İzleyeni Bipolar Yapan Bir Film: Gwoemul

Ailemizi seçemeyiz. İyisiyle, kötüsüyle, kusurları ve delilikleriyle kabul ederiz. En şiddetli tartışmaları ailemizle yaşar, en ağır sözleri onlara sarf ederiz. Ancak başımız derde girdiğinde de ilk onlara gideriz. Bu dert işten atılmak, evsiz kalmak ya da mutasyona uğramış bir canavar tarafından kaçırılmak olabilir, hiç fark etmez. Ailemiz daima orada ve bize yardıma hazırdır. Aile içerisindeki dinamikleri en gerçekçi ve dolaysız haliyle anlatan 2006 tarihli “Gwoemul”, bünyesinde bir bilimkurgu hikayesinden çok daha fazlasını barındırıyor.

Son dönemin en özgün ve vizyon sahibi yönetmeni Joon Ho Bong’un üçüncü uzun metraj filmi olan “Gwoemul”, kimine göre korku gerilim, kimine göre politik taşlama olarak kabul edilse de, bana göre aile filmleri alt türündeki sosyal bir drama, ve tabi  komediyi de unutmamak lazım. Ah bir de o aksiyon sahneleri yok mu? Yok! Böyle olmayacak. Bu filmi belli bir türe sığdırmak oldukça zor. En iyisi “Gwoemul”u bir janr filmi olarak kabul edip yazıya devam edeyim.

the host

Yasın beş evresini aynı anda yaşayan Park ailesi

Güney Kore’de yer alan bir Amerikan ordu üssünde bir doktor, asistanına düzinelerce şişe formaldehiti lavaboya dökmesini emreder. Asistanı bu kimyasal sıvıların nihayetinde şehrin merkezindeki Han Nehrine döküleceğini söylese de doktor ısrarcıdır. Asistanı biçare bu isteği yerine getirir. Han Nehrine dökülen onca zehirli kimyasal, nehirde yaşayan bir amfibiyi mutasyona uğratır ve birkaç yıl içinde amfibi devasa bir canavara dönüşür.

Sıradan bir Hollywood yapımında buraya kadar anlattıklarımla üç filmlik bir seri çıkarılabilecekken, Bong bizi eksantrik bir Kore ailesinin peşinden sürüklüyor. Han Nehri kıyısında bir büfe işleten Park ailesi, filmin protagonistidir. Tüm vaktini ailesine ayıran Hee Bong; narkoleptik ve hafif alık oğlu Kang Doo; üniversiteden mezun, eski aktivist, yeni işsiz alkolik oğlu Nam Il; okçuluk şampiyonu ancak biraz yavaş olan kızı Nam Joo ve son olarak tüm ailenin -özellikle babası Kang Doo’nun- göz bebeği olan torunu Hyun Seo’dan oluşan bu eksantrik ailenin kaderi canavarımızın şehri keşfe çıkması sonucu değişir. Gündüz vakti nehir kenarında piknik yapan halka bol aksiyonlu ve korkulu dakikalar yaşatan yaratık, Hyun Seo’yu yakalayarak gözden kaybolur. Sonrasında karantina koğuşları, şehir lağımları ve izole bir bölgede geçecek olan bir kaçış ve arayış hikayesi bizi beklemektedir.

Park ailesi, karantina koğuşunda

Şuursuzca güldüren mizahı, boğazınızda takılan dramı, yürek hoplatan aksiyonu, “Arkanda, geliyor!” dedirten gerilimli sahneleri ile “Gwoemul” sizi tezcanlı bir çocuktan kederli bir ihtiyara saniyeler içinde dönüştürebilecek bir film.

Filmde yer alan canavarın tasarımı Koreli sanatçı Wei-Chen Chin, modellemesi ise “Lord of the Rings”ten “The Hobbit”e, “Edge of Tomorrow”dan “District 9″a kadar pek çok filmin efektlerini yapan Yeni Zelandalı şirket Weta Workshop tarafından yapılmıştır. Wei-Chen Chin’in toplam maliyeti 5.2 milyon dolar canavarı tasarlaması toplam bir buçuk yıl sürer. Chin 1500 çeşit canavar tasarlar. Ekip sonunda 1980’lerde Han Nehrinde bulunan ve kıvrımlı bir kılçığı olan balıktan esinlenerek yaratılan modeli seçer. Canavarı, daha önce “Sin City”, “Hellboy” gibi filmlerin de bilgisayar efektlerini yapan Amerikalı The Orphanage isimli şirket hayata geçirir.

Benzer Yazılar

Yorumlar