Richard Linklater: Felsefe Kamerada Nasıl Görünür?

4- The Newton Boys (1998)

Linklater yine kendisinin favori oyuncuları olan Ethan Hawke ve Matthew McConaughey ile çalışıyor bu filmde. Şu sıralarda Daredevil’daki oyunculuğuyla ağızları açık bıraktıran Vincent D’Onofrio’yu da izleme şansını yakalıyoruz. Bu kez 1920’lere gidiyor ve ülkenin en başarılı soyguncularının hikayesine konuk oluyoruz. Willis, Dock, Jess ve Joe Newton yine Linklater’ın favori mekanı olan Texas’ta 87 banka ve 6 tren soymakla suçlanan kardeşlerdir. Suçlu olabilirler ama hiçbir zaman kimseyi de öldürmemişlerdir.

newton-boys

Richard Linklater, diğer filmlerine baktığımızda The Newton Boys ile biraz gerilemiştir eleştirmenlere göre. Ama bu dönemde hala daha kendi tarzını koruduğunu ve farklılık arayışlarını sağlamlaştırdığını söyleyebiliriz.

5- Waking Life (2001)

Sırada meşhur filmimiz Waking Life’ı anlamak var. Waking Life, “buralar eskiden hep tarlaydı” lafının sinemaya uyarlanmış hali bana göre. 2001 yılında film eleştirmenler tarafından tam not alıyor ama izleyici pek filmi anlamlandıramıyor ve yıllar sonra film değerlenip bir kült niteliğine sahip olduğu anlaşılıyor. Yine tam olarak bir başı ve sonu olmayan Waking Life, size bolca beyin jimnastiği yaptırıyor. Dediğim gibi, gerçekten oyuncularla çekilip sonradan animasyonlaştırılan film sizi ideolojilerden, siyasete, hayatın her bir köşesine götürerek, bir anda fazla fikir yüklemesi yaparak beyninizin patlama noktasına gelmesine neden olabilir. Bu yüzden tıpkı yemekten önce alınması gereken bir ilaçmışçasına Waking Life’ı da boş zihinle izleyiniz. Ama tüm bu söylediklerimi, film çok ağır ya da sıkıcı olarak algılamayınız; çünkü kesinlikle değil ve çok da akıcı.

waking-life

Ayrıca bu filmde Before serisinden Jesse ve Celine’in bir sohbetine kulak misafiri olacaksınız. Ama karakterlerin yer aldığı sahne kesinlikle Before Sunrise’ın devamı olarak algılanmamalıdır. Çünkü o filmden sonra dediğim gibi, Jesse ve Celine 10 yıl kadar hiç görüşememişlerdir.

6- Tape (2001)

İlk önce şunu söylemek istiyorum ki, Tape size görünüşçü olmamayı öğretebilecek seviyede bir film. Filmde Jon (Ethan Hawke) ve Vince (Robert Sean Leonard) iki yakın lise arkadaşlarıdır ve yıllar sonra Jon, kaldığı otel odasına görüşmek üzere Vince’i çağırır. Jon, sabah dişlerini bile birayla fırçalayan, uyuşturucu satıcısı bir tiptir. Vince ise onun tam tersi görünümünde son derece düzgün birisidir. Uzun uzun sohbetlerini dinleriz ve ardından Jon ağzındaki baklayı çıkarır. Vince’in yıllar önce bir arkadaşlarına tecavüz etmesi üzerine bunu kasete almak ve tecavüze uğrayan Amy (Uma Thurman) ile yüzleştirmek için Vince’i çağırmıştır.

tape

Filmde ciddi anlamda psikoloji ve felsefe dersleri verilir Jon, Vince ve Amy’nin sohbeti boyunca. Beş duyunuza güvenemeyeceğinizin farkına varabilirsiniz tabi böylece.

7- School of Rock (2003)

School of Rock ile birlikte Richard Linklater’ın hiç görünmeyen bir yüzüne tanık oluruz: Komedi ve müzikal. Ve bu konuda da anlaşılmaz bir şekilde başarılı ve asla tek yönlü bir yönetmen olmadığını kanıtlar.

 

school-of-rock-2

Dewey (Jack Black), kendini rock yıldızı olmaya adamış ama hiç kimseden bu konuda yüz bulamayan oldukça garip bir adamdır. Müzik grubundan atılmış ve beş parasız ortada kalmıştır. Bir yandan da yaklaşan bir müzik yarışması vardır. Tam ne yapacağını düşünürken “trinnkk!”, telefon çalar ve ev arkadaşına bir geçici öğretmenlik teklifi gelir. Dewey de bunu fırsat bilerek Ned’in yerine ilkokul çocuklarına öğretmenlik yapmaya başlar. Amacı başta sadece zaman geçirip para kazanmakken, çocuklardaki müzikal yeteneği görür ve onları çalıştırarak müzik yarışmasına sokar. Bu süreç sadece bir çalışma süreci değildir. Bayağı bayağı eğitim sistemine yapılan eleştirilerle bezenmiş bir süreçtir. Aileleri ve eğitimciler tarafından baskı altına alınıp içine kapatılan çocukların patlama sürecidir aynı zamanda. Dewey’in “The Man” hakkındaki konuşması da zaten durumu özetler niteliktedir. Zaman zaman Jack Black’in oyunculuğunu aşırıya kaçmış olarak bulsam da genel olarak fazlasıyla eğlenceli bir film sizi bekliyor.

Filmin geçtiğimiz yıllarda müzikal tiyatrosunun yapılmasının ardından, şimdi de dizileştiriliyor. Umarız filmi kadar iyi olur.

Yorumlar