IT – 1990 Versiyonu ile 2017 Karşılaştırması
Film Hakkında
2017 yapımı “IT” henüz vizyondaki terörünü estirmeye devam ediyorken. Bir önceki dönemde başımıza bela olan 1990 yapımı Pennywise ’ı hatırlamakta fayda var. Nereden bakarsanız bir korku klasiği olan 1990 yapımı “IT”, Pennywise ile bir nesilde palyaço fobisinin asıl sebebidir.
Film, 1957’de Amerika’nın Maine eyaletindeki Derry adlı bir kasabada geçer. Açılış sekansında altı yaşındaki George abisinin yaptığı kayığı yağmurlu havada yüzdürmek için dışarı çıkar. Biraz yüzdürdükten sonra kayığa yetişemez ve kayık kanalizasyona düşer. Tam o esnada Pennywise’ı görürüz. Palyaço Pennywise küçük çocuğu kayığı ile kandırarak bir anda sivri dişlerini ortaya çıkarır ve küçük çocuğu kanalizasyonun içine çeker. Bundan sonra küçük George’un abisi Bill, yedi çocuktan oluşan ve okuldaki zorba çocuklar tarafından devamlı rahatsız edilen bir arkadaş grubunu toplar.
Filmde her çocuğun kendi geçmişi karakter detayları ile birlikte çok doğru bir şekilde verilmiştir. Bu sayede karakterlerden hiçbiri iki boyutlu olma sorununu yaşamamaktadır. Her çocuğun kendi korktuğu bir şeyler vardır ve Pennywise her çocuğa kendi korktuğu şey formatında görünmektedir. Çocukların ise tek seçeneği, korkularından beslenen Pennywise’a karşı birlik olarak onunla savaşmaktır. Çocukluk dönemlerini anlatan ilk kısımdan sonra aynı çocukları yetişkin halleri ile görürüz. Yirmi yedi yıl sonra tekrar ortaya çıkan canavar palyaçoya karşı son kez yeniden bir araya gelmeleri gerekecektir.
Pennywise’ın Kökeni
Filmde Palyaço Pennywise hakkında pek az köken bilgisi verilir. Daha çok kitaba dayanan bilgilerimize göre Pennywise aslında dünya dışı bir varlık. Hatta bizim evrenimizde bile yaşamıyor. “Macroverse” adında birçok evrenin bulunduğu bir düzlemden gelen varlık, belki insanlığın bile başlangıcından önce bir gök taşı ile Dünya’ya, şimdi Derry kasabası olan yere düşüyor. İlk defa 1715 yılında uyanan varlık. Bundan sonra yaklaşık her yirmi yedi yılda bir uyanarak çoğunlukla büyük felaketlerle birlikte insanlar, daha çok da çocuklarla beslenir.
Yaratığın palyaço şeklinin dışındaki gerçek görünümünü kimse bilmez, çünkü Pennywise’ın da deyimiyle insan zihni onu tam olarak algılayamaz. Ancak gerçek formuna en yakın halinde çocuklar Onu bir örümcek olarak gördükleri için biz bu şekilde anıyoruz. Bunun dışında Pennywise kendini kurtadamdan zombiye, hastalıklı bir adamdan yaşlı bir kadına ve hatta kurbanlarının zihnindeki ölmüş ebeveynlerine kadar herkesin kılığına sokabilir. Aynı zamanda güçlü yanılsamalar oluşturarak kendini gizleyebilir ya da kurbanlarının kendi görüntüsünü ay üzerinde görmelerini bile sağlayabilir. Burada Pennywise’ın tüm bunları yaparken güç aldığı noktanın yine kurbanlarının zihni ve onların korkuları olduğunu unutmamak gerek.
Yapımda tam olarak bahsedilmese de Pennywise aslında Derry kasabasının tamamını etkisi altına almıştır. Bu sebeple ki yerel halk sıkıntıları olan bireyleri ile ilgilenmez, kayıpları, cinayetleri hakkıyla araştırmaz ve hatta vurdumduymazlıkları o seviyededir ki en son kaybolan çocuğun posterini olduğu gibi eski ilanın üzerine yapıştırırlar ve bir öncekini unuturlar. Ana hatlarıyla sadık kaldığı kitabının detaylı incelemesi için:
Stephen King’in En İyi Romanı: “O”!Yapım Notları
Stephen King’in aynı adlı romanından uyarlanan film esas olarak bir sinema filmi olarak değil, iki bölümlük mini bir TV dizisi olarak çekilmiştir. Bu sebeple Türkiye sinemalarında hiçbir zaman gösterime girmemiştir. Yerli izleyici bu hazineyi kesilmiş halleriyle televizyonlarda ya da dönemin meşhur medya kaynağı olan video kaset dükkanlarında iki kaset olarak keşfetmiştir. Yapım, dikkatli bakıldığında düşük bütçe, yetersiz görsel efektler ve yan rollerdeki kısıtlı oyunculuklar gibi TV yapımı olmanın tüm dezavantajlarını taşır.
Ancak bunların yanında görsel efektlerin kısıtlılığı sebebiyle makyajlar son derece etkileyici ve çoğunlukla animatronik olan pratik efektler oldukça yaratıcı olmuştur. Örnek vermek gerekirse genellikle pratik efektlerin kullanıldığı duş sahnesi her hatırladığımda beni ürpertirken filmin sonunda Pennywise’ın kendi(!) görünüşünün animatroniklerin yanı sıra dijital efektlerin de yardımıyla gösterildiği bölüm üzülerek söylemeliyim ki zamanımıza göre çoktan eskimiştir.
Stephen King, tıpkı daha önce başka romanlarının sinema uyarlamalarında yaptığı gibi burada da senaryo ekibine ciddi katkılar sunmuş ve yer yer onlarla birlikte çalışmıştır. Bu sebeple romanın çerçevesine sadık kaldığını söylesek bile romanda anlatılan birçok detayın filmde yer almadığını görüyoruz. Bu karşılaştırmaları kitabın Türkçe çevirilerinden yaparsanız yanılabilirsiniz, zira kitabın Türkçe çevirisi de maalesef orjinalinin geniş özeti gibidir.
Oyuncular
Oyuncu seçimlerinde göze çarpan ilk isim elbette ki Pennywise rolünde ağır makyajın dahi altından mimiklerini olduğu gibi izleyiciye aktarabilen usta aktör Tim Curry yer alıyor. Esas olarak da filmin bu denli başarılı olması usta elinden çıkma korkutucu senaryosunun yanı sıra saçlarına kadar gerçek olan Tim Curry sebebiyledir. Diğer bütün karakterler kitaba sadık kalınarak olanca derinliği ile filme aktarılmıştır. Yalnız yukarıda da belirttiğim gibi yardımcı roller yer yer ben TV dizisiyim diye sırıtmıyor değil. Bunun yanında kitaba sadık kalınmamış bir önemli nokta da kitapta Beverly’nin çok güzel olduğundan sıklıkla bahsedilmesine rağmen hem çocukluk hem de yetişkinlik hallerinin silik kalmış olmasıdır. Bu konuda aynı hatayı 2017 yapımı filmde görmüyoruz.
Yazarın Alt Metin Mesajları
Stephen King’in her hikâyesinde ve romanında yazım doğası gereği konu ne kadar olağan dışı ve hatta senaryo ne kadar korkutucu ilerlerse ilerlesin, erdemleri yüceltici alt metin mesajları her daim ön planda olmuştur. Tanrıya inanmak, iyilikten vazgeçmemek, umudu kaybetmemek gibi mesajlar bunların önde gelenleridir. Bu hikâyede de devamlı olarak ezilmeye karşı birlik olmak ve dostlarına güvenmek fikri Stephen King tarafından okuyucuya, film yolu ile de izleyiciye verilmeye çalışılmıştır.
Filmde canavar, adeta bu erdemlerin karşısında duran bir zıtlık gibi korkudan güçlenip, çocuklarla beslenmektedir. Bu gruptaki çocukların ise canavarı yenmek için tek çareleri korkularını yenerek canavarın karşısına çıkmaktır. Canavar palyaço Pennywise her an her yerde belirebilir, tahayyül edemeyeceğimiz kadar uzun yaşar ve şekil değiştirebilir ama korkmayan bir çocuğun attığı bir metal parçası ve ya içi hava dolu bir astım spreyi ile ölümcül derecede yaralanabilir. Zira buradaki asıl konu canavara karşı korkmadan ve birlik olarak yapılan eylemlerdir. İşte burada yazar da ne yapıldığının değil ne amaçla ve neye inanarak yapıldığının önemi olduğu mesajını eseri vasıtasıyla okuyucu ve izleyicilere iletir.
1990 IT Vs. 2017 IT
Aslında bunun adilane bir karşılaştırma olduğunu söylemek pek de doğru olmaz. Zira 1990 yapımı film, aslında bir film değil, yukarıda da bahsettiğimiz üzere televizyon için yapılmış iki bölümlük bir mini seridir. Bu sebeple bütçe kısıtı kendini birçok yerde gösterir. 2017 yapımı “IT” ise yaklaşık otuz beş milyon dolarlık bütçesiyle ciddi bir Hollywood stüdyo çalışmasıdır. Bu anlamda en başta iki filmin aynı ligde olmadığını söylemek gerek.
1990 yapımı “IT” tek bir film olarak gösterildiği için yedi arkadaşın hem çocukluk hem de yirmi yedi yıl sonraki yetişkinlik döneminden bahseder. Bunu yaparken de bol bol flashback’ler kullanma yoluyla senaryoyu ilerletir. Oysa 2017 yılı yapım baştan itibaren iki bölümden oluşur ki biz sinemada henüz birinci bölümü izledik. Hikaye olağan akışı ile geçmiş referans gösterilmeden ilerler. Bunun tek istisnası Beverly’nin Pennywise’ın ölümcül ışıklarına maruz kaldığı sahnede gördüğü gelecek görüngüsüdür. Bu anlamda 2017 yapımı filmin kitabın anlatım şekline daha yakın olduğunu söylemek mümkün.
Bu Bir Kopya mı?
2017 yapımı film bazı örneklerinde olduğu gibi 1990 yapımı filmin sahne sahne benzerinin çekildiği bir karbon kopyası değildir. 2017 yapımı “IT” filmini kitabın yeniden uyarlaması olarak düşünmek daha doğru olacaktır. Bu sebeple ilk filmden bazı bariz hikâye farklılıkları ön plana çıkmaktadır. Örnek vermek gerekirse Richie’nin 1990 yılı yapımdaki korkusu kurtadamlardır. Bu sebeple Richie’yi korkutmaya gelen Pennywise kurtadam kılığına girer. Hâlbuki 2017 yapımda Richie’nin korkusu doğrudan palyaçoların kendisidir. Yine benim favorim olan duş sahnesi yeni filmde yer almaz ama yeni filmde de ekstra sahneler yer alır. Bu değişiklikler hem başarıyla senaryoya yedirildiği hem de filmin havasına olumlu katkıda bulunması sebebiyle göze batmaz.
İki filmin de geçtiği yıllar farklıdır. Birinci film 1960’lı yıllarda geçerken ikinci film 1989 yılında hikâyesini sürdürmeyi tercih eder. Bu aşamada ikinci filmin gayet yerinde bir karar aldığını söylemek mümkündür. Çünkü 1989 yılı şu anın izleyicisi ile bağ kurabileceği bir dönemdir ancak 1960’lı yıllarda geçen bir senaryoda bu kopukluk daha yüksek olacaktır. Filmin bu aşamada yirmi yedi yılı doldurup ikinci filmde ortaya çıkaracağı sonuç bizim şu günümüze yani 2016-2017 yıllarına tekabül edecektir.
Hangi Pennywise?
Ve en nihayetinde her iki filmdeki Pennywise karakterlerini karşılaştırdığımızda 2017 yapımda IT karakterini canlandıran Bill Skarsgård’ın başarılı bir performans sergilediğini söyleyebiliriz. Artan teknik ve maddi imkanlarla birlikte yeni Pennywise’ın konsept olarak eskisinden daha korkunç olduğunu söylemek mümkün. Ancak, 1990 doğumlu Skarsgård’ın başarılı performansına rağmen zihnimizdeki korkunç palyaço imajı için biraz genç olduğunu söylemeliyim.
Bunun yanı sıra kesin olan şey şu ki; tüm eksik imkânlarına rağmen Tim Curry’nin Pennywise karakteri mimiklerini izleyiciye çok daha ustaca aktarmıştır. Merak edenler video arama motorlarına yalnızca “beep beep Richie” yazarlarsa aradaki oyunculuk farkını rahatlıkla görebilirler. Hâlbuki Skarsgård’ın palyaçosunun şeytani gülümsemesi dışında hiçbir belirgin mimiği hatırda kalmıyor. Kim bilir belki de ileri teknoloji Skarsgård için duyguyu aktarmada dezavantaj bile olmuş olabilir.
Filmden Notlar:
-
- Stephen King göreceli olarak hikayelerini aynı evrene bağlamayı çok sever. Bu sebeple Pennywise ismi birkaç farklı Stephen King romanında da geçer. 2017 yapımı filmdeki çocukların giydiği T-shirtlere baktığınızda “Buick” gibi yer yer diğer romanlara olan göndermeleri de fark edersiniz.
- İlk filmin yapım yılı (1990) ile ikinci filmin yapım yılı (2017) arasında 27 yıl olması size sadece bir tesadüf gibi mi geliyor?
- 2017 yapımında “Richie Tozier” karakterini canlandıran çocuk aktör Finn Wolfhard 2016 yılında “Stranger Things” dizisinde de benzer bir çocuk grubu ile benzer bir karakteri canlandırmıştı. Bu anlamda başarılı bir seçim olduğunu söylememiz gerek.
- Beverly’nin yüzüne alttan yukarı doğru galonlarca fışkırtılan kan sahnesi türün meraklıları için tanıdık gelmiş olmalı. Evet, Freddie Krueger’ın ilk filminde Glen (Johny Depp)’in ölüm sahnesi ile çok benzer. Burada alıntı yapılan kişinin 1986 yılında romanını yayınlayan Stephen King olduğunu söyleyebiliriz.
- 2017 yılı yapımda Richie palyaçolar ile dolu odaya girdiğinde sol köşedeki palyaçoyu fark ettiniz mi? Evet, O 1990 yılı Pennywise’ın ta kendisi.
- İlk filmde Pennywise’ın George’un kayığına atıfta bulunarak söylediği “Aşağıda hepimiz yüzüyoruz.” Repliği 2017 yapımında “aşağıda hepimiz uçuyoruz” şeklinde değiştirilmiştir. Biz bunun sebebini filmin sonunda öğreniriz.