Nerve- Bu Oyunda Seyirci Misin, Oyuncu Mu, Yoksa…

Filmin konusuna baktığımızda bunun sosyal medyayı ve İnternet’i kötü gösteren bir taşlama gibi görünmesini düşünmek son derece doğal iken yönetmenler film üzerinden İnternet ve sosyal medyada net bir siyah – beyaz ayrımı olamayacağını, oyunu para yada şöhret için oynayanları gösterdiği gibi sadece kendi içindeki barikatları yıkıp özgür olabilmek için oynayan Vee yada geçmişte yaptığı hatalardan ötürü bunu bir tür kefalet olarak yapan Ian gibi karakterler üzerinden bir denge faktörü de oluşturuyor. Filmin atmosferi 18+ bir film olmaya son derece açıkken yönetmenler filmi 13 yaş sınırı ile adapte etmeyi, böylece filmden daha geniş bir kitlenin mesajlar çıkartabilmesini hedeflemişler. Filmi izlerken filmin bir noktada Saw türevi istismar filmlerine döneceğini düşünüp oldukça gerildim fakat bu karanlık süreç fazla sürmedi ve film bir ölçüde didaktik de olsa yapıcı bir noktada tamamladı hikayesini. Zaten filmin yönetmenleri de “böyle bir konsepti bir istismar sineması formatında sunmanın sadece kolaya kaçılmış bir hile olacağını, bunu en baştan yapmak istemediklerini” söylüyor ki filmin 3/4’lük ilk kısmına oranla 1/4’lük son kısmının daha hafif oluşu başka bir sebebe dayandırmak pek olası değil.

10 milyon $’lık gayet ucuz denebilecek bir bütçeyle hazırlanan, Juliette Lewis dışında tamamen genç oyuncuların performansları üzerine kurulan, karakter kadrosu ve hikayesinin geçtiği süre gayet sınırlı olmasından hareketle format olarak buna uygun hale getirilen film The Warriors  gibi bir gecede başlayıp biten filmlerin atmosferini uzaktan da olsa anımsatıyor. Hem negatif hem pozitif eleştiriler alan film Temmuz’un son haftasında vizyona girip 50 milyon $’a yakın bir hasılat toplayarak nispeten ticari olarak da başarılı bir film olduğunu gösterdi.

nerve-5

Filmin ana sıkıntısı, akıcı ilerleyen bir gençlik filmi ve gerilimden son çeyrekte topal ilerleyen didaktik bir sosyal sorumluluk metnine dönüşmüş olması. Yapay Zeka üzerine dayandırılmış bir ana fikri olsa da buna sadece teğet geçiyor, aslına bakarsanız filmin bu temayı işleyip işlemediği bile muallak. Filmin ne bir kötü adamı, ne -en azından Vee’nin gecesi boyunca- izleyiciyi sarsıp tokatlayacak türden trajedileri var, ne de film bittiğinde kafanızda filmi canlı tutacak bir devamlılığı… Bu da filmi tek başınıza yada bir arkadaşınızla izleyip eğlenmenize elbette engel olmayacaktır ama bu, filmin -her ne kadar bu metodu şimdiye dek asla onaylamamış olsam da- bir istismar filmi formatında işlenmiş olsa nasıl bir noktada yolculuğunu tamamlayıp geride nasıl anılacağını merak etmeme engel olamıyor. Kısacası gerilmek değil de stres atıp çıkacağınız, hafif bir konu ile yola çıkıp geneli kolay izlenen bir formatta olmasına karşın sosyal bazı meseleleri de olan bir film izliyorsanız filme şans vermenizi tavsiye edebilirim. Ama yine de bu, filmin büyük ölçüde ev sineması yada TV için hazırlanmış bir iş gibi duran bir yapıya sahip olduğu gözünüzden kaçmayacaktır. Bu oyunda Oyuncu mu, Seyirci mi, yoksa Mahkum mu olduğunuza ise siz karar vereceksiniz.

Yorumlar