Enerji krizinin ortaya çıkmasıyla birlikte, dünyada yaşam zor bir hale gelmiştir. Şehir karartmaları, yiyecek sıkıntısı hayatın bir parçası haline gelmişken, uluslararası Lunar Industries Ltd. şirketi alternatif bir enerji kaynağı bulur. Güneşten yayılan ve aydaki kayalıklarda depolanan Helyum-3 maddesini makinelerle hasat eden şirket, enerji sorununu çözmüş, dünyanın en büyük enerji tedarikçisi haline gelmiştir. Bu işlem için aya kurulan istasyonda üç yıllık kontratla tek başına çalışan Sam Bell bu süre boyunca, hasat edilen Helyum-3’ü toplamakla ve dünyaya göndermekle görevlidir. İki hafta içerisinde görevi tamamlanacak olan Sam, çok özlediği karısına ve çocuğuna kavuşma umuduyla gün saymaktadır.

Telsizdeki arıza nedeniyle dünyayla canlı bağlantı kuramayan Sam’in ay yüzeyindeki tek yoldaşı GERTY adlı bir yapay zeka robotudur. Tesisin otomasyonundan, Sam’in saçını kesmeye kadar pek çok işlevi olan GERTY, bu uzun ve zorlu görevi Sam için biraz olsun tahammül edilebilir kılmaktadır. GERTY’nin yardımlarına rağmen, son iki haftasında Sam bazı tuhaf olaylarla karşılaşır. Bu tuhaflıkların istasyonda geçirdiği uzun zamanın psikolojik etkileri olduğunu düşünür. Ancak olaylar geliştikçe durumun hiç de düşündüğü gibi olmadığını farkedecektir.

“Moon”, dingin ve etkili atmosferiyle; “Silent Running”, “Blade Runner”, “Solaris” ve benzeri klasiklerin yaptığı gibi, bilimkurgunun yalnızca insan doğasını anlatmak için kullanılan bir araç olduğunu hatırlatıyor bize. Senaryosunun yanı sıra çekim teknikleriyle de retro tarzını yansıtan filmde, dış mekan çekimlerinde bilgisayar efekti yerine maketler kullanılmış. 5 milyon dolar bütçeyle çekilen film, dekoru, kostümleri, renkleri ile minimalizmden ödün vermeden izleyicinin hikaye ve karakter üzerine yoğunlaşmasını sağlıyor.

Sam’in aydaki hayatı, günümüz modern insanının metropollerdeki hayatından neredeyse farksız. Spor salonunda egzersiz yapıyor, mikrodalgada ısıtılmış hazır yemekler yiyor, futbol maçı izliyor, iletişim ihtiyacını küçük ekranlara bakarak gideriyor. Mevcut sistem tarafından dayatılmış aktivitelerle vakit geçiriyor. Bu bakımdan filmi izlerken Sam’e üzülmek yerine kendi halimizi sorgulamak daha yerinde olacaktır.

“Confessions of a Dangerous Mind”, “The Hitchhiker’s Guide to the Galaxy”, “The Green Mile” filmlerinden tanıdığımız Sam Rockwell’in abartısız ve güçlü oyunculuğu ile GERTY’e “hayat” veren üstad Kevin Spacey’nin bizi aynı anda hem sakinleştiren hem de tedirgin eden sesi bir araya geldiğinde, ortaya tiyatro oyununu andıran güçlü ve büyüleyici bir film çıkıyor.

Filmin müziklerini ise, başta “Requiem for a Dream”, “Stoker”, “Black Swan” olmak üzere pek çok filmin müziklerine de imza atmış olan Clint Mansell yapmış. Mansell’in sersemletici besteleri, filmde yaratılan izole atmosferi iliklerimize kadar hissettirmeyi başarıyor.

Duncan Jones’un ilk uzun metraj filmi olan “Moon”, İngiliz Bağımsız Film Festivali’nde “En İyi İngiliz Bağımsız Film” ödülünü alırken, yönetmen Duncan Jones’a da BAFTA ödülünü kazandırmıştır. Duncan Jones’un “Moon”daki başarısını acemi şansı olarak değerlendirenlere yönetmenin ikinci filmi “Source Code”u izlemelerini tavsiye ederim. Jones’un üçüncü filmi ise uzun zamandır beklenen “World of Warcraft” oyunundan sinemaya uyarlanacak 2016 tarihli “Warcraft” olacak.

Filmden Anekdotlar

• Kevin Spacey, repliklerini yarım günde okumuş. Duncan Jones, Kevin Spacey’ye eğer o istemezse, Christopher Walken’a teklif götüreceklerini söylediğinde, Spacey filmdeki bazı replikleri Walken’ı taklit ederek okumuş. Amacı ise Jones’a Walken’ın ne kadar kötü bir fikir olduğunu göstermekmiş.
• Film, Sam Rockwell için yazılmış. Aslında Duncan Jones Sam Rockwell’i başka bir filmde oynatmak istemiş ancak oynayacağı rol konusunda Rockwell’le bir türlü fikir birliğine varamayınca bu filmi yapmış.
• “Moon”un çekimleri 33 günde tamamlanmış.
• Film, Stanley Kubrick’in “2001: A Space Oddyssey” isimli filmine pek çok gönderme yapmakta. GERTY’nin görünüşü ve sesinin, HAL 9000’e benzemesi (anti-HAL demek daha doğru olur), uzaydaki sahnelerin klasik müzik eşliğinde gösterilmesi bunlardan birkaçı.
• Yönetmen Duncan Jones, David Bowie’nin oğlu.
• Filmin yapımcıları arasında Sting’in karısı Trudie Styler da bulunmakta.
• “Moon”, NASA’nın Houston Uzay Merkezi’ndeki bir profesörün isteği üzerine derste gösterilmiş. Duncan Jones’un dediğine göre aydaki helyum-3 hasatı NASA’daki insanların üzerinde çalıştığı bir konuymuş.