mother! – Bir İncil Alegorisi

Metaforik Anlatımlarla Bir “İncil” Alegorisi

Filmimiz kim olduğu belli olmayan yanmış bir kadın ve onun bulunduğu mekanın bir time lapse ile geriye doğru akmasıyla başlıyor. Filmin gidişatından da anlaşılacağı üzere Aranofski, eski ahitten İncil’e geçişi bu sahneyle tasvir etmiş. Söz konusu kutsal kitabın “Yaratılış” bölümündeki olayları metaforik anlatım ve sembolik kullanımlarla izleyiciye aktarmaya başlamış. Filmin ilk dakikalarının benim için inanılmaz merak uyandırıcı ve gizemli başladığını itiraf etmeliyim. Şahsen jump scare manyağı olduğum korku filmlerinden çok bana nefes almayı unutturacak kadar gerginliği veren gerilim filmlerini tercih eden bir insanımdır. Bundan dolayı “Lights Out” yada “Don’t Breath” filmlerini “The Conjuring”den daha çok severim. Aranofski’nin Mother!’ı da bu minvalde gerilim dozu yüksek ve bir nevi David Lynch-vari bir anlatımla filmi ele alacağını düşünmüştüm. Ama bahsettiğim dakikalardan sonrasında filmde gerçekleşen ve gerçekleşecek bir çok şeyi önceden tahmin ettiğimden dolayı artık yalnızca sinematografiye odaklanmış olarak buldum kendimi.

İsimsiz Karakterler

Yukarıda bahsettiğim “tahmin edilebilirliğin” sebebi karakterler. Filmde karakterlerin isimleri yok. En güzel örneklerini tiyatro alanında Samuel Beckett’in verdiği bu yöntem, aslında seyirciye inanılmaz hayal gücü kazandıran bir metottur. Örnek verecek olursam, ilgili yazarın “Oyun” adlı kısa oyununda sadece “Kadın 1”, “Kadın 2” ve “Adam” adlı karakterleri vardır ve siz isterseniz bu karakterleri İngiliz Kraliyet ailesinde bir iç çekişmenin ortasında kalan iki prenses ve bir kral olarak yorumlayabilirsiniz. Hatta bu karakterleri isterseniz Osmanlı’da taht kavgasına tutuşmuş padişahları yanlarına çekmeye çalışan üç vezire de verebilirsiniz. Bu metodun büyüsü işte budur. Mother!’da ise bu metot çok yanlış kullanılmış.

Eve misafir gelen Ed Harris’in karakteri “Adam”ın rahatsızlanıp (ki yönetmen burada aslında Tanrı’nın insanı en başından kusurlu yarattığını göstermiş) lavaboya kaburgasını bırakmasıyla zaten ilk insan olan “Adem” ismini kafanızda karaktere vermiş oluyorsunuz. İlerde eğer bir tiyatro yönetirsem, oyuncularıma bu metodun yanlış kullanımına en bariz örnek olarak Mother!’daki Ed Harris’i göstereceğim bu kesin.

Tahmin edilebilir Senaryo

Yukarıdaki durumu pekiştiren bir diğer sahne ise kaburga olayının olmasından hemen sonraki sabah “Adam’ın Karısı”nın çıkagelmesi oldu. Yani filmimize “Havva” katıldı. İlerleyen dakikalardaki olay örgüsü artık netti. İncil’de meraklı bir kişilik olarak tasvir edilen Havva’nın Tanrı’nın kutsal saydığı ve girmeyi yasakladığı odasına girmesi gerçekleşti. Akabinde odadaki kristali (cennetin elmasını) merak edip kıran Adem ile Havva’nın seks yapacağını, oğulları Habil ve Kabil’in eve geleceğini ve Kabil’in Habil’i öldürdükten sonra ortadan kaybolacağını ve bu olaydan sonra Kabil’in varlığının ev (dünya) üzerinde sürekli hissedileceğini anlamıştım. Filmin bundan sonrası biraz daha ilgi çekici sinematografiye sahip, açık konuşayım. Özellikle apokaliptik dünya savaşları tarihi tasviri mükemmel derecede iyi olmuş. Bu dakikalar bir “Aranofski filmi” izlediğimi hatırlattı bana. Filmde bahsi geçen diğer İncil göndermelerini de aşağıya bırakıyorum.

– Çocuğum olmadan ASLA!
Hz. Meryem (aka Mother Nature)

İncil Anekdotları

  • Eski Ahit’te tasvir olunan Tanrı modeli daha çok intikam güden bir yapıdayken Yeni Ahit’teki tasvir daha çok affedici özelliktedir. Filmde Javier Bardem’in karakterinin misafirperverliği ve kendisine tapınanların hatalarını affedici özellikte olması da filmin açılış sekansının Eski Ahit’teki anneyi temsil ettiğini kanıtlar nitelikte.
  • Adem ve Havva’nın yediği yasak meyvenin bir elma olmadığı, limon tarzı bir çeşit turunçgil olduğu da bazı kaynaklarda geçmektedir. Filmde Havva’nın limonata ve mutfaktaki limonlara olan bağımlılığı da bu kısma bir gönderme teşkil ediyor.
  • Bebek İsa’nın misafirler tarafından yenmesi ise direkt Pazar günleri yapılan Baptist ayini ekmek ve şaraba bir gönderme. Şarap ve Ekmek bildiğiniz üzere İsa’nın çarmıha gerildiği gün çektiği acılara istinaden Baptist kiliselerde dağıtılır. Fakat bazı kiliselere göre Hz. İsa’nın o gün etinin yenildiğinin ve kanının içildiğinin rivayet edildiği söylenir. Film de bu konuya bir gönderme yapıyor.
  • Filmde Tanrı’ya hizmet edenler arasında iki karakter aslında önemli referanslardan. Bunlardan birisi Editör bir diğer de Yayınevi sahibi. Kıyamet-vari sekanslar başlamadan önce Mother!’a methiyeler dizen yayınevi sahibi İncil’in dağıtımında ve insanlara aktarılmasında en büyük paya sahip kişilik. Editör ise bir kaç konuda kitabın eksiğini düzelten kişi. Kıyamet-vari sekansta bu iki karakterden yayınevi sahibinin insanları öldürdüğünü görüyoruz editörün ise daha sonraki sahnelerde evin içinde bir topluluk yönettiğini ve Tanrı’nın sözlerini ezbere bildiğini görüyoruz. Yayınevi sahibinin İncil’deki karşılığı Şeytan, Editörün ise Mikail. Bildiğiniz gibi İncil’deki en büyük kıyamet kopmadan önce Mikail ile Şeytan birbirleriyle kavga edecekler. İlgili sahnede de bir tartışma söz konusu.
  • Editör’ün yönettiği gruptakilerin alnında bir Ash Wednesday adlı bir inanırın simgesi olduğu görünüyor. Detaylı bilgi için Wikipedia sayfası verirdim, ama malum durumu biliyorsunuz.
  • Jennifer Lawrence’ın sürekli yalın ayak ve sütyensiz dolaşması da aslında tabiat ananın doğallığı sevmesinden geliyor. Dünyanın merkezini bodrum katta hissetmesi ve fırın metaforuyla küresel ısınma göndermesi inanılmaz akılcı seçimler.

Eski Ahit Anekdotları

  • Filmin içerisinde Musa döneminin anlatıldığı Eski Ahit’ten alıntılanan salgınlar da küçük referanslarla bulunuyor.
    • Kan Salgını: Oturma odasında hiç eksilmeyen kan lekesi ve bodrumdaki lambadan ortaya çıkan kanlar
    • Kurbağa Salgını: Fırının yanındaki duvardan çıkan kurbağa
    • Arı ve Böcek Salgını: Mutfakta ölen arı
    • Vahşi Hayvan Salgını: İnsanların bir anda evin içine doluşup birbirleriyle oynaşmaları
    • Karanlık Salgını: Mother!’ın lamba patladıktan sonra kaldığı karanlık an
    • İlk Doğan Çocuğun Ölümü: Bebek İsa’nın ölümü (Eski ahitte bu ölen firavun’un ilk çocuğudur)

Kişisel fikrim oldukça karmaşık görünen kurgusunun aslında çok basit ve kolay senaryo hamleleri ve tembel yazarlık kusurları nedeniyle ortalama bir film ortaya çıktığıdır. Ama dediğim gibi bu filmi çok seven de var çok yeren de. Onun için izleyenleri yorumlara bekliyorum. İyi seyirler bir sonraki incelemede görüşmek dileğiyle.

Yorumlar