15 – Pandorum (6.8)

Listedeki favori filmlerimden biri daha. Yakın dönemde bazı dizilere de konu olan bir hikayeyi işliyor. Nereye gittiği ve amacı belli olmayan bir uzay gemisinde uyanan birkaç kişinin hikayesini konu alıyor. Ne kadar zaman uyudukları, geminin nereye gittiği hakkında hiçbir fikirleri olmayan karakterler, geminin içinde yaşayan başka şeylerin de olduğunu fark edecekler ve bu gittikçe hayatta kalma mücadelesine dönüşecektir.

Filmin ilk kısmındaki bilinmezlik ve korku duygusunu oldukça beğenmiştim ancak çoğu korku filminde olduğu gibi gizem duygusu süreklilik göstermiyor, sonlara doğru daha fazla aksiyona dönüşüyor.

Buna rağmen iyi fikirler, iyi bir atmosfer ve güçlü bir anlatım sunan film bilimkurgu-korku arayanlar için izlenmesi gerekenler arasındadır.

Kamooon you madıfakırs!

14 – Hellboy (6.8) ve Hellboy II : The Golden Army

Hellboy serisi de çoğunuzun bileceği gibi çizgi roman uyarlamasıdır. Kahramangiller’de Hellboy ile ilgili detaylı yazılar bulabilirsiniz.

Hellboy’un çizgi romanında atmosfer biraz daha ağırdır ancak yine de belirli bir mizah taşır. Filmler doğal olarak daha da renkli ve curcunalıdır. Yine de aklınıza bir Ghostbusters gelmemeli. Hellboy orijinal olmasa da iyi işlenen bir arka plan hikayesine sahiptir.

Baş şeytanlardan birinin tohumu olan Hellboy, Dünya’daki gizli bir devlet organizasyonu tarafından büyütülür ve doğa üstü tehditlerle savaşan bir ajan haline getirilir. Bu organizasyonun içinde farklı insan olmayan varlıklar ya da değişik güçlere sahip insanlar da bulunur.

Doğa üstü tehditlere karşı savaşsalar da seriyi korku olarak tanımlamak bence oldukça yanlıştır. İlk film Action, Fantasy, Horror olarak geçer ki buradaki horror ibaresini oldukça şüpheli bulduğumu belirtmem gerekir. İkinci film ise  Action, Adventure, Fantasy olarak geçer ki bu daha doğru bir tanımlamadır. 

Yine de eğlenceli bir seyirliktir, kendini oldukça rahat bir şekilde izletir.

Babamın kanı yerde kalmayacak Sülo!

13 – Blade (7.1) ve Blade II (6.7)

Şunu tekrar konuşalım. Bence bir filmin içinde korku öğesi olan varlıklar bulunması o filmi korku yapmaz. Blade serilerinde esas düşman vampirlerdir ancak büyük kısmının tek işi Blade karşısında dövüşüp ölmektir.

Baş kahramanın onlu sayılarla ve çeşitli fantastik metotlarla temizlediği kötücül varlıklar sizi bilmem ama bana pek korkutucu gelmiyor. O yüzden her ne kadar etiketlerinde horror (korku) bulunsa da, Blade serilerinin kesinlikle korku olmadığını başta belirtelim.

Annesi Blade’e hamileyken vampirler tarafından ısırıldığı için bazı vampir güçlerine sahip olup, vampirlerin dezavantajlarını yaşamayan Blade esasında Marvel evrenine aittir. Yani Avengers, Spider-man ve X-men ile aynı evrende geçer. Zaman zaman bunlarla ortak maceralar yaşar. Ancak filmlerin döneminde Marvel evrenine ait herhangi bir referans yoktur.

Vampir öldüren karizmatik avcı temasının iyi örneklerindendir ve bu haliyle özünde bir Van Hellsing uyarlamasıdır. Wesley Snipes’ın en popüler olduğu ve bunu gittikçe arttırdığı dönemin başına denk gelir. Sapına kadar da bir Hollywood aksiyon filmidir dersem ne beklemeniz gerektiğini sanırım anlamış olursunuz. Tüm serilerden olduğu gibi gittikçe puanı düşer ki serinin üçüncü filminin puanı 5.9’a kadar gerilemiştir.

Elimde atınca 360 derece dönüp odadaki tüm vampirlerin boğazını bir saniye içinde kesen bir alet var gülüşü.

12 – Underworld (7.0) ve Underworld Evolution (6.8) 

Blade serisini al, baş karakteri kadın yap ve yarı vampirden tam vampire çevir.

Underworld serisi özetle bu şekilde anlatılabilir. Gerçekten de Blade’in vampir avcısı / aksiyon temasının genişletilmiş, az biraz makyajlanmış halidir. Kate Beckinsale ablanın ayrıca hastası olmamızın yanı sıra, Blade serilerinden farklı olarak vampir ırkının kökenine ve güncel yapılanmalarına dair detaylara da değinir.

Yine de Underworld denilince aklımın bir köşesinde hep “World of Darkness rol yapma oyununun arka planına çok benziyor, neden alıp onu kullanmamışlar ki” sorusu dolaşır. (World of Darkness’i merak edenler için sitede birden çok yazı bulunmaktadır onları buraya alalım) 

Ne demek elimizde başka beyaz lens kalmadı?

11 – Pitch Black (7.1) ve Chronicles of Riddick (6.7)

Pitch Black bazı korku ve gizem öğeleri barındırır ancak ikinci film yani Chronicles of Riddick, tıpkı yukarıdaki iki örnek gibi saf aksiyon filmidir.

Bu yüzden Riddick serilerinin de listedeki yeri hakkında pek sıcak değilim. Yine listeye alınmayan 3. filmi de mevcut olan seri özünde “uzayda geçen Conan” hikayesidir.

Barbar bir ırktan hayatta kalan aşırı iyi dövüşçü, bunun dışında keskin bir zekaya sahip, ahlaki açıdan gri noktalarda dolanan, başka ince yeteneklere de sahip bir kahraman hikayesi anlatır. İlk filmin gerdiği ya da kısıtlı korku olasılıkları sunduğunu hatırlatmakla birlikte nedense ikinci filmi daha çok sevdiğimi de belirtmeliyim.