Spider-Man: Homecoming – Tanrıların Evrenine Bir Örümcek Girdi!

MCU’ün Yeni Yüz Arayışı

Ama Spider-Man’ın girişi pürüzsüz olmalı. Zira MCU’nun iki önemli yüzü, hem Captain America’yı canlandıran Chris Evans, hem de Iron Man’i canlandıran Downey Jr.’ın uzun süre bu rolleri canlandırmaya hevesli olmadıkları kulağımıza çalınanlar arasında. Feige’ın önemli karakterler için oyuncu değişikliğini, toptan bir MCU reboot’una kadar asla istemediğini biliyoruz. Ve bu iki kahramanın yerine geçmeyi hak eden Spider-Man’den ala bir kahraman da düşünemiyorum. Hem yönetmenin, hem de başrol oyuncusunun bu denli gençten seçilmesinin başlıca nedeni de bence bu. Kaldı ki MCU’nun 10. yılına girdiği bu günlerde, teenagerları kazanmak için genç ve yeni bir yüzden ala bir fırsat da yok.

Tamam Marvel, Örümcek’le ciddi düşünüyor. Ama burada da üçüncü önemli konuya geliyoruz. Neden bu sefer köken öyküsü es geçildi? Bunun elbette basit cevabı örümceğin Civil War‘da görünmesi olabilir. Ama bir yandan da yapımcılar 3. kez bu öyküyü anlatmak istememiş de olabilirler. Biliyorsunuz ilk filmde köken hikayesi Ben amca odaklı idi. İkinci seride Ben amcanın yanı sıra baskın bir şekilde Peter Parker’ın merhum babasının gizemi işe dahil oldu. Üçüncü tekrar için farklılaştıracak başka bir öğe bulamamış olabilirler.

Gel bakayım buraya evlat.

Ama ben boş durur muyum? Yine kafa yoruyorum ve asıl olayın başka olabileceği iddiasıyla karşınıza çıkıyorum: Spider-Man’in köken hikayesinin bir numaralı öğesi ne Ben amcadır, ne de ebeveynleri – en önemli öğe Osborn ailesi ve Oscorp’tur. Peter Parker’ı Spider-Man yapan da, ömrü boyunca dünyasını karartmaya çalışan da onlardan başkası değildir.

Ve fakat MCU gibi bir evrene Oscorp gibi baskın bir firmayı “Aa bunlar da buradaymış meğersem!” diye sokamazsınız. Bu yüzden de Oscorp’un teknolojik görevini Stark Industries devralmış durumda. Spider-Man’ın yeteneklerinin bariz bir şekilde önüne geçen Stark işi kostümün de açıklaması bu. İşin devamlılığı açısından kötü bir karar değil. Ayrıca da Oscorp’un dünyaya verdiği zararın bir benzerini Stark’ın da vermekte olduğunu filmde görebiliyoruz. Önceki filmlerdeki becerileriyle neredeyse diplomatik dokunulmazlık kazanan Stark Industries ve Damage Control, pek çok mazlumun ahını almış görünüyor. Bu arada Rogue One‘ın Star Wars dünyasına çektiği başarılı retcon‘un bir benzerini de Homecoming yapıyor. “İlk Avengers filminde yerle bir olan New York’a ne oldu?” sorusunun cevabı, başarılı bir şekilde ele alınıyor.

Kanatların Evrimi

Yeri gelmişken, dördüncü konumuza da geçelim; baş düşman Vulture. Kendisi çizgi romanlarda pek eski, pek alışılageldik ama çok inanılmaz parlak olmayan bir düşmandır. Filmde ele alınışını gayet yerinde buldum. Vulture’ın orijinal hikayesindeki gibi haksızlığa uğramış bir mühendis ve mucit olan Adrian Toomes, inanılmaz uyumlu bir şekilde MCU’ün yeraltı evreninde kendine bir yer edinmiş. Toomes’un işi, yetenekleri ve kişiliği de Spider-Man’ın ara sokak kahramanlığı durumunu vurgulayacak nitelikte. Peter Parker’ın özel hayatındaki yeri ise; çizgi romanlarından görmeye alıştığımız nitelikte bir ikilem sunuyor. Öyle ki Örümcek bu ilk sınavında iyilikle doğruluğun arasında kalıyor. Bunu nefis buldum. Benim nezdimde Örümceğin hikayelerinin en çekici tarafı yaşadığı ikilemlerdir.

Küçük bir vurucu tespiti de filmin en iyi performansını ortaya koyan Michael Keaton için yapayım. Daha önce ilk modern Batman uyarlamasında baş rolü alan Keaton’ın, bu rolünün açık bir parodisini yapan Birdman rolünden sonra Vulture rolünü üstlenmesi; inanılmaz derecede anlamlı olmuş. Keaton’ı ve bu castingi yapan kişiyi ayakta alkışlıyorum.

Keaton’ın evrimi.

Yazıyı kapatırken yanlış bir imaj vermemek için vurgulayayım; elimizdeki bir süper kahraman filmi ve tıpkı diğer Marvel filmleri gibi derinlik seviyesi düşük. PG-13 derecelendirmesine uygun olarak, gerek şiddet içeren, gerekse fazla kafa yoran sahnelerin olmadığı bir teen movie Spider-Man: Homecoming. Açıkça söylemek gerekirse MCU’ün tüm filmlerini eğlenerek izliyorum ve aradığımı da buluyorum ama şunu asla inkar etmeyeceğim: Disney kontrolündeki Marvel hype yaratmakta ve nefes kesmekte başarılı olduğu kadar derinlik yaratmakta başarılı değil. Gerçi gerek X-Men markasını yöneten Fox, gerekse Nolan’ın Dark Knight üçlemesi haricinde DC, bu kadarını da başaramıyor, o yüzden böyle bir beklentiniz olmadığı taktirde iyi eğlendiren bir film olduğunu söyleyebilirim.

Özetle bol kahkaha, bol vertigo, iyi efektler ve az şiddet ile Örümcek dostumuz tanrıların evrenine gayet tutarlı bir giriş yapmış bulunuyor. Gişede şimdilik fena gitmediğine göre, önümüzdeki yıllarda suratımıza hunharca örümcek fırlatılacağını garanti ederim. Benim kişisel bir beklentim de var; Örümceğin bugüne kadar ele alınmayan az sayıda düşmanından Kraven’ı, hadi olmasın Mysterio’yu üçüncü ya da daha sonraki devam filmlerinde görmek. İkinci diyemiyorum, zira bu iki düşman lise öğrencisi bir veledin karşısına dikilecek adamlar değil. Ama bu yönde bir ilerleme seçilirse, Deadpool misali yetişkinlere yönelik filmler Spider-Man’a çok yakışır diye düşünüyorum.

Yorumlar