Hollywood, Vampir Mitini Alternatif Bir Tarihle Anlatırken Bizleri Biraz Gücendirdi: “Dracula Untold” Sinemalarda!
Ancak bunlar, fantastik bir kurgu olduğu gün gibi ortada olan yapım için kafaya çok da takılmaması gereken şeyler bence. Sonuçta filmin geçtiği evrende vampirler gerçek ve oldukça abartılı doğaüstü güçlere sahipler. Filmdeki tarih çizelgesi de, aslında alternatif bir tarih. Bu yüzden senaryoyu gerçek dünyaya bağlayarak yorumlama noktasında iki kere düşünmek gerekiyor…
Filmden çıktığımda üstüme çöken memnuniyetsizlik, elbette 300’ü izledikten sonra ortalama bir İranlının hissettikleriyle kıyaslanamayacak kadar azdı. Yine de kendimi hatırı sayılır miktar “gücenmiş” hissettiğimi itiraf etmeliyim. Hollywood’un propaganda amaçlı olarak kullanıldığı artık bir sır değil. Filmin Türklere karşı tuhaf bir tavır takınmış olduğu çok ortada. Zaten günümüz izleyicisi aman yanlış anlamasın diye Osmanlı değil, Türk deniyor filmin kötü adamlarına. Propaganda bu kadar kör gözüne parmak olunca da insan ister istemez rahatsız oluyor.
Toparlamak gerekirse; Dracula Untold, fantastik film çerçevesinde iyi kurgulanmış diyebileceğimiz bir film. Filmin, tarihi gerçeklikleri malzeme olarak kullanarak, hikayeyi akla yatkın bir fantastik kurguya çevirme noktasında başarısız olduğunu iddia etmek yanlış olur.
Son olarak, Dracula’ya esin kaynağı olan tarihi kişi hakkında birkaç bilgi vererek yazımı bitiriyorum:
- Voyvoda, bir isim değil, ünvandır. Slav topluluklarda krallara Voyvoda denir. Sözkonusu bölgeler Osmanlı’nın eline geçtikten sonra da bu lakap bölgenin yöneticisi için kullanılmaya devam etmiştir.
- Kazıklı Voyvoda’nın gerçek ismi Vlad Tepeş’tir (Bunu öğrenince hiç karizmatik gelmedi değil mi?).
- Tepeş, Eflak voyvodasıdır.
- Tepeş, vergi vermeyi reddettiği için çocukluk arkadaşı II. Mehmet’le ters düşmüştür. Macaristan’la ittifak yapan Tepeş, Tuna Nehri’ni geçerek Sırbistan’a ve Karadeniz kıyısına kadar ilerlerken yolda 20 binden fazla insan öldürmüştür.
- Tepeş, kendisine karşı yola çıkan ve yolculukları sırasında ciddi susuzluk çeken Osmanlı ordusunun geçeceği yollardan birine korkunç bir sürpriz hazırlamıştır. Erkek, kadın ya da çocuk demeden öldürdüğü 20 bin kişiyi yol boyunca kazığa geçirtmiştir. Söz konusu alan, üç kilometre boyunda, bir kilometre enindedir. Manzara karşısında ordunun morali çok bozulur. Hatta arada gördükleri yüzünden aklını yitirenler olur.
- Ordunun morali son derece düşük olmasına rağmen II. Mehmet, Tepeş’i bozguna uğratmıştır. Macaristan’a sığınan Tepeş, orada tutuklanmış ancak birkaç yıl sonra serbest bırakılmıştır. Kısa bir süre sonra da Eflak’ı yeniden almaya çalışırken 300 adamıyla birlikte öldürülür.
- Kellesi, İstanbul’a delil olarak II. Mehmet’e götürülmüştür.
- Vlad Tepeş’in bir çok heykeli ve resmi vardır. Romanya’da kendisini tüm zalimliklerine rağmen kahraman olarak görenler vardır.