Kung Fury: Kickstarter Destekli, İliklerinize Kadar 80’ler

Dikkatli okurlarımız hatırlayacaktır. Bir grup deli, sadece insan aktörlerin gerçek olacağı, kalan her şeyin bilgisayar grafiği ile halledileceği bir 80’ler sinema parodisi yapmak için Kickstarter açmıştı. Çektikleri trailer resmen 3 dakikalık ham AWESUM!! olduğu için gerekenden fazla para toplamışlardı. Aylar sonra sözlerinde durdular ve 30 dakikalık kısa filmi Youtube’a yüklediler. Hakikaten ideal bir parodi ve yapıbozum olmuş.

Amerikan popüler kültüründe her on yılın imgesi, belli başlı öğelerin birbirine harmanlanması ile elde edilir. Sanki o on yılda sadece bu belli başlı öğeler varmış ve bu olgular her yerde homojen yaşanırmış gibi aksettirilir. KUNG-FURY, 80’ler imgesini damıtıp yoğunlaştırarak hem görsel şölen, hem de bu şuursuzluğun parodisini sunuyor.

Misal 80’lerde Amerikada finans temelli (yani temelsiz) ekonomik patlamanın yan etkisi olarak kokain tüketimi tavan yaptı. Bu kokainin ülkeye giriş yaptığı Miami sahilleri ise çetelerin el değiştiren para miktarı ile doğru oranlı artan şiddetine tanık oldu. Baya milletin birbirini uzun namlulu silahlarla taradığı, düzenli olarak bar / pavyon kurşunlandığı bir zamandı. Sansasyon medyası ve sansasyon siyasetciliği yüzünden göbeğini kaşıyan adam ve ailesi, günlük hayatlarında çok muhatap olmadıkları halde bu şiddet ortamını simülasyon vasıtasıyla yaşadılar.

Bir torba toz, bir otoboz

“Bir torba toz, bir otoboz”

Aynı zamanda 80’ler bilgisayarın orta direk ailelere nüfuz ettiği ilk dönemdi. O zamana kadar bilgisayarla haşır neşir olan insanlar üniversitede belli başlı bölümlerde okuyan, bilgisayar hakkında teknik bilgi ile donatılmış araştırmacılar ve öğrencilerdi. Edebiyat duygusal bir olaydır, bilgisayarı bozunca kendisi tamir etmek zorunda kalan adam bilgisayar hakkında roman değil kullanım kılavuzu yazar. Bilgisayarın ergenlerin ve sokaktaki adamın eline geçmesi bilgisayarın ilk defa “büyü ile çalışan gizemli kutu” bakış açısı ile ele alınmasına sebep oldu. Bilgisayarların edebiyata (roman dizi film vs.) saçma sapan şekillerde konu olması, bu dönemdeki ergen ve gençlerin bilgisayarla bir anda genişleyen ufuklarının sonucudur.

Yine 80’ler Amerika’da Asya kökenli dövüş sporlarının yaygınlaşmasına tanıklık etmiştir. 60-70’li yıllarda Bruce Lee ve yancıları aracılığıyla popülerleşen asyatik dövüş sanatlarına olan talep artmış, bu kültür Amerikan kültürüne çok ideal bir biçimde olmasa da kalıcı olarak entegre edilmiştir. Malum Amerikan kültürü sığdır ve özümsediği olguları sığ doğası gereği kitschleştirir. Bu sebeple 80’lerde çekilen aksiyon filmleri ninjalarla doludur. İki dayının birbirini şekil şekil hareketlerle dövmesi yetmez. İlle de o parodi ninja kılığı şarttır.

NİNCALAR!

NİNCALAR!

Bunları Kung-Fury’de yakalamak için çok dikkatli bakmaya da gerek yok! Kung-Fury tam bir aşk mektubu! Bütün bu duyguları insanın yüzüne yüzüne ergence bir şevkle tokatlıyor. Gereksizce abartı şiddet, yokluk zamanı bilgisayar grafikleri, VHS kalitesinde görüntü, ve kavga sahnesinde arkada durup mal mal bakan figüranlar, hepsi KUNG-FURYde. Hatta oyuncak satmak için üretilmiş kolpa çizgi film tadında segmenti bile var.

Buyrun izleyin:

Şimdi yine dikkatli okurlarımız farkedecektir ki; film adeta şaka komiklik gönderme ve saçmalık dolu. Sizi bunları yorum bölümünde kataloglamaya davet ediyorum.

İlk referansı da ben vereyim. Hitler zaman yolculuğundan, bir arka sokaktaki yıldırımlı elektrikli uzay zaman bükülmesinden çıkan Terminator gibi çıkıyor.

Yorumlar