Rosemary’s Baby – Şeytanı Anlatmadan Şeytandan Bahsetmek

Film Hakkında

Şüphe, tekinsizlik, Hristiyanlıkta yer alan dini motiflerin tersine çevrilmesi ve çaresizlik gibi her biri kendi başına ayrı ayrı başarılı korku filmlerinin teması olabilecek olguları içerisinde barındıran Rosemary’s Baby, özellikle dram noktasında da türün meraklılarını cezbedecek öğelere sahip.

2002 yılı yapımı Piyanist filminde de imzası olan Roman Polanski’nin yönetmenliğinden çıkan 1968 yılı yapımı “Rosemary’s Baby”, Ira Levin’in filmden hemen bir yıl önce yayınladığı aynı adlı çok satan romanından uyarlanmıştır. Başrollerinde Mia Farrow ve John Cassavetes’in yer aldığı film, görsel efektleri gözümüze sokmadan bizi korkutmayı başaran şeytan mitini farklı bir şekilde ele alır. Film, Ruth Gordon’a en iyi yardımcı kadın oyuncu dalında hem Oscar hem de Altın Küreyi kazandırmıştır. Bununla birlikte uluslararası onun üzerinde ödüle de sahiptir.

Rosemary

Hikaye Akışı

Daha ilk açılış sekansında duyduğumuz o ninni huzurlu gibi gözüken ancak garip bir şekilde bizi rahatsız eden tınısıyla olacaklar konusunda bizi uyarır gibidir. Filmin kısa mutlu anlarında aynı ezginin daha hızlı ve neşeli versiyonlarını da duyabiliriz. Ancak bu anlarda bile notalar arasında anlamlandıramadığımız bir şeyler bizi rahatsız etmeye devam eder. Muhtemelen yıllar boyunca unutmayacağınız, unuttuğunuzda bile daha sonra başka bir yerde duyduğunuzda hemen anımsayacağınız o rahatsız edici ninni, New York’un kasvetli gökdelenleri arasında dolaşırken bize eşlik eder. Bu gökdelenler, milyonlar arasında kaybolan yalnızlıkları ile hepimizin arasında ancak sırf bu sebeple gözden kaçan bir korku hikâyesi anlatılacağını işaret eder. Ve hırs, elbette gökdelenlerin zirvelerinin işaret ettiği olgudur. Tüm bunların yanında hırs, insanların içselleştirmediği ahlaki olguları çiğnemek için önündeki bahanelerden ibarettir. Ancak yapım bunu öyle ince bir işçilikle anlatır ki, filmi izleyen hemen hiç kimse empati yapmadan suçlama yapamayacaktır.

Tekinsiz Komşular (Bu rol Ruth Gordon’a Oscar ve Altın Küre’yi birlikte getirmiştir)

Hikâye tamamen Rosemary’nin bakış açısı ile ilerler. İzleyici de diğer karakterlerin düşünce ve davranışlarını ancak Rosemary’nin bildiği kadar öğrenebilir. Rosemary zaman geçtikçe etrafındaki yaşlı komşularının cadılık ve büyü ile uğraşması ile şüphelenir. Ancak her mantıklı açıklama geldiğinde de seyirci yine Rosemary ile birlikte içinde bulunduğu durumun hamilelik psikozundan başka bir şey olmadığına defalarca kanaat getirir. En son sekansa kadar bu git-gel ile boğuşur ve işin içinden çıkamaz.

Filmde esasen gökdelenlerin temsil ettiği hırsın mücadele ettiği olgu Rosemary’nin temsil ettiği dindar, saf ve temiz hayat biçimidir. Komşuları ve sosyal çevresi ile birlikte bu çemberin arasında kaldıkça inanç yavaş yavaş tükenir ve psikoz ihtimali yükselir. Doktorun odasında, telefon kulübesinde ve hatta çok güvendiği arkadaşlarına ağlarken bile atmosfere hâkim olan yegâne his kötülüğe karşı yeniliş ve bir o kadar kaçınılmaz olan kabullenme olgusudur.

Mitolojik Alt Metin

Filmin Hristiyan mitolojisine ağır göndermeleri mevcuttur ve bunu bilinçli bir şekilde hikâyeyi aynı yolu izleyerek işler. Hristiyan mitolojisinde Christ Mary’nin Hristiyan tanrısından olma oğludur. Şeytani ritüelleri aynı yolla izleyen senaryoya göre dünyaya bir anti-mesih getirmek isteyen satanist tarikat bunu iyilik timsali olan Rosemary ile Şeytan’ı birleştirerek gerçekleştirmek ister. Senaryo içerisinde de cadılık ile ilgili olan amalgam ciddi bir yer kaplar.

Anagram Sahnesi

Filmde cadılık ile ilgili geçen olgulardan özellikle anagramdır (bir sözcüğün veya sözcük grubunun harflerinin değişik düzenle başka bir sözcüğü veya sözcük grubunu oluşturmasıdır). İsimlerin ve diğer cümlelerin daha başka karanlık noktalara işaret ettiğini anagramlar vasıtasıyla çözeriz. Ancak elbette kendi başına bir anlam ifade etmeyen bu kelimeler bizim gerginliğimizi yükseltmekten başka bir işe yaramaz. Bir anagram olmasa da senaryo benzer bir kelime oyununu RoseMary – Mary ilişkisinde de kullanır.

Korkunun Kaynağı

Oyuncu seçimlerinin ne kadar yerinde olduğunu özellikle belirtmek gerekir. Hâlihazırda yardımcı kadın oyuncu rolüyle birden fazla üst düzey ödüle sahip Ruth Gordon’un yanı sıra başrol karakterini canlandıran Mia Farrow’da üst düzey performans sergilemektedir. Film çekildiği esnada henüz 23 yaşında olan Mia Farrow, zayıf, kısa saçlı ve masum duruşuyla rol için biçilmiş bir kaftandır.

Film tüm çabalarına rağmen çaresiz kalan bir kadını ancak yine de çaba sarf etmekten vazgeçmeyişi ile ekrana döker. İzleyici ise asıl korktuğumuz şeyin fantastik öğelerle bezeli o saf kötülükten ziyade tüm uğraşlarına rağmen mücadele etmekte güçsüz kaldığı insanlar olduğunu anlar. Tim o mistik kötülükler sanki insanların bize yaşattığı zorluklar karşısında hikâyenin sosu gibi gelir. Çünkü çaresizlik, derinde bir yerlerde hepimizin gerçek ve yaşamaya en muhtemel korkusudur.

Korku denilen olgunun insan zihnini kurcalayıp hayatta kalma içgüdüsüne göre hareket etmesi olduğunu düşünüyorsanız bu anlatım tarzı kesinlikle sizi etkileyecektir. Ancak korkudan anladığınız gelişmiş CGI efektleri ve ekrana birden giren envai çeşit garibenin anlık reflekslerinize oynaması ise aradığınız kesinlikle bu değil. Karşınızda duran kesinlikle “izle ve unut” bir korku değil. Karşınızdaki “izle ve rahatsız ol” bir eser.

Notlar

  • Film yayınlandıktan yalnızca bir yıl sonra yönetmen Roman Polanski’nin eşi ve aynı zamanda oyuncu olan (hatta filmde kısa bir rolde de gözükür) Sharon Tate, şeytani bir tarikatın lideri olan Charles Manson’un müridleri tarafından kendi evinde 8,5 aylık hamileyken bıçaklanarak öldürülmüştür. Muhtemelen gerilim filmleri tarihinin en korkutucu tesadüflerinden biri budur.
  • Geçtiğimiz günlerde 50. Yılına özel tanıtım filmi yayınlanan filmde Roman Polanski’ nin adının çıkarıldığını görmek mümkün. Yapımcı şirket olan Paramount Pictures’ın 1977 yılında pedofil bir saldırıdan suçlu bulunan Roman Polanski ile adının yan yana geçmesini istememesi anlaşılır bir durumdur.
Bu yazı, "Ünlü Yönetmenlerden Sinema Klasikleri" adlı yazı dizimizin bir parçasıdır.

Yorumlar