Kitabı Okumuş Birinin Gözünden: Bayan Peregrine’in Tuhaf Çocukları

Spoiler Veriyorum: Fotoğraflar Gerçek!

Evet, romanda kullanan fotoğrafların hepsi bulunmuş, gerçek resimler. Bunlar, Riggs’in Quirk Books’taki editörünün ilgisini çekiyor ve “Niye bu fotoğrafları romanlaştırmıyorsun?” diyor. Normalde Riggs’in asıl amacı, bunları bir kitap halinde basmakmış. Ama yurtdışındaki yayınevleri bu tip ilginç konulara atlıyor. Onlardaki editörlük anlayışı çok daha gelişmiş olduğu için, her şeyi yazardan beklemek yerine “Bak bu konu ilginç, sen yaz, biz satar hale getiririz,” diyorlar genelde.

Ama mesele şu: Riggs editörünün sözünü dinlemiş dinlemesine, ama bunları nasıl bir hikaye halinde kurgulamış? Demin ortaya karışık dedim ya? Öncelikle, birbirlerine çok bağlı bir büyükbabayla torun yaratmış, yani Abe ve Jacob.

Abe, ergenliğinde 2. Dünya Savaşı’nı görmüş bir adam. Torununa bu siyah beyaz çocuk resimlerini göstererek, o dönemde onların yaşadığı yetimhaneyi anlatıyor. Bu çocukların hepsinin sıradışı yetenekleri var, “tuhaf” şeyler yapabiliyorlar. Biri uçuyor, biri ateşi kontrol edebiliyor, diğeri bitki büyütebiliyor… Ne düşündüğünüzü biliyorum, Goodreads ve diğer sitelerde gördüğüm kadarıyla hiç de yalnız değilsiniz, aklınıza X-Men geldi, değil mi? Ancak burada Profesör Xavier yok. Bayan Alma LeFay(*) Peregrine var. Bayan Peregrine kuşa dönüşebiliyor ve bu çocukları koruma yükümlülüğünü üstlenmiş. Çünkü, bu çocukların peşinde canavarlar var.

Not: LeFay(*) Peri, perilerden gelen anlamına gelir. Kral Arthur efsanelerinde, kızkardeşi Morgaine, ya da Morgana’nın da soyadı olarak kullanılır. Ona “Perilerin Morgaine’i” olarak hitap ederler.

Diğer Not : Hemen söyleyeyim ki, “özel yetenekli olanların eğitildiği okul”  olan her konseptin X-Men’le özdeşleştirilmesi bence doğru değil. Aslında, doğasında kendi gibi olanları arayıp gruplaşmak olan her insanın kendini ifade ettiği çok eski ve doğal bir kurgu yolu bu.   

Derken, kitap basılıyor ve Tim Burton “Aman ne ilginç! Ben bunun filmini çekeyim…” diyor. Riggs’in şansına bakar mısınız? Hem de daha ilk romanda…

Zavallı Jacob, uzun bir süre bu hikayelere inandığı için arkadaşlarının alaylarını çekerek büyüyor. Bir noktadan sonra, pozitif bilim galip geliyor ve Jacob, büyükbabasına tavır koyuyor. Anne ve babası da onu destekliyorlar ve hem kitap, hem film bu noktada en belirgin Nazi göndermesini yapıyor: “Büyükbaban canavarlar gördü, evet… ama sandığı gibi değil.” Eh, o dönemde canavarların kovaladığı “özel çocukların” kimler olduğunu hepimiz tahmin edebiliriz. Ama film de, roman da burada duruyor: Soykırım, kurguya daha fazla yansımıyor. Aksine, sıradan bir hayat yaşayan, yüzeysel bir aileye sahip ergen Jacob’u görüyoruz.

Jacob’un son derece yalnız ve sıradan hayatı, büyükbabasının onu arayarak “Yaratıklar buradalar!” demesiyle bölünüyor. Bir arkadaşıyla eve gittiğinde büyükbabasının cesedini bulan Jacob bununla kalmıyor, onu öldüren şeyi de görüyor.

Sonrası, zavallı çocuk için aylarca süren terapi ve “Hayal gördün,” telkinlerinden sonra, Dr. Golan adlı terapist (kitapta erkek, filmde kadın) “Siz iyisi mi bu çocuğu fotoğrafların çekildiği söylenen adaya götürün de yüzleşsin, kafasında bu olay kapansın,” diyor. Böylece, baba oğul Galler’deki bu adaya doğru yola çıkıyorlar.

Evet, 2. Dünya Savaşı ve  korkunç fotoğrafların üzerine, bir de kıyısında savaştan kalma batık gemi olan Cairnholm, yani Galler adası çıkıyor karşımıza. Bilmeyenler için, Galler’in peri efsaneleri çok ünlüdür. Yani normal bir yazar bu kadar konu çeşitliliğinin ortasında telaştan, bir geek okur ise sevinçten düşüp bayılabilir. Ancak, kitabın bu konuların her birine şöyle bir yüzeysel dokunup geçmesi, bazı okurları rahatsız etmiş. Film ise bu zayıflığı görsellik ve anlatımla kapamaya çalışmış, bence başarmış da.

Şimdi burada kitapla filmi karşılaştırabilmek için, hafif bir miktar SPOILER vermek zorundayım. Riggs’in yarattığı gerçeklik hakkında da bazı şeyler söylemek istiyorum. Arkadaşlar, bu konuda aşırı hassassanız devamını okumak için önce lütfen filme gidin! Okursanız da küfretmeyin, günah benden gitti.

Yorumlar