırlar.