Gökkuşağının Ötesine Rüya Gibi Bir Yolculuk: Oz Büyücüsü

“Günün birinde bir yıldıza bakıp dilek tutacağım ve bulutların ötesinde bir yerde uyanacağım…”

Bulutların, hatta gökkuşağının ötesinde bir yerde. Gökyüzünün masmavi olduğu, hayal etmeye çekindiğimiz her şeyin gerçek olduğu bir yerde. Evlerin bacalarının üzerinde, tüm dertlerin şeker gibi eridiği bir yerde. Masmavi kuşların uçuşup şarkılar söylediği bir yerde. Tek yapmam gereken gözlerimi kapatmak.

Siyah rugan ayakkabılarını evin içinde bile ayağından çıkarmayan küçük bir kızın hayaliydi bu diyarda uyanmak. Gökyüzüne bakar ve sonra gözlerini kapatıp içinden saymaya başlardı. Kırmızı olmadıkları için pek de sevmediği siyah rugan ayakkabılarının topuklarını birbirine vururdu belki bir işe yarar diye. Sonunda yorgun düşer, uyuyakalırdı. İşte o zaman kendini gökkuşağının ötesinde bulur, ertesi güne, tam olarak hatırlayamadığı maceralarının yüzüne yerleştirdiği bir gülümsemeyle başlar, yine gökyüzüne bakıp o diyara gidebilmeyi dilerdi.

wizard-of-oz-1

L.Frank Baum’un ölümsüz eseri The Wonderful Wizard of Oz’dan sinemaya uyarlanan 1939 yapımı The Wizard of Oz, özellikle 90’larda (hadi 90’ların başında diyelim) çocuk olanların değişmez 23 Nisan hediyelerinden biriydi sanırım. 1939 senesinde Victor Fleming tarafından sinemaya uyarlanan bu eser, ilk yayımlandığı sene çok büyük maddi başarılar elde edememesine karşın, aralarında En İyi Film de olmak üzere (aynı sene bu ödülü Rüzgâr Gibi Geçti’ye kaptırmış olmasına karşın) altı tane Akademi Ödülü adaylığına layık görülmüş ve hiçbirimizin unutamadığı “Over The Rainbow” şarkısıyla En İyi Film Müziği dalında ödülü kucaklamıştır. Film asıl 1956 senesinde televizyonlarda yayımlanmaya başlandığında daha büyük kitlelere yayılmış ve popüler bir fenomen haline gelmiştir. Öyle ki, filmden alıntılar birçok alanda kullanılmış ve birçok popüler kültür ürününe esin kaynağı olmuştur.

wizard-of-oz-2

Hikâyeyi gerek kitaptan, gerek filmden, gerekse grafik romanlardan (ki bir tanesi kısa zaman önce sizlere tanıtılmıştı) bilenler bilir, ama ben yine de bir özet geçeyim. Dorothy, Kansas’ta bir çiftlik evinde teyzesi Em, eniştesi Henry ve sevimli köpeği Toto ile birlikte yaşar. Çiftlikte çalışan diğer insanlarla ve hayvanlarla da arkadaş olan Dorothy bir gün, köpeği Toto’nun kendisini sürekli rahatsız ettiğini söyleyen gudubet komşu Almira Gulch’ın, aileye bu köpekten kurtulmaları için tehditler savurmasıyla evden kaçıp gitmeye karar verir. Genç kız, köpeğini vermektense yalnız başına bilmediği diyarlara gitmeyi tercih eder ve yollara düşer. Fazla uzağa gidemeden, yolda kristal küresine bakıp geleceği gördüğünü iddia eden yaşlı Profesör Marvel’a rastlar ve burada kendi geleceğini öğrenen Dorothy, teyzesinin kendisi için endişe ettiğini görerek geri dönmeye karar verir. Ancak geri döndüğünde kasabasında büyük bir kasırga çıkmıştır ve kızlarını arayıp çok telaşlanan teyze ve amca sığınağa girmek zorunda kalmıştır. Dorothy eve döndüğünde içeride kimseyi bulamaz ve kafasını çarpıp yatağı üzerinde derin bir uykuya dalar. Bu esnada kasırga çiftlik evini alıp götürür ve Dorothy gözlerini bambaşka bir diyarda açar. Çiftlik evi, Doğu’nun Kötü Cadısı’nın tam üzerine düşmüştür ve bu kötü kalpli cadıdan kurtulduğuna çok sevinen yerli halk (Munchkinler) ve Kuzey’in İyi Cadısı Glinda onu sevinçle karşılar. Bu sırada Doğu’nun Kötü Kalpli Cadısı’nın kız kardeşi olan daha da kötü kalpli Batı’nın Kötü Cadısı gelir ve kız kardeşinin kırmızı yakut ayakkabılarını almaya çalışır. Ancak Glinda bunları Dorothy’ye verir ve güçleri iyiliklerle dolu bu yerde hiçbir işe yaramayan Batı’nın Kötü Cadısı intikam yeminleriyle oradan ayrılmak zorunda kalır. Glinda, Dorothy’ye sarı tuğla kaplı yolu takip ederek Emerald City’ye gitmesini ve burada Kudretli Oz Büyücüsü’nü bulmasını söyler. Dorothy’nin eve dönmesine yardım edebilecek tek kişi odur.

wizard-of-oz-3

Böylece, kırmızı yakut ayakkabıları ve köpeği Toto ile yola çıkan Dorothy, birçoğumuzun çok iyi bildiği birbirinden iyi kalpli o üç arkadaşla karşılaşır: Korkuluk (The Scarecrow), Teneke Adam (The Tin Man) ve Aslan (The Cowardly Lion). Bir beyni olmadığı için düşünemediğine, bir kalbi olmadığı için hissedemediğine ve cesareti olmadığı için ormanların kralı olamadığına üzülen bu üç arkadaş da Dorothy ile birlikte Oz Büyücüsü’ne gitmeye karar verirler. Elbette yolda onları büyük maceralar beklemektedir ve elbette yolları Batı’nın Kötü Cadısı ile kesişecektir.

Judy Garland’ın Dorothy rolünde adeta parladığı bu başyapıtta, Korkuluk rolündeki Ray Bolger, Aslan rolündeki Bert Lahr ve Teneke Adam rolündeki  Jack Haley birbirinden kusursuz oyunculuklar sergiliyor. 1939 yapımı bir filmde, hem de fantastik bir müzikalde oyunculukların nasıl bu kadar doğal, esprilerin nasıl bu kadar komik ve içten olduklarına insan inanmakta güçlük çekiyor açıkçası. Her izlediğimde yedi yaşıma döndüğüm, ayaklarımda birbirine sürtünce fena halde gıcırdayan o siyah (evet, ne yazık ki siyah) rugan ayakkabılar varmış gibi hissettiğim bir filmdir Oz Büyücüsü.

wizard-of-oz-4

Bence siz de kendinize, çocuğunuza, yeğeninize, kuzenlerinize ya da etrafınızda mutsuz olan kim varsa ona büyük bir iyilik yapın ve Oz Büyücüsü’nü seyrettirin. Bu filmin unutulmazlarınız arasına gireceğinden kesinlikle eminim. İyi seyirler.

Yorumlar