Solo: A Star Wars Story – Sonuçta Ne Oldu?
Eyvah!! Battı Star Wars; bitti her şey! Solo dünyanın en kötü filmi! Şimdi herkes kovulacak mı? Ya da belki de aslında The Last Jedi mı dünyanın en kötü filmiydi? Neler oluyor? Kimiz biz?
Paniğe gerek yok! Her zamanki gibi gerçek sayılarla ve verilerle konuşan leziz köşemiz geri dönüyor ve yerin dibine geçirilen Solo: A Star Wars Story isimli filmi spekülasyona mahal vermeden inceliyor. Gerçekten durum ne kadar kötü? Gerçekten film battı mı? Bu kadar konuşuldu üzerinde ama sonuçta ne oldu?
Garip Bir Star Wars Hikayesi
Yönetmen Ron Howard’ın Solo: A Star Wars Story isimli filmi Disney kontrolünde üretilmiş dördüncü, genel olarak da beyaz perdeye yansımış onuncu Star Wars filmi. 2012 yılında Walt Disney Studios tarafından yaklaşık 4 milyar dolara satın alınan Lucasfilm şirketinin tüm fikri ve gerçek mallarının yanında Star Wars da bir Disney ürünü olmuştu. 1971’de George Lucas tarafından kurulmuş olan şirketin en önemli iki markası, kuşkusuz Star Wars ve Indiana Jones idi.
Lucasfilm, 2012 yılında Disney bünyesine girdikten sonra yapılan değişikliklerden biri de şirketin ve dolayısı ile Star Wars’un başına, Jurassic Park’tan yapımcı olarak tanıdığımız Kathleen Kennedy’nin geçmesi oldu. Daha önce Steven Spielberg, John Milius, Martin Scorsese gibi pek çok ünlü yönetmenle çalışan Kennedy’nin bu göreve getirilmesi pek de sürpriz sayılmaz.
Amblin Entertainment’in da kurucularından olan Kennedy ilk icraat olarak Star Wars’ta temizlik çalışmasına başlamıştı. Hani bir ara Star Wars’un bütün yan külliyatının silindiği ilan edilmişti ya. İşte onu yapan bu hatun. Yanlış anlaşılmasın; ayakta alkışlamıştım kendisini o vakit.
İki Koldan Yıldız Savaşı
Disney’in Marvel’de elde ettiği sinematik evren başarısını daha önce Justice League ile ilgili yazımızda incelemiştik. Hatırlarsınız, Star Wars için de aynı modeli uygulamaya çalışan Kennedy, iki kollu bir yayın planı izlemeye karar vermişti. Bu plana göre kesinlikle yeni bir üçleme gerekiyordu. Ancak Lucasfilm döneminde Star Wars filmleri üç senede bir çıkıyordu. Disney’e her sene en az bir Star Wars filmi lazımdı. Kennedy’nin bunu sağlamak için yaptığı plan ise kâğıt üzerinde son derece mantıklıydı: Ana filmler üç sene yerine iki senede bir çıkacak, ana film çıkmayan senelerde ise hikayedeki merak edilen, eksik yerleri tamamlayan, tek bölümlük maceralar yayınlanacaktı. Bahsi geçen bu tek bölümlük antoloji filmlerine genel olarak “A Star Wars Story” etiketi vuruldu. Han Solo’nun gençliğini konu eden Solo, bu serinin ikinci filmi.
Kaç Para Lazım Yeğenim?
Daha önce de bu satırlardan defalarca ifade ettiğim gibi, bir filmin başarısı göreceli bir kavramdır. Amacın ne olduğuna bakar. Ancak temel amaçlardan birisi yatırımcılarına para kazandırmasıdır. İşte bu nedenle, bir filmin başarılı olması için doğal olarak maliyetinden daha fazla para kazanması gerekir. Öyleyse öncelikle bulmamız gereken rakam bu.
Solo, tıpkı Justice League gibi, prodüksiyonun ortasında yönetmen değiştiren, had safhada sorunlu bir proje oldu. Çekimlerine 21 Jump Street ve The Lego Movie gibi başarılı yapımlardan tanıdığımız Phil Lord ve Chris Miller ile başlanan filmin rejisör sandalyesi yarı yolda, tam olarak bilemediğimiz bir sebepten, Ron Howard’a bırakılıyor. Howard ise, doğal olarak, filmi kendine göre düzenleyip ek çekimler yapıyor. Eh, bunun da ek bir maliyeti olacak tabii.
Disney, Solo’nun bütçesi ile ilgili resmi bir açıklama yapmadı ve bu da iyiye işaret değil. Normal şartlar altında yapım şirketleri güvendikleri filmlerin bütçelerini abartır, güvenmedikleri filmlerin bütçelerini küçük göstermeye çalışır. Halka açık olan büyük şirketlerde bu sayede spekülasyon sonu hisse senedi fiyatlarının düşmesi önlenir. Solo hakkında resmi bir açıklama olmaması büyükçe bir maliyet rezaleti olduğunu gösteriyor.
Amerika’da set işçilerinin ücretleri sendikalar tarafından sıkı bir şekilde takip edilir. Bu şekilde elde edilen bilgilere göre yaklaşık 150 milyon dolarlık bir bütçeye sahip olması beklenen Solo’nun nihai maliyeti 250 milyon doları aşıyor. Ancak bu da iyimser bir tahmin. Zira Lord ve Miller’ın projeden kendi istekleri ile ayrılmadıklarını, tam tersine kovulduklarını biliyoruz. Kovulma durumunda sözleşmeye göre belirli bir tazminat ödemek gerekebiliyor. Miller ve Lord’un çekimlerinde pek de bir sorun olmamasına karşın Howard’ın pek çok sahneyi yeniden çektiğini de biliyoruz. Bu nedenle aslında yine iyimser olursak bütçeyi 300 milyon dolar civarına koymak daha gerçekçi olacaktır.
Reklamsız Star Wars Olmaz
Elbette ki bu paranın üzerine bir de reklam gideri eklemek lazım. Normal şartlarda Hollywood’da modern filmlerin reklam gider kuralı prodüksiyon bütçesi kadar veya ona çok yakın bir para harcamak. Ancak bu örnekte çivisi çıkmış bir yapımdan bahsediyoruz. Dolayısı reklam maliyetleri için orijinal bütçeden kerteriz almak daha doğru olacaktır.
Basında Solo’nun beklenen patırtıyı koparamamasının nedenlerinden biri de reklamdaki yetersizlik olarak gösteriliyor. Sorunlu projelerde özellikle ek çekim yapılması gerekiyorsa bunun masrafı maalesef biraz da pazarlama bütçesinden çıkar. Aslında pek çok filmde o ya da bu sebepten ek çekim yapılması gerekir. Maliyet hesaplarken unutulmaması gereken şey bir prodüksiyonda paranın en çok kameralar çalışırken oluk oluk aktığıdır.
A Star Wars Story filmlerinin ikisi de maalesef sorunlu projelerdi. Bu filmler için düşünülen bütçenin 100 ila 125 milyon dolar olduğunu düşünürsek maliyet üzerine bir o kadar da pazarlama bütçesi koymak makul gözüküyor. Star Wars sevenleri üzmemek için yine iyimser davranıyorum ve 100 milyon dolarlık bir pazarlama bütçesi ile maliyet hanesine 400 milyon dolar yazıyorum…
Yazdım.
Deadpool, Star Wars’u Seviyor
25 Mayıs 2018’de vizyona giren Solo açılış hafta sonunu yaklaşık 85 milyon, ilk haftasını da 120 milyon dolar hasılatla listelerin tepesinde kapatmış. Bu açıdan bakarsak aynı hafta vizyona giren filmlerden performansı en yakın olan How Long Will I Love U yirmi üçüncü sırada ezilmiş.
Pek etkileyici değil… Ama karşılaştırma adil de değil. O zaman şu açıdan bakalım: Solo aslında birinci sırayı ikinci haftasında olan Deadpool 2’yi devirerek alıyor. Şimdi etkilendik mi? Etkilenmeyin. Bütçesi çok daha düşük olan Deadpool 2’nin ilk hafta hasılatı 165 milyon dolar.
İşin aslı 85 milyon doların oldukça kötü bir ilk hafta sonu açılışı. Yani evet pek çok yapımevi böyle bir hasılata göbek atar ama elimizdeki malzeme Star Wars. Karşılaştırma olsun diye söylüyorum Justice League’in ilk hafta sonu hasılatı 94 milyon dolardı. Bu devirde ortak evren filminiz gişede Justice League’den kötü performans sergiliyorsa alarm sinyalleri ufaktan çalıyor demektir.
Çok Vasat Film Be Abi
Enteresan verilerden bir tanesi de Solo’nun eleştirmen performansı. Hatırlarsınız The Last Jedi’da eleştirmenlerle seyircilerin fikri arasında ciddi bir uçurum vardı. Solo’da ise sokaktaki adam uzmanlarla aynı fikirde gözüküyor.
Solo’nun Metacritic ortalaması eleştirmenler için de kullanıcılar için de 62. Algoritması farklı olsa da Rotten Tomatos’a bakınca benzer bir tablo görüyoruz. %71 fresh olan filme kullanıcılar ortalama 3.5 yıldız ile %64 gibi bir puan vermiş. Yani aslında nefret edilen bir film de yok elimizde. Seyirci de eleştirmenler de öyle aman aman beğenmemiş filmi ama çok da nefret etmemiş. Kesinlikle Solo’nun kesinlikle The Last Jedi’dan çok daha fazla beğenilen bir film olduğunu söyleyebiliriz. O zaman ikinci hafta yaşanan, anormal sayılabilecek %65’lik seyirci düşüşünün sebebi nedir?
Buna film pazarlamasında apati deniyor. Seyircinin filme verdiği en güçlü tepki “Meh” olunca, bir önceki filmin negatif etkisi Solo’yu kurşun gibi aşağıya çekiyor. En utanç verici durum ise beşinci haftadan itibaren haftalık hasılatın Deadpool 2’nin arkasına düşmüş olması. Kendisinden bir hafta evvel vizyona giren, yarısı kadar kemik hayran kitlesine bile sahip olmayan ve bütçesi üçte biri olan bir filme geçilmek neresinden bakarsanız iyi gözükmeyecektir.