Mad Max: Dünyanın Kara Yakıtla Döndüğü Zamanlar!

Mad Max: Fury Road

E bunu da ben anlatmayayım değil mi? Zira bir çoğunuz, gördüğünüz, duydunuz, izlediniz. İzlemediyseniz hiç geç değil, fakat benim tavsiyem. Henüz izlemeye fırsat bulamadıysanız, yukarıda bahsettiğim Mad Max filmlerini tekrar izleyerek, o şekilde izlemeniz. İçine girilip kaybolunacak, tamamen umutsuz olsa da, içinde yaşamak istediğiniz bir dünya haline gelecek o çöller…

Fury Road ile ilgili daha ayrıntılı bir yazı okumak isterseniz. Hali hazırda, sevgili yazarımız Fatih Yürür, filmin gelişi ile birlikte kahramangiller.com’a oldukça esaslı bir yazı hazırlamıştı. Aşağıdaki linke tıklayarak ulaşabilirsiniz.

Mad Max: Fury Road – “Kahraman”a Veda, Yeni Nesil Aksiyona Merhaba!

maxRock

Son Olarak

Eğer kıyamet sonrası türde romanlara ya da filmlere meraklıysanız, George Miller’ın yarattığı bu dünyayı es geçmek söz konusu bile değil. İlk filminden, günümüze kadar çekilmiş tüm Mad Max filmleri, bitmek tükenmek bilmeyen kovalamacaları ya da çatışmalarının dışında, sıradan bir aksiyon filminden çok daha fazlası. Bir hayatta kalma mücadelesi, sıradan bir adamın çevresi ile birlikte şekillenen yaşam öyküsü diyebilirim.

Bu arada, yukarıda eklemeye fırsat bulamadığım bazı Mad Max gerçekleri de mevcut elbette. George Miller nasıl oldu da, bu şekilde bir film çekmeyi düşündü gibi soruların ve daha fazlasının cevabı diyelim bunlara:

  • Öncelikle, George Miller’ın bir doktor olduğunu belirtmekte fayda var. Sydney hastanesinde doktor olarak görev yaparken, yaşanan trafik kazalarının kurbanlarını gördükçe olayların etkisinde kalarak, Mad Max dünyasını buna göre şekillendirmiş, hatta bir terim olarak; Mad Max dünyasında “Meat Truck” yani et arabası olarak adlandırılan araçlar, aslında ambulanslar.
  • Bunun yanı sıra, neden Maximillian Rockatansky? George Miller’ın, Max’in soyadını bohem patolog Baron Carl von Rokitanski’den esinlenerek koyduğu düşünülüyor.

maxrocks

  • Bir başka olay ise, ilk filmin cast kısmına bakıldığında, Mel Gibson dışında göze batan pek fazla isim olmaması. Film Mel Gibson’ın bile yıldızının henüz parladığı taze bir yapım olarak, pek fazla ünlü oyuncuyu içinde barındırmasa da, oyuncuların bir kısmı -özellikle motosiklet çetesi üyeleri – oldukça başarılı bir oyunculuk sergiliyorlardı. Bunun sebebi de, Max’in düşmanlarının gerçekten de, Avustralyalı motosiklet çetesi üyeleri olmalarıydı. Miller film çekimlerinin polisler tarafından durdurulacağından çekinmiş. Pek fazla sorun olmaksızın, bir kaç problem dışında bu durum da atlatılmış.
  • Dublör ve Patlama ekibinin yaptığı çılgınlık ise dillere destan. Zira, bir rivayete göre, ekip Gece Sürücüsünün aracına bir askeri roket yerleştirdikleri ve aracın patlama sahnesinin yarım mil öteden gerçekleştirildiği. Araç havada 180 derece dönerek, 250 km hızla uçarak patladığı… Pes.

Bu ve buna benzer bir çok bilinmeyen Mad Max set arkası durumu söz konusu. Yine de, bu yazıda bu kadar çılgınlık yeter diye düşünüyorum. Set arkasında olanlardan ziyade, setin içerisinde ve kameranın da ötesinde bambaşka bir diyara yolculuk etmek isterseniz. Mad Max serisini son filmi ile birlikte, hiç bekletmeden arka arkaya izlemeniz.

Kim bilir, yarın bir gün insanoğlu olarak dünyaya kıyameti getirirsek, belki Max’ten öğreneceğimiz bir kaç numara vardır.

Yorumlar